Dijital çağın yeni zorunluluğu: Yaş kontrolü
Dijital çağ, çocuklar için fırsatlarla dolu bir dünya yaratabilir. Ama bu fırsatların, tehditlerden daha ağır bastığı bir düzeni kurmak, hepimizin sorumluluğu… Bilgi, çocukların dijital dünyada yalnızca özgür değil, aynı zamanda güvende oldukları bir düzen kurmak için kullanılmalı.
Fransız düşünür Michel Foucault’ya göre, güç, bilginin örgütlenişinden ibarettir. Gücün bu tanımı, günümüz dijital çağında devletlerin, bireylerin ve kurumların sorumluluk alanlarını yeniden tanımlarken ne denli hassas bir denge kurmak zorunda olduklarını hatırlatıyor.
Dijital çağ, bir yandan bilgiye erişimi demokratikleştirirken, diğer yandan en kırılgan topluluklarımız olan çocuklar için tehditler barındırıyor. İnternetin özgürlük vaat eden dünyasında, bu özgürlüğün sınırlarını çizme zamanı geldi. Çünkü bu dünya giderek, artık çocukların güvenliğiyle sınanıyor.
Fransa, dijital çağın karmaşıklığında bir ilke imza atarak, pornografik içeriklere erişimi düzenlemek için radikal bir adım attı: Dünden, yani 11 Ocak’tan itibaren, bu tür içerik sunan siteler kullanıcılarının yaşını doğrulamak zorunda. Bu tür içeriklere erişim için yasal yaş sınırı 18 olmaya devam ederken, yeni düzenlemeler, yalnızca bu yaşın üzerindeki kişilerin bu sitelere erişebilmesini sağlamak için yapay zekâ destekli yaş doğrulama veya çifte anonimlik önlemleri gibi gelişmiş sistemlerin kullanılmasına odaklanıyor.
Bu düzenleme, yalnızca çocukları koruma girişimi değil; aynı zamanda dijital alanların etik standartlarını yeniden tanımlama çabası.
Kullanıcılar, yapay zekâ destekli “selfie analizleri”nden dijital kimlik doğrulamalarına kadar birçok yöntemle yaşlarını kanıtlamak zorunda kalacak.
Artık çocuklar, internetin karanlık koridorlarında kontrolsüz bir şekilde gezinemeyecek. Kullanıcılar, yapay zekâ destekli selfie analizlerinden dijital kimlik doğrulamalarına kadar birçok yöntemle yaşlarını kanıtlamak durumunda kalacak.
Üstelik, “çifte anonimlik” ilkesine uygun olarak, yaş doğrulama sistemi kimseye hangi siteye erişim istendiğini veya ziyaretçinin kim olduğunu açıklamayacak. Bu, hem veri güvenliğini artıracak hem de kişisel gizliliği koruyacak. Ancak bu adım, sadece çocukları koruma değil, aynı zamanda dijital alanın etik standartlarını yeniden tanımlama çabası olarak da okunabilir.
Çocukların pornografik içeriklere maruz bırakılmasının otuz yıldır yürürlükte olan bir mevzuatla yasaklandığı Fransa’daki yeni düzenlemelerin merkezinde, tüm yasal mevzuata rağmen her ay 2,3 milyon çocuğun pornografik içeriklere eriştiğini gösteren çarpıcı veriler yer alıyor. Zira birçok site, kullanıcılarının yaşını teyit etmekte ve onların verilerini korumada zorluk yaşadığını ileri sürüyordu.
Üstelik, 2022 yılı verilerine göre, Fransa’da 12 yaş ve üzeri erkek çocuklarının yarısından fazlası bu sitelere düzenli olarak giriyor.
Bu, yalnızca “pedagojik” değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal sonuçları da olan bir kriz. 21 Mayıs 2024’te kabul edilen “SREN” kısaltmalı yeni düzenleme, öncelikle çocukların bu tür içeriklere erişimini engellemeyi ve bu kurallara uymayan websitelerini yaptırıma tabi tutmayı hedefliyor.
Denetim, iki aşamada gerçekleşecek. İlk üç ay boyunca, pornografik sitelere erişim sağlamak için kredi kartı kullanımına izin verilecek. Bu, bu tür sitelerin editörlerine, yaş doğrulama için daha etkin çözümler geliştirmek için zaman tanıyacak.
Ancak bu gerekliliklere uyulmaması durumunda, Fransa’nın iletişim ve dijital medya düzenleme otoritesi Arcom, siteleri uyarmak, küresel cirolarının yüzde 6’sına kadar para cezası vermek ya da Fransa’daki erişimlerini engellemek gibi yaptırımlara başvurabilecek. Üstelik bu kararlar için bir mahkeme onayına ihtiyaç duyulmayacak.
Yasayla belirlenen mühlet yaklaşırken, ücretli siteler, örneğin kullanıcılarının aboneliklerini veya anlık satın alımlarını kredi kartıyla gerçekleştirdiği Dorcel gibi platformlar bir süredir gerekli önlemleri alıyor. Bunun için de, kimileri tarafından “damgalama” olarak görülen, ama çocuk koruma için bir zorunluluk olarak ortaya çıkan çifte anonimlik çözümleri geliştirmeye devam ederken hiçbir riski göze almak istemiyorlar.
Bununla birlikte, alınan her bir önlemin kullanıcıların sisteme girmesini geciktirdiği de ayrı bir tartışma konusu. Bir kullanıcının pornografik bir siteye girdiği an ile istediği içeriği izleyebildiği an arasında kimlik doğrulamalarıyla geçen süre bu tür çözümlerle 10 dakikaya kadar çıkabiliyor.
Ancak, dijital platformlar arasında bu karara yönelik farklı tepkiler var. Abonelik temelli çalışan ve halihazırda kredi kartıyla ödeme sistemi kullanan siteler, düzenlemelere uyum sağlama konusunda daha istekli görünürken, ücretsiz pornografik içerik sunan birçok site, yasal düzenlemeyi reddediyor ve Fransa’nın bu kararının kendi ülkelerinde geçerli olmayacağını savunuyor.
Dahası, Fransa’nın bu adımı, yalnızca pornografik içeriklerle sınırlı kalmayabilir. Alkol satışı, kumar, çevrimiçi bahis ve sosyal medya gibi alanlarda da yaş kontrolünün genişletilmesi gündemde.
Fransızların güç ve sınırlar konusunda çalışan düşünürleri bu açıdan ilham verici nitelikte… Örneğin Fransız sosyolog Pierre Bourdieu, bir toplumun kendini anlamasının sınırlarını anlamasıyla başladığını savunur. Bu açıdan, internetin, özgürlük ve anonimlik vaat eden sınırsız alanı, bir toplumun değerlerinin ve ahlaki normlarının aynası haline gelmiş durumda. Çocukların korunması gibi evrensel bir değer, bu aynada adeta sınanıyor.
Fransa’nın yeni düzenlemeleri, yalnızca teknolojik değil “insani amaçlı” bir müdahale... Hem ekranların adeta tutsağı haline gelen çocukların bilişsel ve duygusal sağlığını korumayı, hem de teknolojinin sınırsızlığını kontrol altına almayı hedefliyor.
Pornografik sitelere erişimde yaş kontrolü pazarının potansiyeli, henüz gelişim aşamasında. Ancak, birçok Batılı ülke bu konuda gerekli önlemleri almaya çoktan başladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık on beş eyalet, pornografik sitelere erişim için daha sıkı yaş doğrulaması talep etmeye başladı.
Benzer şekilde İtalya ve Birleşik Krallık da benzer düzenlemeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor. Birleşik Krallık’ın geçen seneden beri gündeminde yer alan bir konu da, çocukların pornografik içeriklere erişimini engellemek için –“dijital dünyanın striptiz kulübü” olarak tanımlanan- OnlyFans'in yaş doğrulama dahil olmak üzere yeterli önlemleri alıp almadığıydı. Birleşik Krallık’taki yasalara göre çocukları zararlı içeriklerden koruma yükümlülüğünü yerine getirmeyen şirketlere ağır cezalar getiriliyor ve bu cezalar şirketin küresel gelirinin yüzde 10'una kadar ulaşabiliyor.
Avustralya ise kısa süre önce bu sitelere ve sosyal medya platformlarına erişimi 16 yaşın altındakilere yasaklayarak radikal bir adım atmış oldu.
Yunanistan'da hükümet kısa süre önce “çocuklara dijital kimlik” uygulamasına dair yeni bir ulusal strateji belirlendiğini duyurdu. Yunanistan Dijital Yönetişim Bakanı Dimitris Papastergiou tarafından açıklanan plana göre 15 yaşın altındaki çocukları internet kullanımının risklerinden korumak amacıyla "Çocuk Cüzdanı" adlı yeni bir uygulama hayata geçirilecek.
Erken yaşta pornografik içeriklere maruz kalmak, çocukların ruhsal ve bilişsel gelişimini derinden etkilerken, cinsellikle ilgili gerçek dışı beklentiler geliştirmelerine yol açıyor. Ayrıca, pornografik içeriklere maruz kalmak, çocukların cinsel istismara açık hale gelmesine neden olabilirken, bazen de bu durum travmatik deneyimlere yol açabiliyor.
Türkiye’de çocukların pornografik içeriklere maruziyetiyle ilgili güncel ve kapsamlı istatistikler sınırlı. 2019 yılı verilerine göre, çocukların bu sitelere erişim yaşı ortalama olarak 11’e düşmüş durumda. Dahası, internette görüntüleri yayımlanan çocuk sayısı açısından da dünyada “zirveye oynuyoruz” – ne yazık ki…
Roblox'ta rastlanan cinsel içeriğe erişimin çocuklar açısından kaygı yarattığına dair uzmanlar yıllardır eleştirilerde bulunuyordu.
Öte yandan, deepfake teknolojisinin artışıyla birlikte, çocukların güvenliğine dair birçok vaka gündeme geliyor. Çocukların görüntülerinin izinsiz kullanımı, deepfake teknolojisiyle manipüle edilerek kötüye kullanılıyor.
Kimlik hırsızlığından çocuklara dair veri satışı, kullanıcı davranışlarının izlenmesinden reklam hedeflemesine dek birçok mahremiyet ve gizlilik kaybı da pornografik sitelere çocukların erişiminin “doğal” bir sonucu.
Fransa’da ve daha birçok ülkede son dönemde gündeme gelen bu tür düzenlemeler, teknolojinin toplumu dönüştürme gücüyle bireysel özgürlükler ve çocukların korunması arasında hassas bir denge kurma girişimi…
Fransa’nın aldığı bu önlemler, çocukların korunmasına dair küresel bir farkındalığın başlangıcı olabilir. Türkiye’nin de bu sürece katılması, yalnızca yasal düzenlemelerle değil; toplumsal bilinçlendirme kampanyalarıyla mümkün.
Ayrıca Fransa örneğinde olduğu gibi, yaş doğrulama teknolojilerinin Türkiye’de uygulanması önemli. Çifte anonimlik gibi sistemler hem kullanıcı gizliliğini koruyarak hem de çocukları bu içeriklerden uzak tutarak etkili bir çözüm sunabilir. Pornografik içeriklere erişimi denetleyen yasaların güçlendirilmesi ve bu içeriklerin çocuklara ulaşmasını engellemek için cezaların artırılması gerekiyor.
Bununla birlikte, çifte doğrulama uygulaması çocuk hakları perspektifinden de ele alınmalı. Çocukların güvenliği için hayata geçirilen bu önlemler, onların temel hakları arasında yer alan korunma hakkını güvence altına almayı amaçlıyor. Dijital ortamda çocukların maruz kalabilecekleri zararlı içeriklere erişimi engellemek, sadece onların fiziksel ve ruhsal sağlığını değil, aynı zamanda gelişimlerini ve özgürlüklerini de koruma çabası olarak görülmeli.
Ancak bu süreçte, çocukların dijital dünyada yalnızca birer veri olarak görülmemesi, onların kimliklerinin ve gizliliklerinin de gözetilmesi gerekiyor. Bu nedenle, güç ve bilgi ilişkisi bağlamında gelişen yaş kontrol sistemleri, çocukların haklarını gözeten ve onlara dijital ortamda güvenli bir alan sunan, onların verilerini ticari metaya dönüştürmeyen bir yapı olarak tasarlanmalı ve uygulanmalı.
Dijital çağ, çocuklar için fırsatlarla dolu bir dünya yaratabilir. Ama bu fırsatların, tehditlerden daha ağır bastığı bir düzeni kurmak, hepimizin sorumluluğu…
Şayet güç, bilginin örgütlenişinde gizliyse, bu bilgiyi çocukların iyi olma halini korumak için nasıl örgütleyeceğimizin zamanı geldi. Bu bilgi, çocukların dijital dünyada yalnızca özgür değil, aynı zamanda güvende oldukları bir düzen kurmak için kullanılmalı. Çünkü teknoloji ancak insanlık için çalıştığında anlam kazanır.
Menekşe Tokyay Kimdir?
Uluslararası ilişkiler alanında Galatasaray Üniversitesi'nde lisans, Avrupa Birliği bölgesel politikaları alanında Belçika Katolik Louvain Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve Avrupa Birliği siyaseti alanında Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü'nden doktora derecesi olan Tokyay, 2010 yılından beri ulusal ve uluslararası haber ajansları için röportaj ve analizler yaptı. Uzmanlık alanları arasında AB siyaseti, Orta Doğu, çocuk hakları ve sosyal politikalar yer almaktadır. Kendisi Fransızca ve İngilizceden birçok kitabı Türkçeye kazandırdı. Aynı zamanda aylık klasik müzik dergisi Andante’de köşe yazarı olan Tokyay, bir yandan da sanat alanında önde gelen isimlerle ve müzik alanında üstün yetenekli çocuk ve gençlerle ses getiren söyleşi dizileri gerçekleştirdi.
Bildung ve çocuklarla felsefe 29 Aralık 2024
Akran zorbalığı: Başka bir çocukluk mümkün 22 Aralık 2024
Enfantizm ve çocuk hareketi 15 Aralık 2024
İstanbul Sözleşmesi, normatif sinyal değeri gönderiyor 08 Aralık 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI