Depremzedeler için psiko-sosyal koruma
10 ili kapsayan Kahramanmaraş merkezli depremde, öncelikle temel ihtiyaçların karşılanması acil bir konu. Temel ihtiyaçlara dönük sosyal politika önlemlerinin alınmasıyla birlikte kendini nispeten güvenli hissedecek depremzedelere psikolojik destek de sağlanmalı.
Kahramanmaraş merkezli 10 ili kapsayan deprem bölgesinde, 15 gün geçmesine rağmen barınma, ısınma, beslenme, tuvalet gibi temel ihtiyaçlarla ilgili sorunlar devam ediyor. Öncelikle bu temel ihtiyaçların sağlanması, depremzedeler açısından nispeten güvenli bir ortam yaratacaktır.
Bu güvenli ortam üzerine depremzedelerin yaşadığı travma ve psikolojik sorunlar, bir ölçüde giderilebilir. Yaşama, ayakta kalma ve gelecek kaygısı olan insanların travmalarla baş edebilmesi, psikolojik sorunlarından da zamanla kurtulabilmesi, ekonomik ve sosyal koşullarının iyileştirilmesiyle mümkün olabilir.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) yayınladığı “Acil Sosyal Politika Talepleri” başlıklı belgede, yaşanan büyük felaketin asıl nedeninin bilimin esas alınmaması, kamuculuğun, planlamanın ve sosyal devlet anlayışının terk edilmesi olduğu vurgulanıyor.
DİSK’in açıklamasında, “Depremle birlikte piyasacılık, rantçılık ve sermayenin ihtiyaçlarını önceleyen politikalar da çökmüştür. Bu büyük felaket sadece teknik bir konu değildir, mesele sadece bir teknik ihmal meselesi değildir. Deprem doğaldır ancak felaket sistemsel bir sorundur, izlenen politikaların bir sonucudur” deniliyor.
ACİL SOSYAL POLİTİKA ÖNLEMLERİ
DİSK’in “Acil Sosyal Politika Talepleri” ile ilgili açıklamasında, Anayasa’da yer alan “sosyal devlet” ilkesi çerçevesinde depremin yarattığı büyük felaketin yaralarının sarılması için tüm kamusal olanakların ve toplumsal dayanışmanın seferber edilmesine işaret ediliyor.
DİSK’in acil sosyal politika önlemleri şöyle özetlenebilir:
- Depremzedeler için öncelikle düzenli ve yeterli aylık bir gelir desteği sağlanmalıdır.
- Gelir desteğinin yanı sıra elektrik, doğal gaz, su ve iletişim faturaları iptal edilmelidir.
- Felaketzedelerin geçici barınmaları için konaklama tesisleri ve kamu tesisleri kullanılmalıdır.
- Depremzedelere yeterli kira ve ev eşyası desteği sağlanmalıdır.
- Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine ön koşul aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır.
- Yine depremde sakatlanan ve çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenlere ön koşul aranmaksızın malullük aylığı bağlanmalıdır.
- Afet bölgesinde derhal işten çıkarma (fesih) yasağı getirilmelidir.
- Depremzede işsizler için koşulsuz işsizlik ödeneği verilmelidir.
- Deprem nedeniyle işten ayrılmak isteyen depremzedelerin kıdem tazminatı ödenmelidir.
Kuşkusuz bu önlemler, daha da artırılabilir. Orta ve uzun vadeli olarak yıkılan ve hasar görmüş kentlerin yeniden inşası, sağlam konutların yapımı, kamusal yatırımların bu bölgelerde faaliyete geçmesi, işverenlere verilecek teşvik ve desteklerle yeni istihdam olanaklarının yaratılması gibi önlemler de hayata geçirilebilir.
TRAVMAYI AŞMAK: RUTİNE DÖNMEK
Uzmanlar, psikolog ve psikiyatristler, depremzedelerde oluşan travmaların kolay kolay geçmeyeceğini ancak alınacak destekle normal yaşama, rutine dönmek için çaba sarf edilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Prof. Dr. Selçuk Şirin, travmayı en çok çocukların ve gençlerin yaşayabileceğini belirterek “Bu süreçte en çok ihtiyaç duyulan şey, rutine dönmektir. Travmanın panzehiri rutindir” diye görüşünü açıklıyor (Birgün Pazar: 19 Şubat 2023).
Depremin 13-14 gününde bile enkaz başında yakınlarını bekleyen, soğukla, açlıkla mücadele eden insanlar vardı. Adıyaman’da birçok akrabasını kaybeden bir yurttaş, “Enkaz altından bir sürü akrabamı çıkardım. Acımı yaşamadan yaşam mücadelesi vermeye başladım” diyordu (Evrensel: 20 Şubat 2023).
Kahramanmaraş’ta da enkaz başında cenazelerini bekleyen vatandaşlar, kepçenin her enkaza vurduğunda çok daha fazla acı çekiyorlardı. Pazarcık’da çocuklarını kaybeden yaşlılar da, “Keşke biz ölseydik” diye yakınıyorlardı.
ÇOCUKLARA OYUN ALANI
Çocukların yaşadığı travmalar çok daha farklı oluyor. Çocuk ve Genç Psikiyatri Uzmanı Adil Zorlu, bu süreçte çocukların olası duygusal tepkilerine (ağlama, üzülme, bağırma, öfke gibi) müdahale etmemenin yararlı olacağını söylüyor.
Adil Zorlu, “Mümkün olduğunca çocuğu yalnız bırakmamak, birlikte zaman geçirmek, güven duygusu sağlamak, oyun oynamak, oyun alanları oluşturmak, travmalarla baş etmesine yardımcı olacaktır” diyor (Evrensel: 20 Şubat 2023).
Çocuklarla deprem üzerine konuşurken çok fazla dramatize etmeden travmatik durumu tekrar yaşatmadan konuşmak uygun olacaktır. Depremin oluşumunu da çok somut ve onun anlayacağı bilgiler ışığında izah etmek sağlıklı bir yaklaşımdır.
Doğaldır ki tüm bu sosyal ve psikolojik önlemlerin sağlanması, zor ve çaba isteyen konulardır. Ancak deprem göstermiştir ki, AKP iktidarının tüm acizliğine rağmen toplumdaki dayanışma duygusunun güçlüğü, bu yaralarımızın da atlatılmasına katkı sağlayacaktır…