DEVA Partisi aday tanıtım programı: İstanbul’u AKP ve CHP’ye mahkum etmeyeceğiz
DEVA Partisi İstanbul Büyükşehir ve İlçe adayları tanıtım programı başladı. İBB adayı İdris Şahin, “İstanbul AKP ve CHP’ye iki kutuba mahkum etmeyeceğiz” dedi.
İSTANBUL - Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısını bugün Ataşehir İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi’nde düzenledi.
DEVA Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı İdris Şahin, programda ilçe belediye başkan adaylarını tanıttı. Seçim sloganının “Alem Buysa DEVA sensin” olarak belirlendiği programda ayrıca Mahsun Kırmızıgül’ün seslendirdiği, ‘Alem buysa kral benim’ şarkısı dinletildi.
Şahin, konuşmasını yaparken dili sürçtü. “Mehmet Akif Ersoy” yerine “Mehmet Akif Erdoğan” dedi. Toplantıda gülüşmeler görüldü.
‘İSTANBUL İKİ YANLIŞTAN BİRİNE MUHTAÇ DEĞİL’
İBB Adayı İdris Şahin, konuşmasında şunları söyledi: “Konu İstanbul olunca söylenecek çok şey mümkün. Bu iktidarın şehircilik anlayışıyla şehirlerimiz yok oluyor. Bu bizim kaderimiz olamaz. Umutsuzluk yok. İstanbul’u da Türkiye’yi de iki kutuba mahkum etmeyeceğiz. İstanbul’un gözbebeği Ataşehir’e ulaşmak iki buçuk saat sürüyor. İstanbul çaresiz değil. İstanbul iki yanlıştan birine mahkum değil.”
‘ALEM BUYSA DEVA SİZSİNİZ’
İdris Şahin’in ardından kürsüye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 24 Şubat günü DEVA Partisi İstanbul aday tanıtım toplantısında DEVA Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı İdris Şahin’i ve ilçe belediyelerindeki adaylarını duyurdu. Ali Babacan, yaptığı konuşmada uzayan et kuyruklarından, yerel seçimlerden, muhalefetin siyaset anlayışından bahsetti. Ali Babacan şunları söyledi:
“Hayat tarzından, siyasi görüşünden ödün vermeden sosyal desteklerden yararlanmak mı istiyorsun? ‘Yararlanacaksın, hakkındır’ diyeceğiz. Korkmadan itiraz etmek, yanlışları açıkça konuşmak söylemek mi istiyorsun? ‘Söyleyeceksin, hakkındır’diyeceğiz. Ayrım yapmadan, herkes için eşit bir belediyecilik, hakkındır diyeceğiz. ‘Demokrasi de hakkındır, özgürlük de hakkındır’ diyeceğiz. ‘İnsan onuruna yaraşan bir hayat hakkındır; bu ülkenin hakkıdır, 85 milyonun hakkıdır’ diyeceğiz.
'ALEM BUYSA DEVA SENSİN'
Âlem, yükselen kiralarsa, kat üstüne kat çıkılan temelsiz yapılarsa; âlem, iktidarıyla muhalefetiyle vatandaşı değil kendi haksız rantını düşünenlerse; DEVA sensin. Âlem, et kuyruklarıysa; âlem, ekmek kuyruklarıysa; âlem, yemek kuyruklarıysa; âlem, pahalı diye alınamayan zeytin yağıysa; âlem, içilemeyen kahveyse; âlem buysa, DEVA sensin. Âlem buysa, DEVA sizsiniz arkadaşlar, siz.
Maalesef, bugünkü iktidar bu milletten ‘kimseye muhtaç olmama’ hakkını aldı. ‘Onuruyla geçinme’ hakkını aldı. Gençler anne babasından, anne babalar evlatlarından, komşulardan borç alıyor. Akrabalar birbirlerine destek olmaya çalışıyor, ama nafile. Birçok insan ay sonunu getiremiyor arkadaşlar. Kirasını ödeyebilen; karnını iyi kötü doyurabilen, bugün Türkiye’de kendini şanslı sayıyor.
MUHALEFETE ELEŞTİRİ
Son yıllarda ‘Biz gidersek ülke batar’ demek dışında siyaset üretmeyenlerin, muhalefet etmeyi de bir kazanç kapısı olarak görenlerin, işine geldiğinde şiddete karşı çıkan, işine geldiğinde bir yumruğu savunmak için yarışanların; kısacası ezbere konuşan, ezbere düşünen muhalefetin de bu ülkeye verebileceği fazla bir şey yok.
Türkiye’nin her köşesinde, doğusundan batısına uzayan kuyrukları görüyorsunuz. İnsanların on lira, yirmi lira ucuz et uğruna nasıl sıraya girdiğini görüyorsunuz. İnsanlar utanarak, sıkılarak bekliyorlar kuyruklarda. Kimi yerlerde emekliler, saatlerce bekleyeceklerini bilerek boyunlarını bükerek giriyorlar sıraya. Kimi yerde annesi tarafından gönderilen bir öğrenci, sıkıntı içerisinde, ‘sınıf arkadaşlarıma rastlar mıyım acaba’ diye çekinerek giriyor bu sıraya.
Bütün bu tabloda tek suçlu Erdoğan değil. Yaptıklarında sadece onun imzası var, doğru. Amayirmi yıldır hiçbir şey üretemeyen, yirmi yıldır planla, projeyle, doğru düzgün bir siyasetle onun karşısına çıkamayan muhalefetin hiç mi suçu yok ya? Planı programı olmayan, yarın tahayyülü olmayan muhalefet partilerinin bu tabloda payı yok mu? Kürsüde bağırmayı marifet sayan, küfür ve hakaretle dilini kirleten muhalefetin payı hiç yok mu? Ne yapacağını bilmeyen, kimlik siyasetine hapsolmuş, sloganları hamasetten öteye gitmeyen muhalefetin de payı yok mu bu tabloda?
'MEMLEKET İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ'
İdris Bey’i tanıyorsunuz biliyorsunuz, bizim partimizin ilk kurucu arkadaşlarımızdan. Kendisi milletvekilimiz, sözcümüz, genel başkan yardımcımız, hem de seçimlerden sorumlu genel başkan yardımcımız. Yani biz İstanbul’a büyükşehir adayımız olarak partimizin çok güçlü bir ismini aday olarak belirledik. Dört senedir demokrasi ve atılım bayrağını hakkıyla göğüsledi. Dört senedir DEVA çatısı altında memleketimiz için gecesini gündüzüne kattı.
İnanın, bazı muhalefet partilerinin sözcülerini dinlerken hicap duyuyorum ya. Al birini vur ötekine hesabı. Henüz daha iktidar ya da iktidar ortağı falan da değiller. Şimdiden başlamışlar kavgalara, dövüşlere. Daha cin olmadan çarpmaya çalışanlar var. Sözüm ona, ülkenin yarınlarına siyaset vadediyorlarmış. Sözüm ona, bu iktidarın alternatifi onlarmış. İdeolojik zıtlıklar, siyasi görüş ayrılıkları fark etmiyor. İfade özgürlüğünü savunuyorlar ama sadece kendileri için. Şiddete karşı çıkıyorlar ama sadece kendileri için. Hak hukuk diyorlar ama kendileri için.”
ERDOĞAN'A 'ET' ELEŞTİRİSİ
Buradan ben Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, Google’a girin, ‘Ucuz et kuyruğu’ yazın. İzleyeceğiniz videoların yapımcısı da, yönetmeni de, senaristi de sizsiniz. O videolar sizin eseriniz. Google’a girin, ‘Ucuz ekmek kuyruğu’ yazın. ‘Halk ekmek kuyruğu’ yazın. Karşınıza çıkacak görüntüler sizin eseriniz. ‘Ucuz yemek kuyruğu’ yazın. Göreceğiniz tablo sizin eseriniz. Bize yoksulluğun tablosunu çizdiniz ya.
Yandaş medyaya sesleniyorum: Biz yokmuşuz gibi davranmayın, bizi görmezden gelmeyin. Biz laf kalabalığı ile muhalefet koltuklarının yarışına girenlerden değiliz. Muhalefet koltuğundan gayet memnun, kalkmak istemeyenlerden değiliz. Biz iktidar nimetleriyle gözünde dolarlar dönenlerden de değiliz. Biz varız ve buradayız.
İktidarı da muhalefeti de torpilin, adam kayırmanın önüne geçmediler, geçmeyecekler. İktidarı da muhalefeti de sokakları güvenli hale getiremedi, getiremeyecekler. Deprem oldu, iktidardan da muhalefetten de, ki kiminin belediyesi var kimi iktidarda, bir tane istifa eden çıktı mı, çıkmadı. Çünkü sorumluluğu üzerine alma cesareti yok bunlarda. Zihniyet aynı olduğu sürece bir şey yapma, bir şey başarma imkânları da yok.
Yıllar sonra, ‘İstanbul’a ihanet ettik’ itiraflarını bizden duymayacaksınız, çünkü biz asla bu şehre ihanet etmeyeceğiz. ‘Farklı partiden olduğum için engelleniyorum’ bahanelerini bizden duymayacaksınız. İstanbul için çalışacağız. İstanbul’un havasına, doğasına, siluetine gözümüz gibi bakacağız. Bize miras kalan bu kadim şehrin sokaklarını güvenli bir hale getireceğiz.”