Devrim Barış Çelik: CHP de aşiretler de geleceğe bakıyor
CHP Doğu Masası Koordinatörü Devrim Barış Çelik: “CHP, Kürt sorununun çözümü konusunda en üretken parti. Doğu Masası, CHP iktidarında TBMM çatısı altında katkı sağlayacak.”
DUVAR - CHP'nin Doğu Masası Nisan 2021'deki kuruluşundan bu yana çeşitli çalışmalarla adını duyurdu. Masanın kuruluşuna giden süreçte, 2019 yerel seçimleri öncesinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "İSMEK’te Kürtçe kurslarının hayata geçirileceği", "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kürtçe dışında başka bir dil bilmeyen yaşlılara Kürtçe bakım hizmeti vereceğini" açıklamaları geldi. Ardından anadilde eğitim için olumlu mesajlar verildi, Kürt sorununun çözümü için adımlar atılacağı açıklandı. Ve nihayet 'Doğu Masası’ kuruldu.
Doğu Masası heyetleri, gittikleri halkla, bölgenin ileri gelenleri ve kanaat önderleri ile bir araya gelmeye devam ediyor. Ayrıca esnaf ve sanayicilerle de görüşmeler yapılıyor. Heyet ayrıca, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni ziyaret etti, Mesut Barzani başta olmak üzere görüşmeler yaptı.
Doğu Masası heyeti bölgede çalışmalarını sürdürürken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nda da olumlu mesajlar gelmeye devam etti. Son olarak da 'helalleşme' çağrısı geldi. Kılıçdaroğlu olumlu mesajlar verirken, CHP’ye hep mesafeli duran aşiretlerin AK Parti’yi terk ederek CHP’ye katılmaya başladıkları haberleri geldi.
CHP Doğu Masası Koordinatörü Devrim Barış Çelik’le bu gelişmeleri, Doğu Masası’nı, faaliyetlerini, CHP iktidarında Doğu Masası’nın ‘Çözüm Masası’ olup olmayacağını konuştuk.
Doğu Masası nedir? Amacını ve çalışma kapsamını anlatır mısınız?
Doğu Masası, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerde örgütsel kapasitesini geliştirmek ve genişletmek, bölgede CHP’ye olan ilgiyi ve oluşan beklentiyi yönetmek, bölge seçmenini CHP’ye kazandırmak, dolayısıyla CHP’nin bölgedeki milletvekili sayısını artırmak amacıyla kuruldu. Doğu Masası kapsamındaki iller, coğrafi olarak tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan illeri kapsamaktadır.
CHP'yi Doğu Masası kurma fikrine iten neydi?
Malumunuz Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetimizle yaşıt bir parti. Cumhuriyet tarihi boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki kimi illerde çok başarılı olduğumuz seçimler, yıllar oldu. Millet İttifakı olarak iktidara yürüdüğümüz şu günlerde, söz konusu illerde var olan milletvekili sayılarını artırmak, milletvekili olmayan illerde ise en az bir ya da daha çok milletvekili çıkarabilmek için oluşmuş bir fikirdir aslında. Doğu Masası, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde sadece CHP’ye oy veren seçmen sayısını artırma amacıyla hareket etmiyor. İktidardan ümidini kesmiş olan bu illerde, iyi bir gelecek hayalini, CHP’li temsilcilerin sayısını artırarak birlikte kurmayı arzuluyor. Doğu Masası kurulmasının arkasında iki temel motivasyon var. Birincisi örgütsel kapasitenin, dolayısıyla da temsiliyetin artırılması; ikincisi ise çalışma yapılan bölgede toplumsal bağın daha güçlü kurulması. Doğu Masası, kurulduğundan bu yana tüm süreçleri; iktisadi, toplumsal, yönetsel, kültürel, sosyolojik ve psikolojik açıdan yapısal anlamda analiz ederek tüm bileşenleri kucaklamayı hedefledi. Sanıldığının aksine, sadece aşiretler olarak tanımlanan geleneksel yapılar ve yerel kanaat önderleri değil, demokratik kitle örgütlerinden, sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm kesimlerle buluştu. Bu çabanın en güzel sonucu elbette ki güven ortamının yaratılmış olmasıdır. Bunun en temel göstergesi Doğu Masası kurulduğundan bu yana Cumhuriyet Halk Partisi üye sayısındaki gözle görülür artıştır.
Doğu Masası'na giden süreç ve bu kararın alınması, parti içerisinde nasıl karşılandı?
Doğu Masası kurulurken partinin yetkili organlarında tartışılmış, nihayetinde Sayın Genel Başkanımızın da onayı alınarak böyle bir oluşuma ve çalışma yöntemine gidilmiştir. Öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Koordinatörü olarak bizim görevlendirilmemiz yapılmış; çeşitli hazırlık çalışmalarından sonra, Doğu Masası kapsamındaki illerin il başkanları Ankara’ya davet edilerek, Genel Başkanımızın katıldığı bir toplantıda bilgilendirilmiş; görüş ve önerileri alınarak süreç başlatılmıştır. Halihazırda Doğu Masası’nda partinin seçilmiş Parti Meclisi üyeleri, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri ve milletvekilleri görev yapmaktadır. Ayrıca partinin seçilmiş organları dışında Sayın genel başkanın onaylarıyla “Doğu Masası Danışma Kurulu” oluşturulmuş ve bölgedeki çalışmalara katkı koyabilecek üyeler görevlendirilmiştir. Sorunuza dönersek, Doğu Masası parti içerisinde olumlu bir hava yarattığı gibi milletvekilleri ve parti yöneticilerinden de gerekli desteği görmüştür ve görmektedir.
Doğu Masası kurulduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan “Neymiş, Doğu Masası… Bugüne kadar neredeydiniz?” demişti. Siz de bu Masa’nın kurulmasında bir gecikme olduğunu düşünüyor musunuz?
Sayın Cumhurbaşkanı bu sözü söylediğinde biz Doğu Masası faaliyetleri kapsamında üye katılımları ve rozet takma merasimi dolayısıyla Hakkari’deydik. Sayın Cumhurbaşkanının toplumun gerçekliklerinden kopuk, parti teşkilatlarına seslenirken sarf ettiği bu cümleye en iyi cevabı Genel Başkan Yardımcımız Sayın Oğuz Kaan Salıcı Hakkari’de yaptığı konuşmasında vermiştir. Sayın Salıcı, “Erdoğan olduğu yerden, yani saraydan Türkiye’nin gerçeklerini göremiyor. Sayın Erdoğan, gel Doğu Masası seni bir gezdirsin bölgede. Sen de Türkiye’nin gerçekleri ile yüzleş” demiştir.
Doğu Masası, kapsamlı seçim stratejisinin sadece somut bir aracı olarak değerlendirilebilir. Gecikmeden ziyade zamanlaması önemli bence. Sayın Genel Başkanımızın liderliğindeki partimizin uzun yıllardır yaptığı çalışmaların bir birikimidir. Bu birikimin sonucunda sadece Doğu Masası mı kuruldu? Hayır. Karadeniz Masası kuruldu. Orta Anadolu Masası da kurulmak üzere. Sonuç itibariyle iktidarı hedefleyen ve bu seçimlerde de iktidara geleceğine inandığımız partimizin, bizi tatmin etmeyen oranda oy aldığımız bölgelerde örgütsel kapasitesini artırmak ve milletvekili çıkartmaya dönük planlı programlı çalışmadır. O anlamda Doğu Masası tam zamanında kurulmuştur diyebilirim.
Kürt kanaat önderleri ile yaptığınız görüşmelerde en çok hangi konular öne çıkıyor? Yani bu Masa’da kim ne istiyor?
Saha deneyimi tek tek bireysel ya da belli bir kesimin taleplerinden çok topyekun bir değişim isteği olduğunu gösteriyor. Siyasal iktidara olan güvensizlik, adalet duygusunun zedelenmesi ve adalete olan güvenin azalması ile genel ekonomik krizden kaynaklı sorunlar yoğunluk kazanıyor. Daha iyi bir yaşamın ancak bu sorunlara eğilebilecek bir iktidar değişimiyle mümkün olabileceği yönünde bir beklenti var. Dolayısıyla hem bu sorunların çözümü için değişim, hem de güvenlerinin boşa çıkarılmamasını talep ediyorlar. Özetle CHP, siyasal temsiliyetin yani milletvekili sayısının artırılmasını; vatandaş da bu temsilcilerin sorunlarına bir an önce çözüm bulmasını istiyor.
Cumhuriyet’in ilanından bu yana CHP'ye mesafeli aşiretlerin partiye katılım haberlerini gördük. Erzurum ve Sivas kongrelerinde verilen bazı sözlerin tutulmamasına kadar geri götürülen Kürt aşiretlerle bu mesafe nasıl kapandı? Katılımları nasıl sağlandı?
Birinci TBMM, ortak iradenin tecellisidir ve temsiliyet açısından milli mücadele döneminin tüm bileşenlerini içerir. Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı'nı vermiştir. Kurtuluş Savaşı bu coğrafya üzerinde yaşayan herkesin ortak bir amaç ile verdiği bir savaştır. Şehitlikler en somut örneğidir. Dönemin açık ya da gizli zabıtları incelediğinde farklı düşüncelerin meclis çatısı altında geleceğe yönelik taleplerin ifade edildiğini görürsünüz. Her tarih dönemini kendi içinde kendi koşullarına göre değerlendirmek gerek. Bu nedenle, Sivas ve Erzurum kongreleri ve devamındaki hadiseler tarih disiplininin değerlendirmesi kapsamına girmiş konulardır. CHP bu ülkede demokrasinin, çoğulculuğun, evrensel hukukun ve çağdaş değerlerin temsilcisi ve teminatıdır. Vatandaşlarımızın partiye artan ilgilerinin temelinde bunu da göz önünde tutmak gerekmektedir. 'Aşiretler' olarak tanımlanan geleneksel yapılar, sadece bu dönem değil geçmişte de partimize ilgi gösterdi ve temsil edildiler. Bizim ikna kabiliyetimizden çok, o bölgenin insanları gibi aşiretleri de bu iktidardan yoruldu artık. Umudun CHP olduğunu, güvenebileceklerini, ülkenin sorunlarını Cumhuriyet Halk Partisi kadrolarının çözebileceğini gördüler. Haklı olarak siyasal tercihlerini yaptılar ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne katıldılar. Biz CHP olarak şeffaflığımızı ve rotamızı açıkça ifade ediyoruz, bu da kabul görüyor. Biz ikna etmiyoruz aslında, biz kendimizi anlatıyoruz, vatandaşlarımız da gerçeği görüyor. Özetle, geçmişin hesaplaşmasından çok geleceği düşünerek bakıyoruz. Aşiretler de geleceği konuşmak istiyor ve umut veren bir girişime mesafeli olmayacak kadar bölgelerini önemsiyorlar. Ayrıca hatırlatmak isterim ki geçtiğimiz günlerde CHP’ye katılan Diri Aşireti, Erzurum Kongresi’nde kendi bölgelerinden temsil edilen iki aşiretten biridir.
Yukarıdaki soruyla bağlantılı olarak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun helalleşme açıklaması sonrasında aşiretler CHP'ye katılmaya başladı. Aşiretlerin CHP'ye katılmasına bu söz mü etkili oldu?
Sayın Genel Başkanımız öteden beri toplumun her kesimine dokunuyor. Sadece bu sözün etkisi değil, başka konulardaki çözüm önerileri ve samimiyeti partimize olan ilgiyi artırdı, artırıyor. Konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığını dile getiriyor sürekli. Bu itibarla; varsa hatalarımız kim ise hangi kesim ise bunlarla helalleşmek ve yeni bir Türkiye vizyonu ortaya koymak istiyoruz. Toplumsal mutabakatın olmadığı yerlerde sorunların sadece yasalarla çözülmeyeceğini biliyoruz. Ayrıca aşiretler bir söz ile partiye katılmayacak kadar feraset sahibidirler. İşin özü CHP’nin bu ülkenin sorunlarını çözeceğine inanıyorlar, aşiretlerimiz de bu sorunlar çözülürken çorbada tuz olmak istiyor. Helalleşme çıkışı, aslında sadece mütedeyyin vatandaşlarımız tarafından değil toplumun tüm kesimlerince olumlu karşılandı. CHP, tüm inançlara tüm etnik yapılara sonuna kadar saygılı olmaya devam edecek. Ayrıca belirtmek isterim ki Doğu Masası’nın Sayın Genel Başkanımızın helalleşme açıklamasıyla aynı süreçte hayata geçirilmesi de önemlidir.
AK Parti, Kürt illerinde ikinci parti olarak öne çıkıyor. Kürtlere yönelik mesajlarınızı ve çalışmalarınızı da göz önüne aldığımızda, CHP bölgede AK Parti'nin yerini almaya mı aday?
Biz çalışma yürüttüğümüz kentleri bir etnik kimlik üzerinden değerlendirmiyoruz. Kürt vatandaşların yoğun yaşadığı kentler de bizim için diğer illerimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası. Herkesi kimlikleri ile birlikte olduğu gibi kabul ediyoruz. Sosyal demokrat bir parti olarak, adalet, özgürlük, eşitlik ve dayanışma temelinde, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizi 2’nci yüzyılda demokrasiyle taçlandıracak adımları atıyoruz. Bunlar da lafla değil gerçekten akılla, bilimle, icraatla olacak işler.
Kimsenin endişesi olmasın, CHP sadece sahillerin, büyük kentlerin etkili partisi değil, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun da en etkin partisi olacaktır. Daha önce yaptık yine yapacağız. Seçmen iradesine hep saygı duyduk, yine duyacağız. Bugüne kadar CHP bu bölgede yeteri kadar başarılı olamadı ise bunun sebebi halk değil, biziz. Hatalarımızı, eksikliklerimizi masaya yatırıyoruz öz eleştiri yapıyoruz, dokunmadığımızın farkına vardık ve yola çıktık. Kendimizi anlatıyoruz, temas ettiğimiz vatandaşlarımıza sesleniyoruz: Aldatmayacağız, yalan söylemeyeceğiz, Beyt-ül mala el uzatmayacağız. Uzatanları da yolsuzluk yapanları da hukuka teslim edeceğiz.
Sadece aşiretler değil, demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve yurttaşların, CHP’ye olan ilgi ve destekleri; öncelikle yönetemez konuma gelen iktidara karşı demokratik bir alternatif olması, Sayın Genel Başkanın çağrı ve söylemlerinin karşılık bulması, CHP’nin sadece bölgeye değil yurt çapında etkili olan söylem ve politikaları kaynaklıdır. Bu nedenle CHP, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde en etkili parti olacaktır. Doğu Masası bu sürece bir katalizör etkisi yapabilmiş ise bu bizi memnun eder.
CHP'ye katılan aşiretlerin AK Parti'ye yönelik eleştirileri neler ve sizce bu katılımlar devam edecek mi?
2018 seçimlerine göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki seçmenlerin seçimlere katılım oranı yüzde 86. Sanılanın aksine Türkiye ortalaması ile aynı. Bu da bölge halkının siyasal katılım açısından istekli ve duyarlı olduğunu göstermektedir. Gene 2018 seçimlerine göre yaklaşık 8 milyon seçmene sahip olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki vatandaşlarımız sorunlarına çözüm bekliyor. Katılımların devam edeceğini düşünüyorum, çünkü katılanların olumlu etkileri sadece aşiretlere değil toplumun diğer kesimlerine de yansıyacaktır. Değişim arzusu her zaman için ileri yönde gelişir. Bu nedenle CHP’ye katılımlar, siyasal tepkinin yanında Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortaya koymuş olduğu vizyon ve politikaların benimsenmesi temellidir. İktidar alternatifi olması nedeniyledir. Bu güven tesis edildikten sonra katılımların devam etmesi de doğaldır.
Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’da katıldığı bir basın toplantısında, “Kürdistan sözünden ben de rahatsız oluyorum” dedi. Bu açıklama Kürt kamuoyunda ve bölgede tepki çekti. Kısa süre sonra “Türkiye’de demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” dedi. Bu da, 'gönül alma' mesajı olarak okundu. Size bu yönde eleştiriler geldi mi?
Siyasette her beyanat, farklı toplum kesimleri tarafından beğenilir ya da eleştirilebilir. Bu nedenle siyasal bölünmelerin bu denli net ve yoğun olduğu bir ülkede mutlak bir memnuniyet zaten yaratılamaz. Burada önemli olan nihai olarak ulaşılmak istenen hedeftir. Bu anlamda bakıldığında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan vatandaşlarımız iyi niyeti bilir, hoşgörülüdür, maksatlı çarpıtmaları aşacak ferasete sahip oldukları için de bu yönde bir eleştiri tarafımıza iletilmemiştir.
Doğu Masası kurulduğundan beri çok sayıda temaslarda bulundunuz. Bunların en dikkat çekici olanı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkilileri ile üst düzeyde yaptığınız görüşmelerdi. Nasıl karşılandınız, neler konuştunuz?
Doğu Masası’nın, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki illerde, örgütsel kapasitesini geliştirmek ve genişletmek amacıyla kurulduğunu belirtmiştik. Erbil ve Kerkük ziyareti bir Doğu Masası çalışması olmayıp, iktidara namzet bir siyasi partinin dış ilişkiler kapsamındaki ziyaretleri olarak ele alınmalıdır. Biz bu ziyaretleri, CHP’nin 37’nci Olağan Kurultayı’nda oy birliği ile kabul edilmiş, “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nin 13’üncü maddesinde yer alan “akılcı, barışçıl ve gerçekçilikten sapmayan, uluslararası hukuka ve meşruiyete önem veren bir dış politika izlenecektir. Ayrıca, bölge merkezli dış politika yaklaşımından yola çıkarak, kurucu üyelerinin İran, Irak, Suriye ve Türkiye’nin olacağı ve bölgemizde huzur, barış ve istikrar oluşturmayı hedefleyen “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” (OBİT) kurulacaktır” maddesi kapsamında değerlendiriyoruz. Geçmişte de bu ve benzeri ziyaretler yapılmış, ilerleyen günlerde bu amaçla başkaca dış ziyaretlerin yapılmasının planlandığı yetkili kurullarda konuşulmuştur.
Kürt illerinde AK Parti'ye karşı CHP'nin HDP ile bölgesel bir ittifak yapması gündeme gelir mi?
Cumhuriyet Halk Partisi, Millet İttifakı içerisinde yer alan bir partidir. HDP bu ittifakın parçası değildir. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, bir röportajında, “HDP ittifakta değil, bir iş birliği içinde de değiliz” diyerek bunu net bir dille ifade etmiştir. Gözlemimiz odur ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki illerde başkaca ittifaklara ihtiyacı olan CHP değil, günden güne eriyen AKP’dir.
Millet İttifakı’nda CHP’nin Kürtlere yönelik çalışmaları hızlanırken İYİ Parti ve diğer bazı müttefiklerin Kürtlere daha mesafeli durduğu biliniyor. Bu da muhalefet saflarında iktidarın yararlandığı bir çatlak oluşturuyor. CHP bu konuda müttefiklerine yönelik nasıl bir çizgi izliyor?
Millet İttifakı bileşenlerinden İYİ Parti bir kitle partisi olarak, Doğu Masası kapsamındaki tüm illerde, il ve ilçe örgütlenmelerini tamamlamış, genel merkez düzeyinde bölgesel temsili sağlamış bir siyasi partidir. İttifak partilerinin hiçbirinin ülkenin hiçbir vatandaşına karşı bir mesafe içerisinde olacağını düşünmüyorum. Millet İttifakı içerisinden yer alan siyasi partilerin, farklı bir siyasal duruşları olmakla birlikte, özde ülke sorunlarını birlikte çözme iradesine, isteğine ve kabiliyetine sahip olduğunu düşünüyorum.
Sizin Doğu Masası olarak attığınız adımların batıda ne tür yansımaları oluyor?
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Doğu Masası çalışmaları CHP’nin örgütsel kapasitesini artırma amaçlıdır ve bu amaç sadece bu bölgeye de özgü değildir. Diğer coğrafi bölgelerimizde de çalışmalar sürmektedir. Örneğin Kastamonu milletvekilimiz sayın Hasan Baltacı koordinatörlüğünde Karadeniz Masası kuruldu. Yakın zamanda Orta Anadolu Masası da kurulacak. Dikkat ederseniz söz konusu bölgelerdeki bazı illerde ya milletvekilimiz yok ya da o ildeki toplam milletvekili sayısına göre çok az sayıda milletvekilimiz var. Bu nedenle örgütsel kapasitenin artırılması adına bu adımlar sürdürülecek. Ülke sorunlarına bütüncül bakarak, her çözümü yerinde görerek ve temsiliyeti, ilgili seçim çevresinde milletvekili çıkararak sağlamak için çabalıyoruz. Batı ya da Doğu ayrımı sadece sorunları farklılaştırabilir ancak ülke yönetimine talipseniz herkesi kucaklamanız, toplumun sorunlarını palyatif çözümlerle değil, bütüncül bir bakış açısıyla ortaya koymanız gerekir. CHP, genel politik söylemi, yapıcı ve yol gösterici muhalefet anlayışı ile zaten Türkiye genelinde ilgi gören bir partidir. Bununla birlikte düşünürsek, Doğu Masası çalışmaları neticesinde ortaya çıkan olumlu gelişmeler ile birleşince diğer illerdeki havayı da etkilemektedir.
CHP, Kürt sorununun çözümü için daha kapsamlı bir çalışma yapıyor mu? Uzun vadeli planlarınız nedir? Doğu Masası, olası bir CHP iktidarında bir çözüm masası mı olacak?
Sıklıkla tekrarladım, Doğu Masası, örgütsel kapasitenin artırılması amacıyla kurulmuş bir masa. Kurulma amacı Kürt sorunu ile ilgili değil. Partimiz, Kürt sorununun çözümü konusunda en üretken parti. 1989 yılından bu yana çalışıyor, tartışıyor metinler üretiyor. Halihazırda parti kurullarımız Kürt sorununun çözümü konusunda ayrıca çalışmalarını sürdürüyor. Tekrar hatırlatmak isterim ki partimizin 37'nci Olağan Kurultayı’nda kabul edilen “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nin 2’nci maddesinde, “başta Kürt sorunu olmak üzere, tüm toplumsal sorunlarımız demokrasi temelinde ve TBMM’nin öncülüğünde çözülecek; Türkiye'nin tam bağımsızlığı, demokrasisi ve üniter yapısı güçlendirilecektir” ifadesi yer almaktadır. Bu nedenle Doğu Masası, CHP iktidarında çözüm masası olmaktan çok, TBMM çatısı altında oluşacak çalışmalara bu dönemde elde ettiği deneyimleri ile katkı sağlayacaktır.