Ders var, aşı yok: Öğretmenlere randevu verilmiyor

Yüz yüze eğitim 1 Mart’ta başladı ama yeni sevkiyat olmadığı için öğretmenlerin aşılanması durdu. Yüksek riskli olan Karadeniz illerinde köy öğretmenlerinin bir kısmının aşılaması yapılırken, örgün eğitimde çalışan öğretmenlere henüz aşı randevusu dahi verilemedi. Eğitim-Sen, yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenin bulunduğunu bir ülkede şu ana kadar yapılan 80 bin aşının çok düşük olduğunu kaydetti. Veli-Der ise okulların açık tutulması için gerekenlerin yapılmasını istiyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye’de “kademeli normalleşme” adımları kapsamında tüm ilkokullar ile 8. ve 12. sınıflarda seyreltilmiş yüz yüze eğitim sürerken, liselerde 8 Mart’ta başlayan yüz yüze sınavlar üç hafta süreyle devam edecek. Ancak eğitimde normalleşme adımları atılırken yeni sevkiyat olmadığı için öğretmen aşılamasının durmuş olması ve artan vaka sayısı endişeleri artırmış durumda.

EĞİTİM SEN: KAYGIMIZ ORTAOKULLAR VE LİSELER 

Türkiye’de 1 milyon 200 bin civarında öğretmen bulunduğunu belirten Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, şu ana kadar yapılan 80 bin aşılamanın çok düşük bir rakam olduğunu söyledi. Köy okullarının yüz yüze eğitime geçtiği 15 Şubat-5 Mart tarihleri arasında 25 öğretmende korona virüsü tespit edildiğine dikkat çeken Kurul, öğretmen aşılamasının bir an önce tamamlanması gerektiğine vurgu yaptı. Yüz yüze eğitime geçilirken toplu, denetimsiz bir açılmanın söz konusu olduğunu ifade eden Kurul, “Okulları önceleyerek diğer alanlarda aşamalı bir açılıma gidilmeliydi. Diğer alanların açılmasından dolayı vakaların artması ister istemez eğitim alanını da etkiliyor. Bizler, okul öncesi eğitim kurumlarının, ilkokulların ve köy okullarının seyreltilerek açık tutulmasının çocukların bilişsel ve duygusal gelişimi için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ortaokul ve liseler için de önlemlerin alınarak okulların eylül ayında açılmasını önermiştik. Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısına kadar bu seviye okulların açılması gündemde değildi, birden bire açıldı. Bu bile önlemler tam olarak alınmadan okulların açıldığı anlamına gelir ki kaygımız da bundan. Bir de liselerde yüz yüze sınavlar yapılıyor. Kalabalık sınıflar, kalabalık okullar açısından bir planlama yapılmadıysa bu alanlarda bulaş riski oluşabilir” dedi.  

Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul.

 

'YÜZ YÜZE EĞİTİMİN İLLERE GÖRE DÜZENLENMESİ OLUMLU' 

Yüz yüze eğitimin vaka artışlarına bakılarak illere göre düzenlenmesinin olumlu olduğunu kaydeden Kurul, bu konuda da şunları söyledi:  
“12 yaş altı çocukların okullarını açık tutmak gerekli. Bu alanda önlemlerin yoğunlaşması gerektiği gibi bir yaklaşım içerisindeyiz. Bu süreçte eğitimin bileşenlerinin daha denetimli süreç olabilmesi için yeni derslik ve yeni okul inşası ile öğretmen istihdamı konusunda taleplerde bulunmaları gerekiyor. Biz başından bu yana önlemler alınarak okulların açılmasından yana olduk ama Türkiye’de ilk kapatılan okullar oldu. Diğer alanlardan sonra kapatılmalı, tüm alanlardan önce açılmalıydı.” 

SAMSUN’DA AŞILAMA DURDU, VAKALAR ARTIYOR 

İllere göre Covid-19 vakalarını gösteren risk haritasında 'yüksek riskli' olarak kabul edilen Karadeniz bölgesinde köy okullarında görev yapan bir kesim hariç öğretmen aşılamaları yapılmadı. Örgün eğitimdeki öğretmenlerin çoğuna henüz randevu bile çıkmazken, öğretmenler bir an önce aşı tedarikinin sağlanması gerektiğini, bu durumda risk altında olduklarını söyledi.  

Vaka sayılarının giderek arttığı Samsun’da Eğitim-Sen Şube başkanlığı yapan Arzu Topaloğlu, şu anda köy öğretmenlerinin bazıları hariç öğretmen aşılamalarının durduğunu kaydetti. Örgün eğitimde çalışan öğretmenlerin sık sık sisteme girerek aşı hakkını kontrol ettiğini ancak “aşıda öncelikli grup olmadıkları" ifadesi ile karşılaştıklarını belirten Topaloğlu, “Bu süreçte ben de yüz yüze eğitime başlamış gruptayım. Mesela şu anda benim okulumda 2 öğretmen pozitif çıktı ve 7 temaslımız var. Buna rağmen eğitim-öğretim devam ediyor. Samsun merkezdeki çoğu okulda vakalar çıkıyor. Bu yüzden kaygı yüksek. Yüz yüze eğitim koşullarının hazırlanmadığı bir süreçte sınavların oluşturduğu hareketlilik de çok ciddi şekilde gözleniyor. Samsun, zaten yüksek riskli şehir olarak eğitime başladı ve şu anda bu sayı daha da arttı” diye konuştu.

'YÜZ YÜZE SINAV KENTTEKİ İNSAN HAREKETLİLİĞİNİ ARTIRDI'

Vaka sayılarının yoğun olduğu Rize’de de Eğitim-Sen Şube Başkanı Ercan Özay, şu ana kadar sadece köy öğretmenlerinin aşılandığını ifade ederek, yüz yüze sınavların kentteki insan hareketliliğini artırdığına dikkat çekti. Özay, “Okul önlerinde oluşan kalabalık salgın için risk yaratıyor. Yüksek riskli kentler arasında bulunan Rize’de bir an önce öğretmen aşılamasının hız kazanması gerek” ifadelerine yer verdi.  

VELİ-DER: OKULLARIN AÇIK TUTULMASI İÇİN GEREKENLER YAPILMALI 

Veli-Der Genel Başkanı İlknur Kaya Bahadır, yüz yüze eğitime geçilmesiyle birlikte öğrenci velilerinin sağlıkla ilgili çok ciddi kaygılarının ortaya çıktığını belirterek, özellikle yüz yüze yapılan sınavlara karşı yoğun bir tepki oluştuğunu kaydetti. Öğretmen aşılarının henüz tamamlanmamış olmasını “handikap” olarak değerlendiren Bahadır, “Öğretmenlerin aşı olması bizim öncelikli talebimiz. Ama aşı 5 yıl bulunmasaydı öğrenciler bu süre boyunca okula gitmeyecek miydi? Okulların açılmasının aşıya bağlanması bizim için karşılığı olan bir durum değil. Veliler, okulların açık kalması için yapılması gerekenler neyse devletin bunları yerine getirmek zorunda olduğunu söylüyor. Bunun içinde öğretmenlerin aşılanması da var, sınıfların sabahçı-öğlenci diye seyreltilmesi de var, okullarda siperlikten dezenfektana kadar hijyen malzemelerinin karşılanması da var, müfredatın seyrelterek eğitimin hızlandırılması da var. Temel talep okulların açık tutulması için gerekenlerin yapılmasıdır” dedi.

'ÇOCUKLARINI GÖNDEREN AİLELER İLE GÖNDERMEYENLERİN ORANI YARI YARIYA'

Pandemi sürecinde okulların açılmasıyla sahadan aldıkları bilgileri ve şikâyetleri de paylaşan Bahadır, çocuklarını okula gönderen ve göndermeyen velilerin oranının neredeyse yarı yarıya olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: 

“Aslında bütün veliler çocuklarının okula gitmesini istiyor ancak çocuklarının sağlığı konusunda endişe duyuyorlar ve okullarda alınan önlemlere güvenmiyorlar. Eğitim mi sağlık mı dediğimizde sağlığı tercih ettiklerini söylüyorlar. Bu kaygıların ortadan kaldırılması için adımların atılması gerekiyor. Özellikle Türk Tabipleri Birliği'nin ilkokul çağında çocukların salgından etkilenme oranlarının düşük olduğunu açıklaması velileri kısmi olarak rahatlatsa da ortaokul ve lise çağındaki öğrenciler için kaygılar sürüyor.” 

'ÇOCUKLARINI OKULA GÖNDERMEYEN AİLELER NOTLA TEHDİT EDİLİYOR' 

Bahadır, bazı kentlerde çocuklarını okula göndermeyen velilerin okul yönetimleri tarafından “not” ile tehdit edildiğini de ifade ederek, “Bu süreçte bize ulaşan bilgi ve şikâyetler de var. Ailelerin bazıları çocuklarını okula göndermediği için tam mevcutla ders yapılmadığına yönelik bilgiler geliyor. Biliyorsunuz, okul devamı bu dönemde ailelerin onayıyla yapılıyor. Çocuklarını okula göndermeyen ailelerin bazı kentlerde okul idaresi tarafından üstü kapalı tehdit edildiği yönünde şikâyetler alıyoruz. Bu tehdit de, “Çocuğunuz okula gelmezse öğretmen kanaat notu veremez, bu yüzden de çocuğunuz düşük not alır” gibi söylemler üzerinden yapılıyor. Bir an önce öğretmen aşılamasının tamamlanması ve velilerin rahatlatılması lazım” şeklinde konuştu.