DEVA Parti'li Dalgın: Türkiye-AB ilişkileri tekrar ilerlemeli

DEVA Partisi Milletvekili Burak Dalgın, "9 Mayıs Avrupa Günü vesilesiyle, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin, karşılıklı saygı ve menfaati gözeterek tekrar ilerlemeye başlamasını diliyorum" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Milletvekili Burak Dalgın, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecini gündeme getirdi. Dalgın, “Avrupa Günü dolayısıyla ne onunla ne onsuz yapabildiğimiz Avrupa Birliği’ni konuşup; tehditleri, fırsatları ve atılabilecek adımları ele alalım. Vize kuyrukları ve vize sürecindeki ters muameleler hepimizin kanına dokunuyor” diye konuştu.

Dalgın, “Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın ilk baş müzakerecisi olduğu, büyük bir heyecanla başlayan ve ciddi adımlar katledilen bizim sürecimiz ise 2016’dan beri fiilen dondu. İlişkilerin tek konusu düzensiz göçmenler haline geldi” ifadelerini kullandı.

“En üst kalitede hukuk ve demokrasiyi Avrupa istiyor diye değil, vatandaşlarımız layık olduğu için istiyorum” diyen Dalgın, “Brüksel öyle dedi, Strasburg böyle dedi diye değil, Anadolu öyle dedi, Trakya böyle dedi diye istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı hala aynı fikirde mi bilmiyorum, ancak kendisinin yıllar önce söylediği ‘Gerekirse Kopenhag Kriterlerinin adını Ankara Kriterleri yapar, yolumuza devam ederiz’ sözüne yürekten katılıyorum” şeklinde konuştu.

'AVRUPA, İŞ ZORA GİRDİĞİNDE SAMİMİYET TESTİNDEN GEÇEMEDİ'

Avrupa’nın samimi olmadığını söyleyen Dalgın, “Bununla birlikte gerek düzensiz göç, gerek Gazze’deki zulüm vesilesiyle gördük ki, kendisini insanlık ideallerinin merkezi olarak gören Avrupa, iş zora girdiğinde samimiyet testinden geçemedi” dedi.

Dalgın, sözlerine şöyle devam etti:

“Avrupa’nın en büyük yüzölçümüne, en büyük nüfusuna ve en büyük şehrine sahibiz. 35 yaşın altındaki nüfusumuz İspanya’nın toplam nüfusu kadar. Sadece üniversite öğrencisi sayımız Bulgaristan’ın toplam nüfusu kadar. Batı Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın sayısı, yani diasporamızın büyüklüğü, Danimarka’nın toplam nüfusundan fazla! İstanbul’un ekonomisi Yunanistan’ın toplam ekonomisinden büyük! Ancak kişi başı milli gelirimiz hala Avrupa Birliği ortalamasının dörtte biri. Bu büyük potansiyeli kullanırsak, ciddi bir hamleyi başarabiliriz.

Birincisi, dijital dönüşüm. Avrupa regülasyonlar vasıtasıyla kendine bir rekabet avantajı yaratmaya çalışıyor. Bu ne kadar sürdürülebilir, şüpheli. Türkiye’nin dinamik girişimcileri bu konuda önemli bir kaynak olabilir.

İkincisi, yeşil dönüşüm. Uzak coğrafyalardan alınan ürünler karbon salınımı sebebiyle daha ‘pahalı’ hale geliyor. Avrupa’nın hemen yanında bulunan ve çok ciddi bir sanayi kapasitesi olan Türkiye daha da önemli bir üretim üssü olabilir.

Üçüncüsü, jeopolitik gerginlikler ve sıkıntılar. Eskiden sorunsuz işleyeceği sanılan tedarik zincirlerinin kırılganlığını artık hepimiz anladık. Mesela Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında başlayan teknolojik soğuk savaş İtalya’daki araba satışlarını, Rusya ile Ukrayna yaşanan sıcak savaş Almanya’daki hanelerin ısınmasını, Süveyş Kanalı’nda yaşanan tıkanmalar Fransa’ya Çin’den gelen ürünlerin teslimatını etkiledi. Bunun neticesinde, tedariği çeşitlendirme, yakın ülkelerden satın alma (near-shoring) ve dost ülkelerden satın alma (friend-shoring) eğilimleri artıyor. Giderek daha ‘korumacı’ hale gelen Avrupa ticari bloğu için Türkiye’nin önemi artıyor.

Ben vatandaşlarımızın refah seviyesinde de, hukuk ve demokraside de, fırsatlara erişimde de en iyiyi hak ettiğine inanıyorum. Elbette bunu Avrupalı’nın keyfi olsun diye değil, kendi vatandaşımızın hayat kalitesi artsın diye istiyorum.

Bu çerçevede, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi rasyonel bir şekilde sürdürmenin bu hedefe erişmemizi kolaylaştıracağını düşünüyorum. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal bundan 37 yıl önce Avrupa Ekonomik Topluluğu’na tam üyelik başvurusunu yaparken ‘uzun ince bir yola çıkıyoruz’ demişti. Nitekim ondan önce ve ondan sonra gelen pek çok hükümet de benzer düşüncelerle, bu yolda yürüdü. 9 Mayıs Avrupa Günü vesilesiyle, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin, karşılıklı saygı ve menfaati gözeterek tekrar ilerlemeye başlamasını diliyorum.”