DEVA’dan ‘sığınmacı’ eylem planı: Şam yönetimiyle diyalog kuracağız

DEVA Partisi, ‘sığınmacı’ ve ‘düzensiz göçe’ dair eylem planını açıkladı. Babacan, “Başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceğiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ve Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Abdurrahman Bilgiç partilerinin ‘Sığınmacı Sorunun Çözümü ve Düzensiz Göçün Önlenmesi” başlıklı eylem planını genel merkez binalarında açıkladı.

DEVA Partisi olarak her alanda eylem planları hazırladıklarını, hiçbir alanı es geçmemeye çalıştıklarını, bugüne dek 11 eylem planını kamuoyuna açıkladıklarını belirten DEVA lideri Babacan, “Seçimden sonra 90 ve 360 gün içerisinde bu planlarımızı hayata geçireceğiz” dedi.

Partisinin ‘sığınmacılara’ ilişkin eylem planının, “Sığınmacı ve Düzensiz Göç Yönetiminin Güçlendirilmesi”, “Düzensiz Göçün Engellenmesi” ve “Geçici Koruma Altındakilerin Ülkelerine Dönmesi” olmak üzere üç başlıkta uygulanacağını ifade eden Babacan, Şam yönetimiyle de diyalog kurulacağını belirtti.

‘POLİTİKASIZLIK ŞU ANKİ HÜKÜMETİN EN BÜYÜK SORUNU’

Türkiye’de yaklaşık 6 milyon sığınmacı ve düzensiz göçmen olduğunu belirten Babacan, devletin bu konuda güvenilir istatistiğinin olmadığını söyleyerek, “Hiçbir yerde kayıt altına alınmamış yüz binlerce insan bizimle yaşıyor. Mevcut hükümetin bu konuda stratejisi yok ve plansız hareket ediyor. Anı kurtaracak kararlar alıyorlar. Politikasızlık şu anki hükümetin en büyük sorunu. Hiçbir alanda yok” dedi.

Suriye’de Şam yönetimi Rusya ve Birleşmiş Milletler ile uzlaşı arayışında bulunulmadığını ifade eden Babacan, “Samimi bir uzlaşı göremiyoruz. Bir gayret yok. 11 yıldır Türkiye’deki Suriyelilerin geri gitmesi için güvenli Suriye oluşturulamadı” diye konuştu.

Kaç kişiye vatandaşlık verildiğinin açıklanmadığını, güven içerisinde Suriyelilerin ülkelerine dönemediğini ifade eden Babacan, “Göçmenleri bahane edip Türkiye’yi ırkçı bir çukura düşürmeye çalışanların olduğunu görüyoruz. Bu kişiler yalan bilgilerle nefreti körüklüyorlar. Biz ülkemizin güvenlik ihtiyacını insan haklarını gözeterek karşılayabilecek bir ülkeyiz” diye konuştu ve şöyle devam etti:

“Hem güvenliği hem de insan haklarını önceleyen bir tutum mümkün. Dolayısıyla biz bu tekçi, kalıpçı her türlü yaklaşımı reddediyoruz. İktidarın politikasızlığını değil de sığınmacılarla göçmenleri hedef alan sorumsuz siyaset anlayışını da reddediyoruz. Biz sorunları hukuk içerisinde çözeceğiz. Onun için çok net söylüyorum göç konusunda hukuk devleti pusulasından şaşmayacağız nefret söylemlerine de pabuç bırakmayacağız. Kirli dil sahiplerinin toplumu göçmenlere karşı kışkırtmasına da karşı koyacağız. Değerli basın mensupları gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki sığınmacılar ve düzensiz göç sorununu çözecek en kapsamlı yaklaşımı Deva Partisi olarak biz oluşturmuş durumdayız.”

DEVA’DAN ÜÇ BAŞLIKTA HEDEFLER 

“Derdimiz göç pirimi üzerinden pirim yapmak değil gerçekten çözmek” diyen Babacan meseleyi üç başlıkta ele aldıklarını bunların da “Sığınmacı ve Düzensiz Göç Yönetiminin Güçlendirilmesi”, “Düzensiz Göçün Engellenmesi”, “Geçici Koruma Altındakilerin Ülkelerine Dönmesi” olduğunu söyledi.

Göçün öncelikle yönetilmesi gereken bir konu olduğunu belirten Babacan, “Göç yönetiminde Türkiye’nin güçlü bir kurumsal yapıya ve nitelikli personele olan ihtiyacı çok açıktır. Onun için kolları sıvayıp öncelikle güçlü bir altyapıyı kurmak zorundayız. Ve birimler arası koordinasyonu da güçlendirmek zorundayız. Göçü ortak akılla ve ülke menfaatleri doğrultusunda yöneteceğiz. Şeffaf olacağız ve bu konudaki dezenformasyonla da sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlayacaklarını söyleyen Babacan, “Ülkemizin sınır güvenliği konusunda zafiyete düşecek bir lüksü yok. Sınırlar kevgire döndü, yol geçen hanına döndü. Ne yazık ki son dönemlerde bu zafiyet nedeniyle düzensiz göç akışının yoğunlaştığını görüyoruz. Sınırlarda teknik güvenlik önlemlerini almak zorundayız ve bunu yapacağız. Düzensiz göçmenlerin kendi ülkelerine veya Türkiye’ye giriş yaptıkları sınır komşumuza sınır dışı edeceğiz. Başka bir kimlik ile ülkemize girmek isteyen düzensiz göçmenleri ise biometrik kayıtlarla tespit edip engelleyeceğiz” diye konuştu.

‘HEDEFİMİZ SURİYE’DE GÜVENLİĞİN TESİS EDİLMESİ’

Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler konusu ile düzensiz göçmenlerin ayrı birer konu olduğunu belirten Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suriye’deki öldürülme, işkence, insanlık dışı/onur kırıcı ceza veya muamele tehdidi nedeniyle Suriyelilere Türkiye’de geçici koruma tanınmıştır. Geçici koruma altındaki insanlar diye kullanıyoruz. Bu kapsamda hedefimiz öncelikle Suriye’de güvenliğin tesis edilmesidir. Bizim bu konuda ülkemizin menfaatleri dışında hiçbir kırmızı çizgimiz yoktur. Tek öncelik burada ülkenin menfaatleridir. Suriye’de güvenliğin sağlanması, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilmelerinin şartlarının oluşturulması içindir. Başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceğiz. ‘Ben onun elini sıkmam, onun masasına oturmam’ diye diye ülkenin dış politikasını, itibarını ne hale düşürdüklerini görüyorsunuz. Suriye’de güvenliğin sağlanmasına yönelik girişimlerimizi öncelerken bir yandan başta Avrupa Birliği ve Arap ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerin de Türkiye’nin yükünü paylaşmaları için yoğun bir diplomasi trafiğini yürüteceğiz. Ülkemizdeki Suriyelilerin Suriye veya başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkelere gidebilmesi için bir süreci işleteceğiz. Suriye’de güvenliğin sağlanması ile birlikte Suriyelilerin geçici koruma statülerine son vereceğiz. O sırada ortadan kalkacak. Geçici koruma statülerinin sonlanması üzerine de Suriyelilerin Türkiye’den belirli süre içerisinde ayrılması gerekecek. Mağduriyete sebep olmaksızın güvenli ve onurlu bir dönüşü sağlayacağız. Suriyeliler ülkemizden ayrılana kadar Türkiye’deki ikamet, çalışma, eğitim ve sağlık hizmeti gibi konuları kural bazlı hale getirecek.”

BABACAN’DAN ERDOĞAN’A: VATANDAŞLIĞI HANGİ KRİTERLERE GÖRE VERİYORSUNUZ?

“Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı şu anda Türkiye’ye belli yatırım yapanlara promosyon olarak verilen bir husus altına geldi” ifadelerini kullanan Babacan, Suriyelilere yönelik verilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının hangi mevzuat uyarınca verildiğini sordu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi:

“Suriyeliler vatandaşlık verirken hangi kriterlere göre veriyorsunuz? Neden iki yüz bin verdiniz diğerlerine vermediniz? Buradan bizim milli çıkarımız ne? Aylardır soruyoruz tık yok, açıklayamıyorlar. İstisnai şartlar kanunda yazıyor, yerine geliyor mu gelmiyor mu?  Bu vatandaşlık Suriyelilerin geri dönüş motivasyonunu azaltıyor. ‘Bekleyelim belki ben de vatandaşlık alırım’ diyor. Biz kimseye mevzuata aykırı vatandaşlık vermeyeceğiz. İstisnai vatandaşlığı daraltacağız ve adı üstünde istisnai uygulama hale getireceğiz. Kayıt dışı çalıştırılmalarının ve işyeri açmalarının da önüne geçeceğiz. Ülkemizdeki çalışma barışını yaralayan hukuksuzluğa son vereceğiz. “

‘GÖÇ SORUNU ÇOK KATMANLI BİR SORUN YUMAĞIDIR’

Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Abdurrahman Bilgiç, Babacan’ın ardından yaptığı konuşmada, “Ülkemizin sığınmacı ve göç sorunu çok katmanlı bir sorunlar yumağıdır” dedi. Kurumsal yeterlilik ve koordinasyonun güçlendirileceğini belirten Bilgiç, “İktidarın her alanda olduğu gibi sığınmacılar ve düzensiz göç konusunda politikalar yok” ifadelerini kullandı. 

DEVA olarak ulusal güvenlik gereği sınır güvenliğinin sağlanması ve kaçak girişlerin önlenmesi gerektiğini belirten Bilgiç, “Sığınmacı ve düzensiz göç konusunda şu ana kadar etkisiz kalan Dışişleri Bakanlığı’na etkili bir görev vereceğiz. Çok sayıda nitelikli kamu görevlilerine ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

‘Sığınmacıların’ geri dönüşünün hukuk çerçevesinde ve insan onuruna yaraşır gerçekleştireceklerini belirten Bilgiç, “Vatandaşlarımıza karşı her zaman şeffaf olacağız. Hiç kimsenin durumdan vazife çıkarmasına izin vermeyeceğiz. Nefret suçlarına göz yummayacağız. Ceza kanununu etkili kılacağız. Hiç kimsenin masum insanları hedef almasına izin vermeyeceğiz” dedi.

‘ERDOĞAN, ‘DOĞU PERİNÇEK ORTAĞIMDIR’ DESİN’

Babacan açıklamaların ardından gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Şam yönetimiyle doğrudan diyalog kuracaklarını söyleyen Babacan’a iktidar cephesinden de Şam yönetimiyle görüşmeyle ilgili mesajlar verildiği, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ethem Sancak’ın da Suriye’ye gideceğinin ifade edildiği hatırlatıldı. Babacan bunu şu sözlerle değerlendirdi:

“Hükümetin Şam yönetimiyle hangi kademede hangi birimler üzerinden temas arayışı içerisinde olduğunu bilmiyoruz. Birbiriyle tutarsız karmaşık mesajlar geliyor. Bu isimlerin Şam’a gitmesinin anlamı yok. Eğer bunlar hükümet ortağıysa Erdoğan çıksın ‘Doğu Perinçek ortağımdır. Benim adıma oraya gidiyor’ desin. Yok kendi başlarına gidiyorlarsa bu ziyaretin anlamı olmaz. Bizim kastımız hem diplomatlar hem de siyasi pozisyona sahip insanlar arasında görüşme trafiğinin diyaloğunun başlamasıdır.”

90 VE 360 GÜNLÜK HEDEFLER

DEVA Partisi’nin eylem planında 90 ve 360 günlük sürelerle ‘sığınmacı ve göç’ başlıklarında hedefler şu şekilde sıralandı:

90 GÜNLÜK HEDEFLER

-Düzensiz göçün önlenmesi ve geri dönüşler için yönetim ve personel altyapısını güçlendireceğiz.

-Göçü ortak akıl ile ülke menfaatleri doğrultusunda yöneteceğiz.

-Sığınmacı ve düzensiz göçün oluşturduğu sorunlarla mücadelede koordinasyonunu güçlendireceğiz.

-Göç alanda çalışan birimlerin kurumsal kapasitelerini ve nitelikli personelleri arttıracağız.

-Göç akınlarında uluslararası çözüm için Dışişleri Bakanlığı’nın daha etkili olmasını sağlayacağız.

-Göç yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlayacağız.

-İnsan kaçakçılığı ve insan ticareti ile mücadele edecek, sınırlardan kaçak geçişi engelleyeceğiz.

-Düzensiz göç yönetimi politikası oluşturacağız. 

-Yasa dışı girişlerde geri gönderme politikalarını aktif uygulayacağız.

-Güvenli kaynak ülke ve güvenli üçüncü ülkelerden gelenlerin geri dönüş süreçlerini hızlandıracağız.

-Sığınma başvurularını değerlendirme süresini kısaltacağız.

-Sınır güvenliğinin sağlanmasına Avrupa Birliği’nin desteğini talep edeceğiz.

-Sığınmacıların diğer ülkelerle paylaşılmasın etkin bir dış politika yürüteceğiz.

-Sığınmacı ve düzensiz göçmenlere ilişkin uluslararası anlaşmaları ülke menfaatleri doğrultusunda gözden geçirecek, menfaatlerimize aykırı bulduğumuz anlaşmaları feshedeceğiz.

-Kitlesel akınlarda külfet paylaşımı için başta AB ülkeleri olmak üzere başka ülkelerle teması artıracağız, kaynak ülkelerde çözüm odaklı anlaşmalar yapacağız.

-Kendi rızasıyla geçici veya kalıcı olarak Suriye’ye giden kişilerin ‘Geçici Koruma Statüsü’nü iptal edeceğiz.

-Suça karışan yabancıları ivedilikle sınır dışı edeceğiz.

-Çocuk işçi çalıştırılmasını engelleyeceğiz.

-Suriyeli çocukların okullara devamını temin edeceğiz.

360 GÜNLÜK HEDEFLER

-Uluslararası Koruma Statü Belirleme Merkezleri kuracağız.

-Belediyelerin bütçesi belirlenirken bütün nüfusu dikkate alacak, merkezi idare- yerel idare iş birliğini güçlendireceğiz.

-Nefret söylemlerini engelleyeceğiz.

-Düzensiz göç kaynağı ülkelerle göçü önlemek üzere iş birliği yapacağız.

-Sınır güvenliğini sağlamak amacıyla diplomasi  yolunu ve güvenlik güçlerini etkili bir şekilde kullanacağız.

-Sınır güvenliğinde teknik kapasiteyi güçlendireceğiz.

-Kamu personelinin teknik yeterliliğini artıracağız.

-Düzensiz göçle mücadelede kurumlar arasında iş birliği ve güçlü koordinasyon sağlayacağız.

-Uluslararası koruma statüsü başvurularının reddi halinde dava merci olarak ihtisas mahkemesi niteliğinde ‘Göç Mahkemeleri’ kuracağız.

-Kontrolsüz göçün ve kitlesel akınların önlenmesi, sorunun kaynağında çözümü için BM ve uluslararası örgütlerle işbirliğini artıracağız.

-Şam yönetimi ile geri kabul anlaşmasını yeniden uygulamaya koyacağız.

-Suriye’de çözümün tarafı olacağız.

-Şam yönetimi ile işbirliği halinde Suriye’de insani şartlarda yaşamın başlayabilmesi için Suriye’ye katkıda bulunacağız.

-İstisnai vatandaşlık uygulamasının kapsamını daraltacağız. (DUVAR)