Deprem yıkıntılarından hukuk fakültesine
Depremde evini, arkadaşlarını kaybeden; 18 yaşındaki Erkan Ergin, yılmadı, çadırda sınava hazırlandı. Hukuk fakültesini kazanan Ergin, Hatay halkı için avukat olmak istiyor.
Burcu Özkaya Günaydın
HATAY - 6 Şubat’ta meydana gelen deprem üniversite sınavına hazırlanan binlerce öğrencinin de geleceğini etkiledi. Depreme üniversiteye hazırlandıkları yıl yakalanan saatlerce enkaz altında kalan, yakınlarını kaybeden öğrenciler yaşadıkları travmalara rağmen umutlarını kaybetmediler.
Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Yeşilköy Mahallesi'nde yaşayan Erkan Ergin de depremde arkadaşlarını kaybetti, on kişiyle bir arabanın içinde günlerce yardım bekledi, tüm travmalarına rağmen ayağa kalktı ve yola devam etti. Çadırda üniversite sınavına hazırlana Ergin, Kıbrıs Lefke Avrupa Üniversitesi’ni tam burslu kazandı. Ergin’in en büyük isteği Hatay’da deprem davalarında avukat olarak girebilmek.
'DEPREMDE DÖRT SAAT KİLİTLİ KALDI'
18 yaşındaki Erkan Ergin, hayatını tüm depremzedeler gibi iki ayrı bölüme ayırdı; depremden önce ve depremden sonra. Depremden önce Karaçay Bedi Sabuncu Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisiyken tek amacı iyi bir puan alarak, Eskişehir ya da İzmir’de Hukuk Fakültesi’ni kazanmak olan Ergin’in hayatı birçok insan gibi 6 Şubat’ta değişti.
Depreme Yeşilköy Mahallesi'ndeki evinde yakalanan Ergin, üniversite sınavına hazırlandığı için kardeşlerinden ayrı bir odada tek başına kalıyordu. Deprem sırasında anne-baba ve kardeşleri can havli ile evden çıkarken, Erkan Ergin’in odasının kapısı kilitlendiğinden dolayı odada mahsur kaldı. Dört saat odada kalan Ergin, “O odadan çıkabileceğimi düşünmedim. Benim için her şey orda bitti, nefes alamıyordum. Dört saat sonra bir şekilde çıktım ama her yer yıkılmış, hava soğuk ve yağmurlu, her şey çok kötüydü. Kaç ay geçti, ara ara nefesim hala kesiliyor” dedi.
Erkan Ergin ve ailesi, akrabalarıyla birlikte bir hafta boyunca, en az on, bazen de on beş kişi bir arabada üst üste balık istifi yaşam mücadelesi verdi. Depremin ilk günlerinde mahallede az ürünleri olan bir bakkal açıldı fakat bakkal ürünleri iki katı ücretle sattı. Ergin ailesi de ellerinde bulunan parayla bisküvi ve su alarak, asgari gıda ihtiyacını karşılamaya çalıştılar.
'UFAK ŞİŞE SUYU ÜÇ KİŞİ İÇİYORDUK'
Ailesiyle birlikte bir haftayı günde birkaç bisküvi ve yarım bardak su ile geçiren Ergin, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “İlk yardımlar depremden bir hafta sonra geldi. Marketten ufak şişe su alıyorduk, 3 kişi bölüşüyorduk. Yani günde en fazla yarım bardak su içebiliyorduk. Yiyecek de sadece bisküvi vardı, bir yerden sonra kusmaya başladım. Sera naylonlarımız var altına geçebiliriz ama battaniye yok, soğuktan donarız. Bagaja kadar dolu arabada üst üste bir hafta geçirdik. İnternet arada çektiğinde haberlere bakıyoruz, Maraş ve Adıyaman var Hatay yok. Kimsenin bizden haberi yok diye düşünmeye başladım. Hayatta kalacağımızı bile düşünmüyordum. Bir haftanın sonunda yardımlar gelmeye başlayınca biraz rahatladık."
Su ve yemek gibi en acil ihtiyaçlardan bir süre sonra battaniye, çadır da gelmeye başladı. Erkan Ergin ve ailesi bir çadır bulup, başlarını sokmayı başardılar. İlk bir ay hayatta kalma mücadelesi ve tanıdıklarının, arkadaşlarının ölüm haberlerini alarak geçtiği için Ergin’in aklına geleceğini belirleyecek olan sınav gelmedi. Bir aydan sonra etrafında tanıdıklarının sınav konuşmaya başlamasıyla Erkan Ergin de sınavı düşünmeye başladı.
'ZOR OLDU AMA SÖZÜMÜ TUTTUM'
Bir süre sonra hem hayata tutunma motivasyonu hem de acaba yapabilir miyim düşüncesiyle Ergin sınava girmeye karar verdi. Bütün kitapları yıkılmak üzere olan evinde kalmıştı. İnternet yoktu, bilgisayar kullanamadı. O yüzden bazı kitaplar bularak onlar üzerinden çalışmaya başladı:
“Çalışmaya karar vermek benim için en önemli adımdı. Karar verip başladıktan sonra defalarca 'Yapamayacağım' diye bıraktım. Sonra aylardır verdiğim emek, anne babamın bana olan güveni, emekleri beni yeniden çalışmaya itti. Sınavın büyük bir kısmına on kişi kaldığımız çadırda hazırlandım. Son iki hafta yardım kurumlarından birinden konteyner geldi. Ben okul birincisiydim, baştan konteynerim olsaydı ya da depremzede öğrenciler için birkaç ay daha süre verilseydi, asıl hedefim olan İzmir ya da Eskişehir’de bir hukuk fakültesi kazanırdım. Sınava hazırlanma koşulum, deprem süreci, travmalarım beni 20 puan geriye attı. Bu yaşadıklarımdan sonra tam burslu Kıbrıs’ı kazanmak bile benim için çok önemli. Kendime, aileme verdiğim sözü tuttum.”
Her zaman hukuk okuyup, avukat olmayı isteyen Erkan Ergin, bu isteğinin depremden sonra daha anlam kazandığını söyledi. Avukat olup Hatay’daki deprem davalarının avukatlığını yapmak isteyen Ergin, “İnsanları kandırarak, çürük bina yapan ölümlerine neden olan insanların ceza alması için Hatay halkını savunmak için avukat olmak istedim” diyor.
'EĞİTİMİM İÇİN DESTEĞE İHTİYACIM VAR'
Şu an okul masrafları için günübirlik tarla ve inşaat işleri yapan Erkan Ergin’i en çok düşündüren konu Kıbrıs’ta ev kiralarının çok yüksek olması, tek umudu ise devlete ait bir yurt çıkması. Ergin’in annesi depremden önce kabak tatlıcılarına ham kabak satışı yapıyordu. Depremde evlerinin yıkıldığını, annesinin kabaklarının enkazda kalmasından dolayı maddi olarak da kötü durumda olduklarını söyleyen Ergin, hayırseverlere ve iş insanlarına seslenerek, eğitimini tamamlayabilmek için destek istiyor.