Depremin hayalet kente çevirdiği iki ilçe: Nurdağı ve İslahiye

Antep'in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde, Maraş merkezli iki depremde büyük yıkım yaşandı. Hayalet kente dönen iki ilçede, yoksullar, Suriyeliler ve yardım ekipleri kaldı.

Google Haberlere Abone ol

Can Bursalı - Ferhat Yaşar

ANTEP - Maraş merkezli depremlerin üzerinden 15 gün geçti. Depremler, 11 kenti ve ilçelerinde binlerce binayı enkaz yığını haline çevirdi. Çok sayıda bina ayakta kalsa bile kullanılamaz halde.

Antep'in 50 bin nüfuslu Nurdağı ve 70 bin nüfuslu İslahiye ilçeleri de depremde büyük hasar gördü. İki ilçede de onlarca bina enkaz halinde. Çok sayıda hasarlı bina göze çarpıyor. Birbirine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki iki ilçenin ortak özelliği ise, altında işyeri olan binaların neredeyse tamamının yıkılmış olması.

AĞIR HASARLI BİNADAN EŞYA TAHLİYESİ

İlk durağımız olan İslahiye'de, depremzedeler ayakta kalan binalardaki eşyalarını kurtarma telaşında.

Emekli TSK mensubu Mustafa Doğan, ağır hasarlı bir apartmanın önünde bekliyor. Kendisine neden orada beklediğini sorduğumuzda, üst katları gösteriyor. Büyük hasar görmüş apartmanın balkonunda bir kişi aşağıya sarkıttığı iple eşya indirmeye çalışıyor. Doğan'a "Bu riskli değil mi? Nasıl izin aldınız?" diye sorduğumuzda, "Ev gitti. Araba yan binanın enkazı altında kaldı. O binada 16 kişi öldü. Bir evi baştan kurmak 300 - 400 bin lira. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Ne yapayım?" yanıtını veriyor. Doğan, binanın yakınında bulunan polisleri göstererek, "Asansör getirmemize izin vermediler. Eşyaları kendi imkanlarımızla çıkartıyoruz. Sağ olsunlar arkalarını döndüler, görmezlikten geliyorlar" diyor.

YARIKLARIN OLDUĞU BİNAYA AZ HASARLI RAPORU

İslahiye'nin merkezinde konuştuğumuz bir diğer depremzede Emre Kocabaş ise, ağır hasarlı evindeki eşyaları tahliye ettiriyor. Galericilik yaptığını belirten Kocabaş'ın eşyalarını, yanında çalıştırdığını söylediği iki Suriyeli taşıyor. Depremde yaklaşık 90 akrabasını kaybeden Kocabaş, deprem günü hamile olan eşini sırtına alarak askeri bölgeye götürdüğünü ancak içeri alınmadığını ileri sürüyor.

Kocabaş'ın evinin olduğu apartmanda büyük yarıklar göze çarpıyor. Ancak inceleme yapan ekiplerin binaya az hasarlı raporu verdiğini ifade eden Kocabaş, "İnanılır gibi değil" diyor ve birkaç ay sonra herkesin İslahiye'yi terk edeceğini savunuyor.

Depremden sonra ilk iki gün hiçbir yardım görmediklerini ve aç kaldıklarını söyleyen Kocabaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarını da eleştiriyor ve "Sadece İstanbul depremine hazırlık yapıyorduk diye bir açıklama olamaz" ifadelerini kullanıyor.

'KONYA'DAN GELENLER ELLERİNDE DEDEKTÖRLE ALTIN ARADI'

Evini tahliye eden Suriyeliye çok güvendiğini belirten Kocabaş, “Bu çocuk Suriyeli. 50 tane Türk'e değişmem. Evdeki altınıma kadar bulup getirdi. Konya'dan gelen birileri vardı. Ellerinde dedektörle altın aradılar. Bir Suriyelinin kulağını kestiler gözümün önünde. Profesyonel hırsızlardı. İslahiye'de Türk yağmacılar daha fazlaydı" iddialarını dile getiriyor.

İlçe merkezindeki depremzede Suriyeliler de kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda yaşama tutunmaya çalışıyor. Yan yana kurulmuş dört çadırın üçünde, 30 kişilik Suriyeli bir aile yaşıyor. Bu ailenin tek talebi, kendilerine daha korunaklı olan AFAD çadırlarından verilmesi. Çadırda yaşayanlardan biri de 80 yaşındaki kalp hastası Muhammed Hassoun. Hassoun, şunları söylüyor:

"Bizim kaldığımı yerler çadır değil. Parça parça torbaları birleştirip yaptık. AFAD geldi, bizim çadırlara baktı, bize çadır vermedi. Geceleri çok soğuk oluyor, çok üşüyoruz. Doğru düzgün giyecek bir şey yok. Hepsi evde kaldı. AFAD buradaki herkese çadır verdi ama bize vermedi.”

OTO GALERİLERİN OLDUĞU BİNALARDA BÜYÜK YIKIM

Bir sonraki durağımız olan Nurdağı ise, İslahiye'ye göre daha sessiz. Tamamının yıkılıp yeniden yapılmasına karar verilen ilçeye girişin sağlandığı caddedeki binaların tamamının altında oto galeriler var. Birçok bina, oto galerilerin üzerine çökmüş. Onlarca araç, bina enkazlarının altında.

Nurdağı'nda, seyrek geçen araçların dışında çok fazla insana rastlayamıyoruz. İlçede gezerken, oto galerilerin bulunduğu caddede yer alan Nadir Apartmanı'nın enkazı önündeki hareketliliğe dikkat kesiliyoruz.

'ZEMİNLE BALKON AYNI SEVİYEDE'

Enkazın önünde duranlardan Semra Palta, göçüğün altında tam altı ailenin kaldığını söylüyor. Kendilerinin birinci katta oturduklarını ifade eden Palta, deprem sırasında dışarı çıkmak için balkona yöneldiklerini ifade ediyor:

"Birinci kattaki evimizin balkonundan atlamak için koştuk. Sonra bir baktık balkon ile zemin aynı seviyeye gelmiş. Bizde balkondaki delikten çıktık. Hepimizin kafasında yara var. Dışarı çıktık baktık herkes bağırıyor. Enkaz da altı kişiyi çıkardık. Biri hamile bir kadındı. Şimdi Antep’teki kızımın evinde kalıyoruz.”

Depremden önce hareketli bir ticari hayata sahip olan iki ilçenin sessizliğe büründüğünü ve hayalet kasabaya dönüştüğünü söylemek abartılı olmaz. İki ilçede de depremden kurtulabilenler çevre şehirlere göç etmiş durumda. İlçe merkezlerinde kalanların büyük çoğunluğu gidecek yeri ve imkanı olmayan yoksullar ve Suriyeliler...

Etiketler deprem hatay maraş