'Deniz Kaşifi' iş başında: Akdeniz ve Marmara için acil önlem zamanı

Türkiye İş Bankası tarafından ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sunulan insansız su altı planörü ‘Deniz Kaşifi’, Marmara ve Akdeniz’de önemli veriler topladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 'Dünya bizim gelecek bizim' yaklaşımıyla, İş Bankası ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) denizlerimizdeki kirliliğin önlenmesi ve ekosistemin sürdürülebilirliği için hayata geçirdiği iş birliği bir yılı aşkın süredir devam ediyor. İş Bankası tarafından bilimsel çalışmalara destek olmak üzere ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sunulan 'Deniz Kâşifi' adlı insansız su altı planörü bu dönemde bilime ışık tutacak önemli veriler topladı.

Marmara ve Akdeniz’de ekosistem ve iklim araştırmalarına destek sağlayan veriler Doğu Akdeniz’de deniz suyu sıcaklıklarının dünya ortalamasının üzerinde olduğunu ortaya koyarken, Marmara’da evsel, endüstriyel ve tarımsal alanlardan gelen kirleticilerin etkisiyle ortamdaki oksijenin hızla tükendiği görülüyor. 

Temmuz ayı sonuna kadar Karadeniz'deki görevine devam eden Deniz Kaşifi’nin topladığı veriler ile açık deniz seferi sırasında toplanan veriler karşılaştırılacak. Bu karşılaştırmanın, Karadeniz açık deniz oşinografisi konusunda yapılacak ilk kapsamlı çalışma olmasının yanı sıra deniz araştırmaları alanında önemli bir kilometre taşı oluşturması bekleniyor.

'MARMARA'DA ACİL ÖNLEMLER ALINMALI'

Deniz Kâşifinin şu ana kadarki çalışmalarına ilişkin değerlendirmede bulunan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Marmara Denizi’nin, iklimde meydana gelen olumsuz değişimlerin yanında yoğun insan aktivitelerinin yaşandığı bir iç deniz olduğunu belirterek, Türkiye nüfusunun beşte birine ev sahipliği yapan, tarımdan enerjiye, turizmden sanayiye kadar çeşitlenmiş bir ekonomik büyüklüğe sahip olan illerle çevrili olmasının Marmara Denizi üzerindeki insan baskısının her geçen gün artmasına neden olduğunu söyledi. Diğer denizlerle su alışverişinin sadece iki dar boğaz ile olmasının, Marmara’nın insana karşı savunma gücünü düşürdüğüne dikkat çeken Salihoğlu, “Marmara Denizi’nin Karadeniz gibi belli bir derinlikten sonra oksijenin olmadığı ölü bir deniz haline gelmesinin önüne geçmek için acil önlemler alınması gerekiyor. İlk etapta havza ve atıksularla Marmara’ya taşınan azot, fosfor vb. besin yüklerince zengin insan kaynaklı evsel, endüstriyel ve tarım kaynaklı kirleticilerin kontrol altına alınması ve denetlenmesi büyük önem taşıyor” dedi.

Akdeniz’deki bulgulara ilişkin de değerlendirmede bulunan Salihoğlu, ısınma, beklenmedik hava olayları, denizlerin asitlenmesi (asidifikasyon) gibi insan kaynaklı iklim değişiminin etkilerinin tüm Akdeniz’de yoğun şekilde yaşandığını ifade etti.

'DENİZLERİMİZDEKİ KİRLİLİK HEPİMİZİN ORTAK MESELESİ'

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri İzlem Erdem de şu görüşleri paylaştı:

“Ekolojik dengenin sağlanmasında büyük rolü bulunan denizlerimizdeki kirlilik sorunu, hepimizin ortak meselesi. Dünya üzerindeki yaşanabilir hacmin yüzde 90’ından fazlası derin denizlerde yer alıyor ve buradaki canlılar tüm gezegendeki yaşamı destekliyor. Bu nedenle denizlerle birlikte deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir kılmak amacıyla konunun uzmanlarıyla iş birlikleri yapıyor, pek çok çalışma yürütüyoruz.”