Dersim'de tarımdan kaçanlar turizme yöneliyor
Dersim’de tarıma dayalı üretimin zayıflaması, halkı farklı sektörlere itti. Yerel yöneticilerin turizmi teşvik etmesi sonucunda bugün kentte mevsimlik turizm ekonomisi öne çıkıyor.
DERSİM - Dersim son yıllarda artan yatırımlara rağmen hala ekonomisini güçlendirememiş bir kent. Bunun kaynağı olarak süregelen çatışmalı siyasal atmosfer ile artan genç göçü gösteriliyor. İş gücünün uzun yıllar boyunca hizmet sektöründe yoğunlaştığı kentte istihdam ve işsizlik hala en güncel kent sorunu olarak yerini korurken, diğer yandan Dersim’in değişen ekonomik gelirlerinden bahsetmek mümkün.
Geçmişte geri göçle birlikte toprağa dönenlere karşın Dersimliler şimdilerde yüzünü turizme çevirdi. Milli parkı ve su kaynakları ile çevre illerde de popülerliğe sahip olan Dersim’de, artık irili ufaklı birçok kamp, bungalov ev gibi tesisler mevcut. Dersim’in değişen gelir kaynağını bu alanda çalışan kurum ve kişilerle konuştuk.
‘TOPRAKTAN GEÇİNMEK SABIR VE ZAMAN İŞİ’
Pertek’te yaşayan Oktay Aktaş yedi yıl önce İstanbul’dan Dersim’e dönmüş. Tarımsal üretim yapmak için döndüğünü belirten Aktaş, topraktan kazanmak için uzun bir hazırlık dönemi gerektiğini belirtiyor. Aktaş, “Hem yaşadığım köyde ve hem de genel olarak Dersim'deki köylerde temel geçim ekonomisini sağlayan üretim hayvancılık. Bunun yanında bostan ekimi, ceviz, elma, dut, armut her evin kendi ihtiyacını karşılayabilecek bahçe meyveleri oluyor. Bunlar aynı zamanda kent ya da ilçe merkezlerindeki pazarlara getirilerek satılıyor. Toprağa dayalı üretimin azaldığını söyleyemesek de artan üretim maliyetleri ve ürün garantisinin mevsimsel riskleri sebebiyle bu ürünlerde ekonomik değer üreticiyi tatmin edemiyor" diyor.
“Şehirle kıyaslanınca temel ihtiyaçların önemli bir kısmının ekilebilir ve toplanabilir olması ilk avantaj” diyen Aktaş şöyle devam ediyor: “Bu şekilde bir geçim sağlarken ev kirası ve faturalardan kurtulmak da önemli bir avantaj. Ancak şehirden köye yeni dönmüş biri için temel geçim ekonomisini yaratmak biraz zaman alıyor. Bir bahçe kurdum ve ilk ürünlerini 7 yıl sonra almaya başladım. Topraktan geçimini sağlamak ve sürdürmek mümkün ancak sabır ve zaman istiyor.”
‘TURİSTİK İŞLETMELERE YÖNELMENİN İTİCİ GÜCÜ, YEREL YÖNETİCİLER’
Yaklaşık iki yıldır çadır ve kamp alanı işleten ve ismini vermek istemeyen işletmeci, kentteki tatil işletmelerinin ağırlık kazanmasını ve tercih edilir olmasını yerel yöneticilerin kamuoyundaki etkilerine bağlıyor. İşletmeci şunları paylaşıyor: “Birkaç yıl önce Dersim’in adı hızla turizm ile anılmaya başlandı. Bunda hem komünist belediye başkanın ‘Dersim’i turizmde marka yapacağız’ sözleri hem de eski İçişleri Bakanı’nın ‘Tunceli’yi turizm cenneti haline getireceğiz’ beyanları etken oldu. Bir kasabaya dair eğer iki uçta görünen politika aynı ise sonucu çok yadırgamamak gerekir.”
‘DERSİM’DE EN KILÇIKSIZ TİCARET, TURİZM’
Dersim’in yakın iller dışında Batı'da da gitgide artan bir ilgiye sahip olduğunu, bunun da esnaf ya da sermaye sahibinin iş tercihini belirlediğini söyleyen işletmeci şöyle devam ediyor: “Kışın bir emekli kasabasına dönüşen Dersim’in tamamen yaz eksenli bir geçime yönelmesi bence beklenmedik bir gelişme değil. Bir yerde para kazanılıyorsa iş gücü oraya akmaya başlıyor. Bugün Dersim’de en kılçıksız ticaret, turizm. İş gücü, zaman, ve masraflar açısından da böyle. Dersim, bir sahil kasabasının gündelik kültürel kodlarıyla yeniden oluşuyor.”
‘İNSANLAR ARTIK KISA YOLDAN PARA KAZANMAYA YÖNELİYOR’
Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Coşkun ise geçmişte toprağa dönen insanların sayısının fazla olmasına rağmen şimdi gelir ekonomisinin butik otellere ve turizme yönelmesinin nedenine ilişkin şunları söylüyor: “İlimizde yaşayanların ekonomisi önceden daha çok toprağa dayanırken şimdi bungalov ev, kamp yeri açan işletmeler artışta. Bu değişikliğin sebeplerinden bir tanesi de verdiğimiz göç. Dolayısıyla insanlar kısa yoldan para kazanma yöntemlerini seçiyorlar. Aslında ilimizde Mazgirt ve Ovacık ilçeleri tarıma elverişli. Ama maalesef gün geçtikçe üretimden uzaklaşıyoruz. Turizm potansiyelimiz elbette var ama biz doğamıza, ekolojik yapımıza, inanç merkezlerimize, kültürümüze zarar vermeyecek turizmi destekliyoruz. Ve profesyonel turizmi öneriyoruz. Aksini insanların kısa yoldan zengin olmak istemesi olarak görüyorum. Ama gittikçe üretimden kopuluyor ve yetkililer tarafından üretimin teşvik edilerek tarım politikalarının desteklenmesi gerekiyor.”