Dezavantajlı grupların hayatı depremden sonra daha da zor oldu

Maraş depremleri sonrası Suriyeli mülteciler, Dom ve Abdal toplulukları üzerine yapılan araştırmaya göre, ayrımcılık daha da derinleşti.

Google Haberlere Abone ol

ANTEP - Antep’te bulunan Kırkayak Kültür tarafından yapılan “6 Şubat Depreminden sonra Suriyeli Mülteciler, Dom ve Abdal Topluluklarının Temel Hak ve Hizmetlere Erişimindeki Sorunlar” araştırmasının bulguları bir raporla paylaşıldı. 166 kişi ile görüşülerek yapılan araştırmaya göre, depremin ilk birkaç gününden sonra ayrımcı uygulamalar sıklaştı; Suriyeli mültecilere, Dom ve Abdal topluluklarına verilen hizmetler azaldı.

Raporda deprem öncesine kadar hem sayıları hem de ikamet edenlerin sayılarının iyice azaldığı Geçici Barınma Merkezleri’nin kapılarının yeniden açıldığına dikkat çekildi. Deprem sonrası Suriyeli mültecilerin, Dom ve Abdal topluluklarının eğitim, çalışma, sağlık ve barınma haklarına ulaşmaları için politika önerilerine de yer verildi.

6 Şubat depreminden sonra Çingeneler (Rom, Dom, Lom ve diğer alt gruplar), göçmenler, mülteciler gibi dezavantajlı kesimlerin uğradığı ayrımcılığın sadece afet, kitlesel göç, savaş, gibi olağanüstü zamanlarda var olmadığı, bu zamanlarda durumun daha da kötüleştiği belirtildi. 

Rapor için Hatay, Antep, Maraş, Adıyaman ve Malatya’da dezavantajlı toplum kesimleriyle görüşmeler yapıldı ve afetten sonra hayatın nasıl olduğu soruldu. Bu soruya verilen cevaplar raporda şöyle özetlendi:

“Deprem gibi fiziki hasar ve zarara neden olan afetler, öncelikle barınma ve çalışma alanlarında hasar ve yıkıma yol açar, bu da can kaybı ve yaralanan insan sayısını etkiler. Toplumsal dezavantajlar yaşayan kesimler ve kırılgan bireyler, felaket sonrası süreçte daha fazla kayıp yaşarlar. Kayıplar genellikle kayıt altına alınmaz ve zararlar telafi edilmez. Ayrımcılık, bu zor zamanlarda daha da belirgin hale gelir ve dezavantajlı grupların yardıma ulaşması zorlaşır. Dom ve Abdal gruplar, göçmenler, mülteciler, gibi dezavantajlı toplum kesimlerinin uğradığı ayrımcılık sadece, afet, kitlesel göç, savaş gibi olağanüstü zamanlarda var olmaz, bunun dışında da ayrımcılığa maruz kalır. Yoksulluk, damgalanma, ötekileştirme ve marjinalleştirme günlük yaşamın her alanında karşılarına çıkar. Ayrımcılık, önyargılı sözlerin ötesinde, günlük hayatta sürekli dışlanma ve yoksulluk gibi daha derin sorunlara yol açar.”

Raporun önerilerinde, geçici barınma merkezlerinin geçici olmaktan çıkarak uzun vadeli yaşam alanlarına dönüşmemesi ve deprem sonrası oluşturulan geçici barınma merkezlerinin benzer bir dönüşüm geçirmemesi için çalışmaların yapılması gerektiği vurgulandı. Bunun için yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yapması, çözümler geliştirmesi önerildi. Ayrıca, ayrımcılık ve önyargılardan arındırılmış, yerel ihtiyaçlara uygun tasarlanmış ve tüm ihtiyaç sahiplerini kapsayacak şekilde stratejilerin oluşturulması talep edilirken, Suriyeli mültecilerin bilgiye erişim konusundaki zorlukları da hatırlatıldı.

Etiketler DEPREM RAPOR