Deştin'de direnişle büyüyen çocuklar: Bir köye 30 yıldır eziyet ediyorlar

Muğla Deştin'de çimento fabrikasına karşı halkın 30 yıldır sürdürdüğü direniş sürecinde dünyaya gelen Burcu Özdemir ve Gamze Çetinkaya bugün çevre mücadelesinin özneleri oldu.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu / Uğurcan Bozdaş

MUĞLA - Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Deştin ve Menteşe ilçesine bağlı Bayır mahalleleri arasında "Muğla Çimento" tarafından 7 bin 751 dönümlük arazide kurulmak istenen çimento fabrikasına karşı halkın yürüttüğü mücadele sürüyor. Son olarak bölge halkının proje için verilen 'ÇED olumlu' kararına karşı açtığı davada bilirkişi incelemesi yapıldı. Muğla 2'inci İdare Mahkemesi'ne sunulan bilirkişi raporunda, inceleme yapan 9 uzman ÇED olumlu kararının uygun olmadığını belirtti. Bilirkişi raporunda ormanların yok olacağı, tarımın olumsuz etkileneceği ve suyun kirleneceği vurgulandı. Bilirkişilerin görüşü bölge halkı tarafından olumlu karşılandı.

Deştin halkının mücadelesi bölgenin 1993'de yapılan imar değişikliğiyle sanayi bölgesi ilan edilmesiyle başladı. İlk olarak 2007 yılında bölgede yapılan çimento fabrikası planlamaları o dönem köylülerin açtığı dava sonucu iptal edildi. Ardından 2014 yılında başka bir şirket üzerinden yapılan başvuru ile çimento fabrikası için 'ÇED olumlu' kararı alındı. Fakat bu kararın duyurusu yapılmadığı için bölge halkı 2021'de Menteşe Belediyesi'nin fabrikaya yapı ruhsatı vermesine kadar olaydan haberdar olamadı. Belediyenin ÇED raporunun zaman aşımına iki gün kala verdiği ruhsat ile birlikte köylülerin mücadelesi tekrar başladı.

Fabrikaya karşı mücadelenin başladığı tarihlerde Deştin'de dünyaya gelen Burcu Özdemir ve Gamze Çetinkaya, bugün mücadelenin öznesi oldu. Deştin Çevre Platformu'nda yer alan Özdemir ve Çetinkaya ile yaşam alanlarını savunmak için verdikleri mücadeleyi konuştuk.

Burcu Özdemir

'BU MÜCADELE İLE TANIŞTIĞIMDA 9 YAŞINDAYDIM'

"Bu mücadele ile tanıştığımda 9 yaşındaydım. Kardeşim de çimento fabrikasına karşı verilen mücadelenin içinde konuşmayı öğrendi" diyen Burcu Özdemir, süreç içinde yaşadıklarını şöyle anlattı: "O dönem yani 9 yaşındayken Bayır'da büyük bir miting düzenlendiğine şahit oldum. Çimento fabrikası sahipleri ile köy halkı karşı karşıya geldi. Fabrika sahipleri köylülerin sorularını cevaplayamayınca alandan uzaklaşmak zorunda kaldılar. O süreçte ruhsat verilmemişti ve alanda işlem yapılmadığı için yürütmeyi durdurma kararı daha çabuk çıkmıştı. 2021 yılında ise belediyenin ruhsat vermesi bu süreci hızlandırdı. Bu dönemki belediye ÇED ruhsatının iptaline iki gün kala çimento fabrikası için ruhsat verdi. Şu an 24 yaşındayım ve bu kez bu mücadelenin aktif öznelerinden biriyim. 24 değil 35 veya 60 yaşında olmam da hiçbir şeyi değiştirmezdi. Burada bu fabrikanın bizlerin yaşam alanlarını yok etmemesi için mücadele ediyoruz. Yaşlısıyla genciyle direniyoruz..."

'RAPOR HAKLILIĞIMIZI GÖSTERDİ'

Bilirkişi raporunu da değerlendiren Özdemir, bilirkişilerin çimento fabrikasına onay vermeyen ve zararlarına dikkat çeken görüşünü olumlu karşıladıklarını ifade etti: "9 alandan bilirkişiler araştırma yaptılar. 153 dönümlük alanda devam eden bir inşaat var ama bu 7 bin 751 dönüme yayılması planlanıyor. Bilirkişiler projenin bilime uygun olmadığı yönünde karar verdi. Herhangi bir kirletici tesisin doğrudan yaşam tehdidi oluşturacağı belirtiliyor. Kil çıkarmak amacıyla yapılacak patlatmaların kayaç yapısını etkileyeceğine dikkat çekiliyor. Biz uzun zamandır beklediğimiz bir karara sonunda ulaştık. Bu raporun üzerine yürütmeyi durdurma ve ruhsat iptali kararlarını bekliyoruz. Mahkemeden doğaya, canlı yaşamına yönelik bir kararın çıkmasını bekliyoruz. Bilirkişilerin raporu bizim haklılığımızı bir kez daha gösterdi."

Gamze Çetinkaya

7 YAŞINDAN BERİ DİRENİYOR: BU MÜCADELEYE DOĞDUM

Gamze Çetinkaya ise henüz 7 yaşındayken çimento fabrikasına karşı verilen mücadele ile tanıştığını belirtti: "Ben 7 yaşından beri bu direnişin içindeyim. Bu mücadeleye doğdum diyebilirim. Yaşam alanlarını savunan köylünün içinde olmak ve 20 yaşında köyü için mücadele eden bir genç olmaktan gurur duyuyorum. 7 yaşındayken köyümüzde çimento fabrikasına karşı bir festival düzenlenmişti. Tüm civar köylerden insanlar geldi. Mühendisler geldiler. Bugün bizimle mücadele eden Mustafa Tuncaelli ağabeyimiz de yanımızdaydı. O günlerden sonra bugün çimento fabrikası yine önümüze çıktı. Bugün yine direniyoruz. Mücadele ve birlikteliği asla kaybetmedik. Köyümüz için, yaşam için direniyoruz. Sosyal adaletin ve refahın sağlanabilmesi için bencil olmamak gerekiyor. İnsanları ayrıştırmamalı, köylüleri ayrıştırmamalıyız. Sermayenin yanında değil çevrenin yanında, köylünün yanında olmak gerekir..."

Mahkemeden köylünün ve doğanın lehine bir karar beklediklerini vurgulayan Çetinkaya, "Bilirkişi lehimize karar verdi. Çimentonun bu yöreye uygun olmadığı belirtildi. İlerleyen süreçte umarım dava bizim lehimizde sonuçlanır. Biz yaşamak istiyoruz. Bu toplum yaşamak istiyor" dedi.

'KARARLILIĞI GÖRDÜLER'

Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy ise bilirkişi raporuna ilişkin "Biraz sevindik diyelim. Ancak mücadelemiz sürecek" dedi. Bölge halkının 30 yıldır mücadele ettiğini hatırlatan Özsoy, şöyle devam etti: "Bilirkişilerin kararının ardından hakimin aleyhimize karar vereceğini düşünmüyoruz açıkçası. Bugüne kadar her ne kadar hukuk sermayeye alan açmaya çalışmış olsa da son çıkan rapordan sonra bunu yapamayacaklarını düşünüyoruz. Bu insanlar 30 yıldır bunun mücadelesini veriyor.

Bu çocuklar direnişin içine doğmuş çocuklar. Kendi karakterlerini bu direnişle beraber bulmuş çocuklar. Düşünsenize bir köye 30 yıldır eziyet ediyorlar. Biz bu eziyetin artık son bulmasını istiyoruz. Çok hukuksuz süreçler geçirdik. Hukukla alakası olmayan hukuki kararlar gördük. Bir noktaya ulaştığımıza inanıyoruz. Bu insanların birlikteliğini ve bu direnişin çocuklarının kararlılığını gördüler. Hukuk da sermaye de geri adım atmak zorunda kalacak diye ümit ediyoruz."