Dersim'in kutsal mekanları piknik alanı oluyor
Dersim'deki doğal alanların piknik ve mesire alanlarına dönüştürülmesine Dersimliler, sıcak bakmıyor. Onlara göre, kutsal saydıkları bu alanlar, bilinçli olarak dönüştürülüyor.
DERSİM - Birçok flora ve fauna türüne ev sahipliği yapan Dersim’de, halk tarafından kutsal kabul edilen yerler çoğunlukla biyoçeşitliliği zengin yerlerden oluşuyor. 1. derece sit alanı olan Munzur Gözeleri, bu inancın örneklerinden biri. Ancak Dersimliler, kutsal kabul ettikleri doğa alanlarının piknik yerine çevrilmesine tepkili.
Dersim Denekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, "Devlet ise hazırladığı projelerle bu alanlarımızı mesire haline getirmeye çalışıyor" diye konuştu.
‘İNANÇ YERLERİMİZ KENDİ RİTÜELLERİNDEN KOPARILMAK İSTENİYOR’
Dersim Denekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, inanç yerlerinin projeler ve turizm aracılığıyla adeta eğlence merkezlerine dönüştürüldüğünü belirtti. “Son yıllarda turizm yönelimiyle de inanç merkezlerimize yönelik büyük bir insan baskısı var" diyen Bilir şunları söyledi: “Munzur Gözeleri’nin koruma statüsünün düşürülmesi aslında gözelerin peyzaj projesi altında mesire yerine dönüştürülmesiyle başladı. Hemen peşi sıra Halbori Gözeleri de ibadet yerimiz olmasına rağmen bir mesire yerine çevrilmeye çalışıldı. İnsanlar artık oraları ibadet yeri değil de piknik alanı olarak kullanmaya çalışıyor. Devlet de hazırladığı projelerle bu alanlarımızı mesire yeri haline getirmeye çalışıyor. Bir diğer konu da şu; yenileme adı altında inanç merkezlerimiz -Düzgün Baba ve Sarı Saltık- müdahalelerle kendi geçmiş ritüellerinden koparılarak başka bir şeye dönüştürüldü. Bunların toplamını, hem Alevi inancına yönelik hem de Dersimlilerin kendi inancına yönelik bir asimilasyon olarak görüyoruz. Buralar bizim için ibadet yeridir.”
‘MEKANLARIMIZA YAPILANLARIN TÜMÜNÜ KÜLTÜREL SOYKIRIM OLARAK GÖRÜYORUZ’
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Zeynel Kete, genel olarak Alevilere özelinde de Dersim merkezli Kürt Alevilerine yönelik son yüz yıldır sistemli bir soykırımla karşı karşıya olduklarını dile getirdi. Kete mekansız kalmanın hafızasız kalmak olduğunu ifade etti.
Kete bununla ilgili “Bizim mekânlarımız, toplumsallığımızı inşa ettiğimiz, sorunlar meydana geldiğinde husumetlerimizi giderdiğimiz, ritüellerimizi güncellediğimiz, yeni kuşaklara aktardığımız yerlerdir. Hem Alevi süreklerinde hem bütün toplumlarda mekân toplumun kendi varlığını, kültürünü, inancını, tarihsel hafızasını, geleneğini, inanç kültürünü görünür kıldığı, devam ettirdiği bir yerdir. Bu yönüyle mekânlarımızın kontrol altına alınması, denetime alınması aynı zamanda toplumun kontrol ve denetime alınması anlamına geliyor. Biz kutsal mekânlarımızla uhrevi bir ilişki içerisindeyiz. Bunu bildiklerinden dolayıdır ki ziyaretlerimize yöneliyorlar" dedi.
Kete, kutsal mekanlara ve inanç merkezlerine dönük saldırılara bir an önce son verilmesi gerektiğini söyleyerek şunları ekledi: “Özellikle AKP hükümeti döneminde turizm adı altında Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ve Diyanet el ele vererek bir kayyum sistemi şeklinde Alevi toplumunun hem toplumsal yapısına hem mekanlarına yönelik bir kültürel soykırım pratiği başlattı. Dersim'de de Munzur Gözeleri 1. derece sit alanından çıkarılarak insan baskısına açık hale getirildi. Hindistan'dan Ganj, Mısır'da Nil, Müslüman camiasında Kabe neyse Rea Haq Alevi inancı için de kutsal mekanlar odur. Bu yönüyle Munzur yok ediliyor. Kaldı ki bölge endemik bitki açısından, korunması gereken sit alanları açısından gereken ölçülere sahiptir.”