Demokrasi Konferansı: Bizim de sözümüz var
Ahmet Türk, Canan Arın, Genco Erkal, Murathan Mungan, Şebnem Korur Fincancı, Zülfü Livaneli gibi isimlerin çağrıcı olduğu Demokrasi Konferansı toplantısında "Bizim de sözümüz var" denildi.
DUVAR - Ekonomiden, özgürlüğe, özgürlükten Kürt sorununa kadar bütün sorunların ortak bir çözüm yolu olduğunu belirten Demokrasi Konferansı toplantısında, "Karanlığın inadına, mavisi, kırmızısı, turuncusu, moru, yeşili, pembesi var. Ülkenin geleceğinde bizim de sözümüz var" denildi. Aralarında Ahmet Türk, Canan Arın, Celal Fırat, İhsan Eliaçık, Genco Erkal, Melda Onur, Murathan Mungan, Nejla Kurul, Öztürk Türkdoğan, Rıza Türmen, Şebnem Korur Fincancı, Tarık Ziya Ekinci ve Zülfü Livaneli gibi isimlerin çağırıcı olduğu konferans toplantısında demokrasi talepleri sıralandı.
Demokrasi İçin Birlik (DİB), “Ekmek, adalet, özgürlük” sloganıyla haziran ayında gerçekleştireceği konferans öncesi yapılan toplantı Şişli’de bulunan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi Abidin Dino Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya DİB üyeleri Nesteren Davutoğlu ve Ayşegül Devecioğlu, Halkların Demokratik Partisi İl Eşbaşkanı Elif Bulut, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, çok sayıda sivil toplum örgütü yönetici ve temsilcisi katıldı.
Kürt siyasetçi Ahmet Türk, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Necla Kurul, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) esik Yargıcı Rıza Türmen, İnsan Hakları Derneği ( İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Alevi Dernekleri Başkanı Celal Fırat, gazeteci Melda Onur ve Kürt Siyasetçi Tarık Ziya Ekinci toplantıya online sistem üzerinden konuşmacı olarak katıldı.
RIZA TÜRMEN: BÜYÜK YÜRÜYÜŞÜN BAŞLANGICI
Katılımcılar sırayla söz hakkı aldı. Hukukçu Rıza Türmen yaptığı açıklamada, "Haksız yere cezaevinde yatan kitleler, öbür yandan iş, aş isteyen evine ekmek götüremeyen kitleler var. Demokrasi Konferansı bu talepler arasında bağlantı kurmayı amaçlamakta. Bugün biliyoruz ki kadın hareketiyle Kürt halkının talepleri ancak demokrasiyle karşılık bulabilir. Demokrasi konferansı yeni bir bilinçlenmeyi hedeflemekte. Demokrasi Konferansı büyük bir yürüyüşün başlangıcı" dedi.
AHMET TÜRK: DEMOKRASİ OLMADAN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLEMEZ
Kürt siyasetçi Ahmet Türk ise yaptığı açıklamada, toplumun bütün sorunlarının ortak çözüleceği noktanın demokratik bir Türkiye'den geçtiğini söyledi. Yerel seçimlerde de bu yolu seçtiklerini belirten Türk şöyle konuştu: "Türkiye'nin en büyük sorunu Kürt sorunu ama demokrasi olmadan bırakın Kürt sorununu hiçbir sorunun çözülmeyeceğini görüyoruz. Bunun için radikal bir demokrasinin öncülüğünü yapmak ve bunu Türkiye'nin kamuoyuna taşımalıyız. Siyasi partilerin geleceğimizle ilgili samimi bir duruş göstermesi şart. Son yerel seçimlerde demokrasi için bir tercihte bulunduk. Bugün biliyoruz ki bu iktidarlardan kurtulmanın yolu da birliktir. Bunu yaygınlaştırmak, toplumun her kesimine ulaştırmak gerekiyor. Türkiye'deki siyasi anlayışın gerçekten demokrasiyi karşılayacak bir tavrı ortaya koymaları lazım. Elbetteki bireysel çalışmaların yeterli olmadığını biliyoruz. Elbetteki bize düşen görevi yerine getirmek için çaba göstereceğiz. Başta da söyledim bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunu ama demokrasi olmadan bu sorun çözülmez. Bu mücadeleyi daha geniş kitlelere yayma konusunda çabalamamız gerekiyor. Burada önemli olan ortak demokratik değerlerde birleşmek. Bu kutsal bir görevdir. Bu demokrasi platformunu oluşturan dostlarımızı kutluyorum."
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise şöyle konuştu: "20.yüzyılda birçok ülkede değişim dönüşüm yaşanarak geçmişleriyle yüzleşti. Maalesef Türkiye resmi ideolojiden bir türlü vazgeçmedi. Türkiye çoğulculuk noktasındaki sıkıntılarını hala sürdürüyor. İnsan hakları savunucuları olarak bizler bunların demokrasi mücadelesinden geçtiğini biliyoruz. Geldiğimiz aşamada Türkiye'nin aslında çok güçlü bir siyasi muhalefeti var. Neden bu siyaset ete, kemiğe bürünmüş bir şekilde bir araya gelemiyor? İnsan hakları savuncularının barışla birlikte demokrasiyi savunmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha söylüyorum. Türkiye'nin barışı ve demokrasiyi göreceği günler yakındır."
KURULUŞ AMAÇLARI
Demokrasi Konferansı amaçlarını şöyle açıkladı:
- Özgürlük, eşitlik, demokrasi talepleri ile işsizliğin, yoksulluğun görülmemiş boyutlara geldiği, eşitsizliklerin kabul edilemez bir diziye ulaştığı ülkemizde ezilen kesimlerin hak taleplerini, ekmek, adalet ve özgürlük başlığı altında birleştirmek ve birlikte hareket etmelerine zemin sağlamak için yola çıkıyoruz.
- Ülkede bir demokrasi rüzgarı estirmek, toplumsal barış hedefini ve demoktasi mücadelesini bir ileri aşamaya taşımak için yola çıkıyoruz.
- Halka umut verecek bir ortaklaşmayı yansıtmak, her alanda yaşanan hak ihlallerine, baskı ve hukuksuzluğa karşı güçlü bir itiraz sesi yükseltmek için yola çıkıyoruz.
Demokrasi Konferansı Bileşenleri, 'Ekmek, özgürlük ve adalet' çağrısıyla yaptıkları açıklamada şunları söyledi:
- 2017 referandumu ile yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye'de rejim değişmiştir. Kuvvetler ayrılığını ve hukuk devletini ortadan kaldıran, bütün yetkileri tek elde toplayan, hiçbir denge-fren mekanizmasının bulunmadığı tek adamın leyfi iradesine dayanan bu yönetim, neo faşist özellikleri göstermekte.
- Demokrasi, özgürlük talepleriyle iş ekmek talepleri birbirini tamamlayan bir bütün oluşturur. Biri olmazsa öbürü de olmaz.