Depremzede kadınlar: 'Seçim araya girdi, ihtiyaçlar unutuldu’
Adıyaman, Narlıkuyu’da gönüllülerin kurduğu çadır kentte bulunan Kriz Koordinasyon Merkezi, Afet İçin Feminist Dayanışma ve DAKAHDER, depremzede kadınların ihtiyaçlarının bitmediğini hatırlattılar.
Evrim Deniz
ADIYAMAN - Maraş'ta 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen iki büyük deprem, 11 ilde yaklaşık 13,5 milyon insanın yaşadığı geniş bir bölgeyi etkiledi. Resmi rakamlara göre 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti, 5 milyon 649 bin 317 konut hasar gördü. Depremlerin ardından birçok insan çadır kentlerde yaşamak zorunda kaldı. Ancak burada yaşayan insanların temel ihtiyaçlara ulaşması konusunda hala sıkıntılar yaşanıyor.
Depremlerin yıktığı kentlerden biri olan Adıyaman’da temel ihtiyaçlar güncelliğini koruyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yeni ihtiyaçlar da oluştu. Zamanla azalan gönüllü insan gücüne olan ihtiyaç da halen devam ediyor. Adıyaman’da bunaltıcı sıcakların başlamasıyla birlikte çadırların soğutma ihtiyacı da doğdu.
‘TEMİZ İÇME SUYU EN TEMEL İHTİYAÇ’
Depremin ilk süreçlerinde karşılanabilen gönüllü ve malzeme desteğinin gün geçtikçe azaldığını belirten kadınlar, seçimlerin de araya girmesiyle deprem bölgelerindeki ihtiyaçların göz ardı edildiğini belirtti. Afet İçin Feminist Dayanışma’dan Birgül Karakaş, ilk günler ihtiyaç duyulan malzemelere halen ihtiyaç duyulduğunu belirterek, havaların ısınmasıyla yeni ihtiyaçların da doğduğunu dile getirdi. Kadınlar ve çocuklar için çadırlar kurduklarını belirten Karakaş, "Biz kadın ve çocuk çadırını çok değerli buluyoruz. Özellikle çocukların, kendilerine yönelik etkinlik yapılan çadırlarda geçirdiği vakitler depremzede kadınlara çok alan yarattı. İlk günlerden beri hijyen malzemeleri bu alandaki en büyük ihtiyaçlar. Kadın pedi, çocuk bezi ve yazlık elbise de çok büyük ihtiyacalar arasında. Özellikle yaşı büyük kadınlar için büyük beden kıyafet neredeyse gelmiyor artık. Havalar ısındıkça sinek ve böcek ilaçları da temel ihtiyaçlar arasında artık" dedi.
Tuvalet alanlarının çadır kentlere uzak olmasının kadınların güvenliği açısından sorun oluşturduğunu belirten Karakaş, aynı zamanda şehirdeki ve çadır kentlerde ışıklandırmanın olmamasının da olası risklere karşı kadınların güvenliğini sarstığını söyledi.
Dayanışmanın güçlü olması sebebiyle gönüllülerin kurduğu çadır kente taşınmanın devam ettiğini belirten Karakaş, Adıyaman’da şebeke suyunun kullanılmaması sebebiyle temiz içme suyunun en temel ihtiyaçlardan biri olduğunu dile getirdi.
‘CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ AFET SONRASINDA KADINLARIN YAŞAMI ÜZERİNDEN YENİDEN ÖRGÜTLENDİ’
Deprem bölgelerinde barınma, hijyen malzemesi, gıda ve içme suyu gibi temel ihtiyaçları karşılamak için ilk günden itibaren gönüllü kadınlarla birlikte Dayanışmanın Kadın Hali Derneği de (DAKAHDER) sahadaydı. DAKAHDER'den Sevda Çetinkaya, felaketlerde görünmez olan kadınların temel ihtiyaçlarını karşılamak ve felaketin tüm yükünü omuzlamak zorunda kalan kadınlarla dayanışmak için Adıyaman merkezde ve köylerde çalışma yürüttüklerini vurguladı.
Çetinkaya, şunları söyledi:
"Cinsiyet eşitsizliği her yerde ve her zaman olduğu gibi afet sonrasında da kadınların yaşamı üzerinden yeniden örgütlenmiş durumda. Depremin ardından ilk müdahale, kadınların özgün ihtiyaçları gözetilmeden organize edildi. Kadın örgütleri ve toplumsal cinsiyet çalışmaları yapan gruplar, feministler, bu ihtiyaçların karşılanması için bağımsız hareket edip dayanışma grupları kurdular."
‘BİRÇOK KADINDA DEPRESYON BELİRTİSİ VAR’
Köylerde ve çadır kentlerde hijyen kitlerini dağıttıkları sırada konuştukları pek çok kadının yaşadığı travma nedeniyle psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu gözlemlediklerini söyleyen Çetinkaya, "Kimisi hayatta kalmış olmaktan utandığını, kayıplarının yasını tutamadıklarını, ağlayamadıklarını söyledi. Birçok kadında depresyon belirtileri var. Kadınlar, kaygı ve korkularını aileleri ile paylaşamıyor, yalnızlaşmışlar, uyku sorunları var. Depremden sonra çadırlarda her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalan kadınlar için hayat hiç kolay değil. Halihazırda çadırlarda da toplumsal cinsiyet rollerini ve eşitsizliği pekiştiren şekilde iş bölümü yapılıyor. Depremde kayıp yaşayan kadınların, deprem öncesi ev içinde gerçekleştirdiği bakım vermek ve temizlik gibi sorumlulukları çadırda da sürdürmesi bekleniliyor, yas tutamıyorlar ve şiddet devam ediyor" diye konuştu.
‘GÖNÜLLÜ DESTEĞİNE İHTİYAÇ HİÇ AZALMADI’
Yaşamsal ihtiyaçlar bir ölçüde karşılanmış görünse de depremin etkilediği şehirlerde zamana ve insan gücüne ihtiyaç olduğunu dile getiren Çetinkaya, ’’Dayanışmanın Kadın Hali Derneği olarak, şimdi kadınlara öncelikle psikososyal destek vermek için uzmanlarla birlikte buradayız. Kadınların psikolojik, hukuki, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve benzeri ihtiyaçlarını rahatlıkla ifade edebilecekleri kadın dostu bir alanımız (çadırımız) var artık. Gücümüz yettiğince bu kadın dostu alanı büyütmek için gayret göstereceğiz" dedi.
'İNSANİ YARDIM VE DAYANIŞMA KOŞULSUZDUR'
Seçimlerde afet bölgesinde kullanılan oylara değinen Çetinkaya, "14 Mayıs seçimleri sonrası ülkede yaşanan hayal kırıklığı ve öfke, afet bölgelerinde yaşayan depremzedelere yöneldi. Ancak insani yardım ve dayanışma koşulsuz ve karşılıksızdır, ayrımcılık yapmaz. 'Küstüm oynamıyorum, artık yardım da yapmıyorum' demek en hafif tabiriyle çocukluk olur" ifadesini kullandı.
Çetinkaya, "Yaşamsal ihtiyaçlar bir ölçüde karşılanmış gibi görünse de hayatın buralarda normale dönmesi için hâlâ hayli zamana ve çabaya ihtiyaç var. Gönüllü desteğine ihtiyaç da hiç azalmadı" dedi.