Depremde ailesi ölen annenin sosyal medyada sesi kısılmak istendi

6 Şubat depremlerinde yıkılan Ezgi Apartmanı'nda ailesini kaybeden Nurgül Göksu'nun sosyal medya hesabı önce telif hakkı sebebiyle kapatıldı 4 gün sonra yeniden açıldı.

Nurgül Göksu, oğlu ile birlikte. (Fotoğraf: Gazete Duvar)
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 6 Şubat 2023'teki depremlerin merkez üssü Maraş'ta yıkılan Ezgi Apartmanı'nda, oğlunu, gelinini ve 6 aylık torununu kaybeden Nurgül Göksu, depremin ilk gününden bu yana adalet mücadelesi veriyor.

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davası deprem bölgelerinde hem ‘olası kasttan’ yargılama yapılan hem de sanık avukatları tarafından firari sanıkların tutuklanmaması için ‘güvence belgesi’ istenilen ilk dava.

Firari sanıklar için talep edilen arama kararına ilişkin sanık avukatı Ersan Şen'in ‘Kırmızı bültenin devlete maliyetini biliyor musunuz?” sözlerine tepki gösteren Göksu, “Evlatlarımın hatırası üstünde tepiniyorlar. Benim oğlum avukattı, hiç duruşmaya katılmamıştım. Katıldığım ilk duruşma oğlumun duruşması oldu" diyor.

Nurgül Göksu, Ezgi Apartmanı'nda oğlunu, gelinini ve torununu kaybetti.

‘ÜÇ EVLADIM ÖLDÜ, ELBETTE KIRMIZI BÜLTEN İSTEYECEĞİM’

3 Mayıs 2024’te ikinci duruşması görülen Ezgi Apartmanı davasında, 2'si tutuklu, 2'si firari toplam 5 sanığın yargılanması devam ediyor. Firari sanıkların bulunmasına yönelik kırmızı bülten talepleri reddedilen Göksu, “Firari sanıkların yurt dışında ticari bağlantıları var. Elbette ki yurt dışında olabilirler. Neden kırmızı bülten talebimi reddediyorlar?” diyor.

Göksu son duruşmaya ilişkin şunları söylüyor: “Geçtiğimiz cuma günü ikinci duruşmamız görüldü. Sami Kervancıoğlu, Mustafa Pekel ve iç mimar Ertan Danacı ‘olası kasttan adam öldürmekten’ yargılanmaya devam ediyorlar. Olası kast bitmiş gibi haberler yapılıyor ama sekiz aydan bu yana olası kasttan yargılanmaları devam ediyor. Haklarında arama kararı var ve duruşmada da kırmızı bülten talebimiz yineledik. Sanık avukatı Ersan Şen mahkemede, ‘Kırmızı bülten, kırmızı bülten diye söylüyorlar ya, bu kırmızı bültenin devlete maliyetini biliyorlar mı acaba?’ dedi. Ben mağdurum, mağdur. Üç tane evladımı toprağın altına koydum. Elbette ki kırmızı bülten isteyeceğim.”

‘OLASI KASTTAN YARGILAMA SADECE BU DAVADA’

İlk günden bu yana istediği tek şeyin adalet olduğunu söylüyor Nurgül Göksu. Deprem bölgelerinde görülen davalarda ilk defa ‘olası kasıtla yargılama’nın bu dosyada olduğunu belirten Göksu, mahkemelerde sanık avukatlarının ithamları sebebiyle zor bir süreç geçirdiğini aktarıyor. Göksu şöyle devam ediyor: “Hem birinci duruşmada hem Ikinci duruşmada sanık avukatı bana, ‘Dosyayı bugüne kadar algıyla getirdiler. Sosyal medyada sürekli paylaşım yaptılar. Bu dosyanın bu şekilde hazırlanmasının sebebi sosyal medyadaki algı yönetimi' diyor. Şimdi ben soruyorum; Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden yedi tane bilim insanı bu insanları asli kusurlu bulmuş. Cumhuriyet savcısı bu insanları kusurlu bulmuş, olası kasttan yargılanması için iddianameyi hazırlamış. Ben nasıl bir algı yönetimi yapmış olabilirim ki?”

‘AİLEMİN FOTOĞRAFLARINA ‘SENİN DEĞİL’ DİYORLAR’

“Sesimi duyurabildiğim tek yer sosyal medya' diyen Göksu, İnstagram ve X’teki hesaplarının telif hakkı ile kapatılmasına tepki gösteriyor: “Instagram'da Ezgi Apartman sayfam vardı. Çocuklarımın fotoğrafına telif gönderip kapattırdılar. X’teki hesabımı yine çocuklarımı rüyamda gördüğüm gönderiye telif hakkı gerekçesiyle kapattırdılar. Çocuk benim çocuk, fotoğraf benim, rüya benim. Fotoğraflarıma nasıl telif hakkı aldırabiliyorlar? Taklitçiymişim ben. Çocuğunu kaybeden bir anneye nasıl bu yaftayı yapıştırıyorsunuz?”

Göksu'nun 6 Mayıs'ta kapanan sosyal medya hesapları 10 Mayıs'te yeninden açıldı. Göksu, sosyal medyadan sesini duyurmaya devam edeceğini ifade ediyor. 

‘FİRARİ SANIKLAR İÇİN GÜVENCE İSTENEN VE OLASI KASTLA YARGILAMA YAPILAN İLK DOSYA’

Göksu’nun avukatı Uğur Biricik, yargılamada kişilerin sorumluluğuna giderken sorumluluğun taksir veya kasıt şeklinde ikiye ayrıldığını belirtiyor. Taksirle yargılanmada ölüm sayısına bakılmaksızın sadece değişen oranlarda ölüme sebebiyet verme ile yargılama yapıldığını belirten Biricik şunları söylüyor: “Ama olası kastla yargılanmada yani kasten bir suça sebebiyet vermede ölüm sayısınca ceza alınıyor. Şu an bu insanlar 35 kişinin ölümüne sebebiyet vermekten, 875 yılla yargılanıyorlar.”

Sanık avukatlarının mahkemede firari müvekkilleri için ‘güvence belgesi’ talep ettiğini aktaran Biricik, “Sanık avukatı heyete, ‘Müvekkillerimizin tutuklanmayacağına dair mahkeme bize bir güvence belgesi hazırlasın. Sanıklarımızı sonraki celse ya da istediğiniz yerde hazır edeyim. Gelin siz dinleyin' diyor. Onlarca insanın ölümünden sorumlular ve bu insanların yakınları var. Ayrıca deprem bölgelerinde ilk kez olası kasta dair yargılanma yapılıyor. Duruşmada suçlu olduğunu bildiğiniz bir insanı dinleyeceksiniz ama günün sonunda tutuklamayıp salıvereceksiniz, kimsenin böyle bir duruma razı geleceğini düşünmüyoruz.”

Kırmızı bülten taleplerine ilişkin uluslararası ilişkilere dayanan bir talepte bulunduklarını belirten Biricik, şunları belirtiyor: “Şimdilik emniyetten gelen bilgilere nazaran bu talebimizi reddedildi fakat ısrarla yenileyeceğiz. Bizim açımızdan artık somut olayın aydınlatılmasına yönelik çok soru işareti kalmadı. Halihazırda iddianame de olası kasta ölüme sebebiyet vermekten hazırlandı. Sorumluların ceza alması için gerekli her şeyi yapacağız.”

Ne olmuştu?

6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin merkez üssü Maraş’ta bulunan Ezgi Apartmanı’nda 35 kişi hayatını kaybetmişti. Nurgül Göksu, 12 gün boyunca enkazda delil nöbeti tutmuş, apartmanın zemin katında bulunan pastanede kolon kesildiğini tespit etmişti. Her iki tarafın avukatlarının dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesini istediği son duruşmada mahkeme, yeni bilirkişi talebinin kabulü ile duruşmayı 12 Temmuz 2024’e erteledi.