Dikili'de yapılaşma ve madencilik faaliyetlerinin önü açıldı: Bölgenin sonu demektir
İzmir Dikili’nin doğal güzellikleri ile bilinen Bademli ve Karagöl bölgelerini de kapsayan büyük bir alanın koruma statüleri değiştirilerek, yapılaşmanın önü açıldı.
İZMİR - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir'in Dikili ilçesinde 1'inci Derece Doğal Sit Alanı olan bölgelerin statülerinin "Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak değiştirildiğini açıkladı. Bakanlık tarafından 2014 yılında başlatılan "İzmir ve Manisa İlleri Doğal Sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi" kapsamında yapılan incelemeler sonucu yayınlanan haritada, statüleri değiştirilen bölgeler arasında doğal güzellikleri ile bilinen Bademli ve Karagöller de yer alıyor. Bakanlığın bu kararıyla birlikte bölgede yapılaşmanın önü açılırken, aynı zamanda Rüzgâr Enerji Santrali (RES), Güneş Enerji Santrali (GES) ve madencilik faaliyetleri de yapılabilecek.
BÖLGE HALKI İTİRAZ ETTİ: KIYI KANUNU'NA AYKIRI
Bölge halkı söz konusu karara karşı harekete geçti. Dikili Kaymakamlığı aracılığıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na itiraz dilekçelerini sunuldu.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından; ‘İzmir İli, Dikili İlçesi, 1. Grup (Dikili-Bademli-Karagöl Etabı) Doğal Sit Alanı, ‘Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve ‘Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak tescil edilmiştir. İtiraza konu tescil kararı ile sit statüsü değiştirilen alanlarda; HES, RES, GES gibi elektrik santralleri, balık çiftlikleri, turizm tesisleri, geniş yerleşim alanları, madencilik faaliyetleri projelendirilebilecektir. Tescil kararında bulunan haritada da görüleceği üzere; deniz kıyısında bulunan bölgeler de tescil kararından etkilenmiştir. Dolayısıyla yukarıda sayılan faaliyetler kıyı şeridinde kalan alanlarda da projelendirilebilecektir. Anayasa’nın 43. maddesinin 2. fıkrasına göre; Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Bu durum, ayrıca Kıyı Kanunu’na açıkça aykırılık oluşturmaktadır.”
'SERMAYENİN İŞTAHINI KABARTIYOR'
Bakanlığın kararını değerlendiren Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, statüleri değiştirilen alanların “bakir” bölgeler olduğunu belirterek, “Bu bölgeler birilerinin iştahını kabartıyor. Özellikle güneye indiğiniz zaman Bodrum, Marmaris, Çeşme gibi turistik bölgelerde ciddi bir tıkanıklık var. İstanbul'un bu işle ilgili kafa yoran sermayesi, buraların sit derecelerini bir şekilde düşürerek imara açıp bölgeden yararlanmak istiyor. Buralar çocukluğumuzdan beri denize girdiğimiz ve bildiğimiz yerler. Örneğin Pissa Koyu, tüm Ege Bölgesi'nden yaz aylarında insanların geldiği ve işletmelerin baskısı olmadan tatil yapabildiği bir yerdir. Denizköy de aynı şekilde. Bu kararla görünen o ki buralardan da rant devşirme, kâr elde etme derdine düşülmüş” dedi.