Depremzede sağlıkçılar ‘baskı’ altında: Hastanede çocuğunla nöbet tutar mısın?

Deprem yıkımının en yoğun hissedildiği Malatya ve Adıyaman’da sağlık emekçileri ağır çalışma koşulları altında. Sağlıkçılar, hastanelerin durumunu anlattı ve ‘baskı’ altında çalıştıklarını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

Nur Kaplan

ANKARA – Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin yarattığı bilanço her geçen dakika ağırlaşıyor. 10 kentte büyük yıkıma neden olan depremlerde can kaybı 10 bine yaklaştı, çok sayıda insan halen enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.

Depremin hissedildiği illerde binlerce bina yıkılırken, özel ve kamu hastanelerinin de bir kısmı çöktü. Hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları yetersiz alan ve tıbbi malzeme eksikliğiyle çalışıyor. Bunun yanı sıra deprem bölgesindeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, hastane yönetimlerinin ‘çalışma baskısı’ ve ‘tehdidi’ altında olduklarını ifade ediyor.

‘İL DIŞINDAN GELENLERİ İHTİYAÇ YOK DİYEREK GERİ GÖNDERİYORLAR’

SES Malatya Şube Başkanı Sakine Doğan, Malatya’da sağlık çalışanlarının ‘çok yoğun’ baskı altında çalıştıklarını, barınma ve dinlenme alanlarına dair sorunların yaşandığını, kentte pek çok hastanenin hasarlı olduğunu ifade etti. “Şu an zaten psikolojimiz çok kötü. ‘Göreve geleceksiniz, il dışında olanlara yasal işlem yapacağız’ diye mesaj gönderiyorlar” diyen Doğan, il dışından yardım için gelen sağlık çalışanlarının ‘personel ihtiyacı olmadığı’ söylenerek geri gönderildiğini ifade etti. Doğan, yaşadıklarını şöyle anlattı: “İlk gün acilde çalıştım, çok kötüydü. Serviste depreme yakalandım. Felçli hastalarımız vardı, indiremedik. Size o anı anlatamam, çok kötüyüm çalışacak durumda değilim. Bir çocuğum var onu nereye bırakacağım? Annemi enkazın altından çıkarttık, onu nereye bırakacağım? Ev yok, kalacak yer yok. Deprem anında 7. kattan indik. Kar yağıyor, deprem oluyor. Hastane idaresinden kimse ‘siz neredesiniz ne yapıyorsunuz’ diye sormadı. Şimdi de bana, ‘hastaneye gelip çocuğunla nöbet tutar mısın?’ diyorlar. Ben kendimi bile ifade edemiyorum, oturduğum zaman deprem oluyor zannediyorum.”

‘BİZİ ‘ÇALIŞIN’ DİYE TEHDİT EDİYORLAR’

Malatya’da gönüllü sağlık çalışanlarına ihtiyaç olduğunu söyleyen Doğan, arkadaşlarının hastanede barınma sorunlarını gidermeye çalıştığını ifade ederek, “Arkadaşlarım çok yoruldu. Geliyorsun dinlenecek yer yok, evin yok. Tekrar çalışmaya başlıyorsun” dedi. “Hastaneyi boşaltın diyorlar. Personel yok, asansör yok felçli hastaları indiremiyoruz. Hasta ‘hemşire hanım ben ne olacağım, ölecek miyim’ diye soruyor. Bırakamıyorsun” diyen Doğan, şöyle devam etti: “Durum çok kötü. Deprem yaşadık bir de travma yaşıyoruz. 7. katta duvardan duvara vuruldum. Kentte sahra hastanesi yok. 2019’da ulusal basında yer alsın diye gösteriş için açıldı. Şu an yok. Covid’de çalıştık, depremde çalıştık. Bizi ‘çalışın’ diye tehdit ediyorlar. Tamam çalışalım, ama önce çalışanın güvenliğini sağla, çalışanı güvence altına al.”

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARINA İHTİYACIMIZ VAR AMA TEDAVİ EDECEK ORTAM YOK’

SES Adıyaman Şube Başkanı İbrahim Halil Aydın ise şehirde neredeyse iki evden birinin yıkıldığını, ulaşımın çok güç olduğunu, sadece Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin faaliyette olduğunu ifade etti. Pek çok sağlık çalışanının ailelerinin enkaz altında olduğunu söyleyen Aydın, barınma ve gıda ihtiyacının tek katlı bir Cemevi’nde giderildiğini belirtti. Aydın, şunları söyledi: “Adıyaman’ın kendi sağlık çalışanları dahi görev yapamıyor. Herkes enkazının başında bekliyor. Dışarıdan gelen doktor, hemşire arkadaşlarımız var, yetersiz. Tek bir hastane çalışıyor. İki özel hastane vardı onlar da hizmet veremiyor. İnsanlar üst üste. Tomografi, MR çok ciddi sorun. Bunların hiçbiri çekilemiyor. Böyle olunca tespit daha da zorlaşıyor. Gerekli müdahaleyi edecek ortam yok. Diğer illerden arkadaşlarımız gelse bile hizmet verecek koordinasyon merkezi yok. İhtiyacımız var ama tedavi edecek ortam yok.”