YAZARLAR

Devlet Cumhuriyet’e mesafeli, iş dünyası sevdalı

BBC için, Deutsche Welle için araştırma, inceleme konusu olan Türkiye ve Cumhuriyet’in yüzüncü yılındaki hal durum, TRT için “eğlence odaklı konser ve gösteri” vesilesinden ibaret! Tüm hazırlıklar tamamlanmış ama gelin görün ki Gazze’deki “insanlık dramı” Cumhuriyet eğlencemize fırsat bırakmamış…

Bu da oldu: Devlet, Cumhuriyet’e karşı değilse bile mesafeli olduğunu ortaya koydu. Hayırlara da vesile oluyor: Cumhuriyet galiba artık sivilleşiyor, hatta hatta burjuvazi ona sahip çıkıyor, nihayet!

Kuruluşundan itibaren yıllardır devlet eliyle burjuva sınıfı yaratmaya çalıştı Türkiye Cumhuriyeti. El hak, hatırı sayılır bir sermaye sınıfı oluştu memleketimizde. Dünya klasmanlarına giren fevkalade zenginlerimiz var, aralarına her yıl yenileri katılıyor. Dilan Polat gibi devletine bağlı “Enerjiii” -yani para- üretici ve dağıtıcılar, Ayhan Bora Kaplan gibi devletlilerin hizmetinde ve himayesinde zenginleşenler dahil, her çeşit zenginimiz var. Ama bugüne dek devletten bağımsız ideolojik siyasal tavra, davranışa sahip burjuvazi pek ortada görünmüş değildi.

Nihayet o da oldu, oluyor: Devlet mesafeli dururken iş dünyası, onu oluşturan burjuvazi neredeyse topyekûn sınıf olarak Cumhuriyet’e aşkla, şevkle, coşkuyla sahip çıkıyor. Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutlamakta devlet ne kadar gönülsüzse, iş dünyası o kadar istekli, sevdalı görünüyor. Televizyonlardaki reklam kuşaklarına bakmak yeterli bunu görmek için. En küçüğünden en büyüğüne şirketler, holdingler cumhuriyet aşkını sergilemek için birbiriyle yarışıyorlar.

***

Kuruluşunun yüzüncü yılında yasak savma cinsinden törenler dışında onu kutlamak için neredeyse hiçbir şey yapmayarak devlet, resmî unvanın ötesinde Cumhuriyet’le pek bir işinin olmadığını alenen gösterdi. Dahası, tarih sahnesinden silinen Sovyet düzeninde, Baas vb tek parti rejimlerinde olduğu gibi resmî kutlamalar da “parti devleti” damgasını taşıyor. Devletin yüzüncü yıl etkinliklerinde, resmî evraklarında iktidar partisinin seçim kampanyasındaki “Türkiye yüzyılı” sloganı ve logosu yer alıyor. Kutlamalardaki içerik ve mesajlar, “icraatın içinden” havasında

Kutluyor muyuz, tabii ki kendimizi kutluyoruz, bu kadar!

DİSNEY’İ PROTESTO EDİYORUZ, TRT’Yİ NE YAPIYORUZ?

Görevi ihmal niteliğindeki bir başka garabete bakalım.

Walt Disney, bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı için bir dizi film yaptırdı. İster ticari yönden olsun ister halkla ilişkiler, pazarlama, imaj vb amaçlara yönelik olsun, bir Amerikan firması için Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yıldönümü bir değer, bir anlam ifade ediyor. Bunun için bütçe ayırıyor, proje çalışması yapıyor, nihayet yapımı gerçekleştiriyor, 29 Ekim’de firmanın dijital platformları üzerinden tüm dünyada gösterilmesi planlanıyor.

Sonra, yine bilindiği gibi Ermeni lobisinin baskısıyla genel yayından vazgeçilerek farklı bir strateji geliştirildi. RTÜK harekete geçti, devlet yetkilileri, politikacılar, medya, sanat dünyası hep bir ağızdan bu geri adımı kınadı, protesto etti. Hatta iktidar çevresindekiler muhalif gördükleri sanatçılara, yazar çizerlere “niye yeterince kınamıyorsunuz” diye çıkıştı!

Peki, bizdeki duruma ne demeli?

Devlet kuruluşu TRT, Gazze’yi gerekçe göstererek 100. yıl kutlamalarını erteledi:

TRT, Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde düzenleyeceği ve tüm hazırlıkları biten eğlence odaklı konser ve gösterileri, Gazze'de yaşanan endişe verici insanlık dramı nedeniyle ileri bir tarihe erteledi

Gazze bahaneydi, değildi, ondan geçtim, ertelemeyi de bırakın bir tarafa, “eğlence odaklı konser ve gösteriler” ifadesinin, bu ifadeyi getiren anlayışın, bakışın kendisi vahim! Devletin resmi yayın organı, 100 yıllık Cumhuriyet için konser ve gösteri düzenlemekten başka bir şey yapmaz mı?

O çok kızdığınız, yayın stratejisini değiştirdi diye RTÜK’ün savuma isteyip inceleme başlattığı Disney’e bakın. TC devletinin kurumu değil, ABD merkezli, evet bildiğiniz çizgi filmcilikten; TRT deyişiyle “eğlence odaklı” yayıncılıktan gelme bir dünya devi, aylar yıllar öncesinden başlıyor TC’nin 100. yılında ne yapacağını planlamaya.

Çekimler, ondan önce oyuncular ve çekim ekibinin, ondan da önce senarist seçimi, senaryo yazımı, daha öncesinde konsept çalışması, yapım ve yayın türünün belirlenmesi var… Bunların her biri aylar alır. Temmuz 2023’de ilk fragmanlar yayınlandığına göre, en az 2022’de bu yapım için kollar sıvanmış olmalı!

RTÜK, TRT’den savunma ister mi? Bence istemeli. Ne yaptın, bir şey yapmadıysan niye yapmadın diye sormalı. Buradan sormuş olalım.

BBC’YE BAK, DW’YE BAK, DÖN TRT’YE BAK

BBC İngiltere’nin, DW Almanya’nın “TRT”si; her ikisi de devlet kuruluşu. İkisinin de ana dillerinin yanı sıra Türkçe servisleri var, Türkiye’ye yönelik yayınları var. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümünü tıpkı Amerika’nın Disney’i gibi onlar da gündemlerine alıyorlar, hem de çeşitli yönlerden. Örneğin BBC, İngiliz Gizli Belgeleriyle Ekim 1923 başlığıyla Cumhuriyet’in kuruluş sürecine ilişkin bir yayın dizisi başlattı. 

“Gizli” kaydı aradan geçen zaman nedeniyle kalksa, devlet arşivleri açılsa da belgelerin incelemesi, seçimi zaman alan bir çalışma. Metnin yazımı, yayına hazırlanması da öyle. Sadece belgesel dizisiyle, kuruluş sürecini inceleyip yayınlamakla yetinmedi BBC, bugüne de baktı. Dış basında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına ilişkin değerlendirmeleri özetleyip 27 Ekim’de yayınladı. Amerikan haber ajansı AP, İngiltere merkezli ekonomi gazetesi Financial Times ve The Economist dergisindeki araştırma-yorum yazılarını bizim medya BBC’nin özetinden alarak yayınladı.

BBC, “Cumhuriyet'in 100. yılı Türkiye basınının yanı sıra dış basında da konu ediliyor” diyerek sunuyordu çalışmasını. İngiliz nezaketi ya da ironisi. 100. yılı kutluyor muyuz, kutlamıyor muyuz dışında Cumhuriyet’in konu edildiği yok burada! İş dünyasında reklamlar dışında da dikkate değer çalışmalar var, daha sonra değineceğim.

Almanya’nın Sesi olarak anılan DW, daha dün şunları yayımladı: Aram Ekin Duran’ın "Ekonomi ikinci yüzyıla nasıl giriyor" incelemesi, Alman akademisyen Marcus Alman Dressler’le yapılan din-siyaset ilişkisinin seyrine ilişkin kapsamlı söyleşi (100. yıl: Türkiye'de laiklik nasıl değişti?); Banu Güven’in Daha iyi bir ikinci yüzyıl için yorumu.

BBC için, Deutsche Welle için araştırma, inceleme konusu olan Türkiye ve Cumhuriyet’in yüzüncü yılındaki hal durum, TRT için “eğlence odaklı konser ve gösteri” vesilesinden ibaret! Tüm hazırlıklar tamamlanmış ama gelin görün ki Gazze’deki “insanlık dramı” Cumhuriyet eğlencemize fırsat bırakmamış…

Alacağımız olsun.

***

İş dünyasının Cumhuriyet aşkı, 100. yılda bu yönde yaptıkları, burjuva sınıfının kendini göstermesi midir, ayrı yazı konusu.