DEVA Parti’li Yeneroğlu: Cinayetin gerçek saiklerinin üstü örtüldü

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Sinan Ateş davasına ilişkin, "İddianame ile cinayetin gerçek saiklerinin üstü örtülmüştür" dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, bugün başlayan Sinan Ateş’e yönelik suikast dosyasının ilk duruşması hakkında açıklama yaptı. Dosya hakkında ilk günden itibaren siyasi baskıların devam ettiğine dikkat çeken Yeneroğlu, “Bu davanın üzerinin kapatılmasına izin vermek aynı zamanda adaletin katliamıdır. Elbette buna izin vermeyecek, süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Bir gün gerçek bir hukuk devleti olduğumuzda bu aşağılık cinayetin tüm yönleriyle aydınlatılacağına inancımız tamdır. Bu cinayeti azmettirenler, iktidar ortakları içinde ve yargı mekanizmasında üstünün kapatılmasına destek olanlar hep utanç içinde yaşayacak, tarih önünde hesap veremeyeceklerdir.”

Yargılamanın gerçeklerden kopuk bir iddianame gölgesinde bir orta oyunundan fazlası olamayacağını belirten Yeneroğlu “İşlenen cinayetin arkasında yer alan gerçek sebepler ortaya çıkarılmalı, bu cinayeti azmettiren failler tespit edilip yargılanmalı ve hukuk devleti iddiasının gereği olarak cezalandırılmalıdır.” dedi.

Yeneroğlu, “Pek çok delile rağmen savcılık tarafından cinayetin arkasındaki örgütlü organizasyon ve siyasi motivasyon yok sayılarak delillerin birçoğu değerlendirilmeden, ısmarlama bir şekilde, sıradan bir cinayetin dosyasıymış gibi iddianame düzenlenmiştir. Bu siyasi cinayetin sebebinin bile yer bulmadığı, siyasi kimlik ve bağlantıların yok sayıldığı iddianamenin onca eksiğine rağmen ilgili Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmiş ve yargılama tüm bu şaibeler altında başlamıştır" ifadelerini kullandı.

İşlenen cinayetin siyasi bağlantılarının ortaya çıkarılmaması için özel bir önem gösterildiğine değinen Yeneroğlu, “Olaya ilişkin delillerin toplandığı esnada iktidar ortağının üst düzey yöneticilerine dokunan kısımların törpülenmesi için her türlü müdahalede bulunulmuştur. İktidar ortağına dokunacak iş ve işlemleri yapan görevli savcılar değiştirilmiş ve soruşturma bu şekliyle yönlendirilmiştir. Haklarında “yurt dışına çıkış yasağı” bulunan ve aralarında Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da olduğu 17 kişinin dosyası ayrılmış, diğer 22 kişi hakkında ise iddianamenin yazılması bir buçuk yıldan fazla sürmüş ve iktidarın zarar görmemesi için yerel seçimlerden sonraya bırakılmıştır” dedi.

'İDDİANAME OLAYI ÖRTBAS ETMEK ÜZERE DÜZENLENMİŞ'

Yeneroğlu’nun açıklaması şöyle:

“İddianame, cinayeti aydınlatmaktan ziyade üstünü örtmek için yazılmıştır. Dosya içerisindeki deliller tamamıyla araştırılmamış, bilerek ve istenerek bu kısımlar üzerine gidilmemiştir. Örneğin suçta kullanılan aracın kime ait olduğu ve bu kişinin olaydaki sorumluluğu ve bağlantıları üzerine gidilmemiştir.

Dosya kapsamında hazırlanan iddianamede işlenen cinayetin sebebi bile araştırılmamıştır. Suçu işleyen failin beyanına göre neredeyse keyfi işlenmiş bir suç izlenimi verilmiştir. Oysaki bu cinayetin sebebi araştırılsa siyasi bağlantılarla birlikte cinayetin gerçek nedeni ortaya konulabilecekken, bu iddianame ile cinayetin gerçek saiklerinin üstü örtülmüştür.

Sinan Ateş cinayeti belli bir plan dâhilinde ve zaman içerisinde tasarlanarak işlenmiş bir siyasi cinayettir. Bu cinayeti işleyen failler de bu plan dâhilinde tespit edilmiş ve suç işlendikten sonra da aynı şekilde kaçırılmış ve korunmuştur. Tüm bu olayların içerisinde siyasi bağlantılar söz konusudur ancak iddianame bu siyasi bağlantıları araştırmamıştır.

Cinayet günlerce yapılan fiziki takipler, telefon görüşmeleri ve otopsi raporunun ortaya çıkardığı şekilde asla şansa bırakılmayacak tarzda planlanmıştır. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in ifadesi ve diğer tanık ifadeleri ile bilirkişi raporları, telefon yazışmaları ve bazı siyasi kimliklerin azmettiriciler ve tetikçiler ile arasındaki irtibatlar göz önüne alındığında cinayetin organize bir şekilde işlendiği açıkça anlaşılmaktadır. Tüm şüpheliler açısından ortada ciddi bir suç örgütü olmasına rağmen işlenen suikast, suç örgütü dışında iştirak halinde işlenmiş bir suç gibi gösterilmiş ve on yedi sanığın dosyası ayrılarak basit bir cinayet dosyası gibi birtakım şüpheliler hakkında göstermelik bir yargılamaya başlanmıştır.” 

Ne yazık ki gelinen aşamada yargının siyasi regülasyonun nesnesi haline getirilmiş olması, Sinan Ateş dosyasında kendisini apaçık göstermektedir. En başından beri olayları örtbas etmeye yönelik güçlü bir siyasi baskı yargılamanın her aşamasında kendini göstermiştir. Hukukun üstünlüğü yerine mafyaların, çetelerin üstünlüğünü tanıyan bir yargı sistemi ile karşı karşıyayız. Bu nedenle kovuşturma aşamasında da siyasi baskının devam edeceği aşikardır.”