Dipnot olsun: İki sistem, iki deprem

Büyük Erzincan depremi (1939): İmdat kuvvetleri gönderildi. Yer yer çıkan yangınların söndürülmesi için uğraşıyorlar. Erzincan’da ilk olarak askerler ve mahpuslar yardım için harekete geçirildiler.

Google Haberlere Abone ol

Hatice Aydoğdu

Cumhuriyet tarihinin en yıkıcı ve en ölümcül iki depremi: 1939 Erzincan, 2023 Kahramanmaraş.

Aralarında 84 yıl var. İlkinde Cumhuriyet 16. yaşını yeni doldurmuş. İkinci Dünya Savaşı başlamış. Tek partili dönem, CHP iktidarda... Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Refik Saydam…  En hızlı haberleşme aracı telgraf… Her alanda yeni bir ülke inşa ediliyor.

İkincisi, yani 6 Şubat 2023 tarihli depremde ise Cumhuriyet 100. yaşına yaklaşıyor, dokuz ay sonra 100. yaşını kutlayacak. Çok partili siyasi hayata çoktan geçilmiş… Ülke Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yönetiliyor, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. Türkiye Cumhuriyeti’ni 22 yıl aşkın bir süredir yöneten AKP, yeni yüzyıla ilişkin içinde “Milli Uzay Programı”nın da yer aldığı proje ve programlarını “Türkiye Yüzyılı” vizyon belgesi adı altında Ekim 2022’de açıkladı. Uzaya hazırlanan bir ülkenin haberleşme ve ulaşım hızı üzerine söz söylemenin anlamı yok.

Her iki deprem de gece oldu. Her iki depremde de hava koşulları çok kötüydü; kar vardı, yollar kapalıydı, köprüler yıkılmıştı, çok soğuktu. Her iki depremden de çok sayıda il etkilendi. Her iki depremin büyüklüğü de 7’nin üzerindeydi.

27 Aralık 1939’da gece 01.57’de olan depremin merkez üssü Erzincan’dı, büyüklüğü 7,8’di. Resmi kayıtlara göre 32 bin 968 insan yaşamını yitirdi, 100 bin insan yaralandı, 16 bin 720 bina yıkıldı.  Büyük Erzincan Depremi başta Sivas, Ordu, Tokat olmak üzere Samsun ve Tunceli illerini de etkiledi.

Şimdi Tan[1] gazetesinin gözünden depremden sonraki ilk üç günde alınan önlemlerin, yardımların sayfalarında nasıl yer aldığına bakalım. Burada devlet denilen aygıtın nasıl harekete geçtiğine, Meclis’in nasıl çalıştığına, yöneticilerin ve ordunun nasıl inisiyatif aldığına tanık olacaksınız. Tan gazetesinden haberleri aktarmak, yorumu okura bırakmak en doğrusu. Geçmişi bilmek belki işe yarar!

28 Aralık 1939

“Erzincan Civarı Korkunç Bir Zelzele Felaketine Uğradı”, başlığıyla çıkan gazetede depremin ardından yapılanlar özetle şöyle sıralanıyor:

  • İmdat kuvvetleri gönderildi. Yer yer çıkan yangınların söndürülmesi için uğraşıyorlar.
  • Erzincan’da ilk olarak askerler ve mahpuslar[2] yardım için harekete geçirilmişlerdir.
  • Dâhiliye ve Sıhhat Vekilleri bugün felaket sahasına gidiyorlar.
  • Sıhhat ve İçtimai Muavenet (Sağlık ve Sosyal Yardım) Vekili Hulusi Alataş, Millet Meclisi’nin bugünkü toplantısında zelzelenin tahribatına dair alınan ilk haberler hakkında ayrıntılı açıklama yapıyor. Başta Erzincan Valisi (Osman Nuri Tekeli) olmak üzere zelzeleden etkilenen yerlerden gelen telgraflar Meclis’te okunuyor. Telgraflarda ölü ve yaralı sayısı, yıkılan ve hasar gören binalar ile ihtiyaçlar sıralanıyor. Erzincan’dan gelen telgrafta,  “Pek az haşarata uğrayan zayiat vermeyen piyade ve toplu kışlalardan gelen askerlerle enkaz altında kalanların kurtarılmasına ve ötede beride başlayan yangının itfasına çalışılmaktadır. Şehirde muhabere imkânı bulunmadığında bin müşkülatla General İskora’yla (Muharrem Mazlum İskora) birlikte Dumanlı İstasyonuna gelinmiştir… Tümen Komutanı (Hüseyin Abdullah) Akdoğan şehirde yardım işleriyle meşguldür. Şehir kâmilen yıkılmış olduğundan ekmek ihtiyacı olduğu gibi enkaz altından kurulanların ve kurtulacakların tedavileri için ilaç ve doktor ve halkı barındırmak için çok miktarda çadıra ihtiyaç vardır,” deniliyor.
  • Büyük Millet Meclisi’nde zelzele felaketi hakkındaki yapılan açıklamadan sonra verilen bir teklifle Büyük Millet Meclisi Reisi’nin riyaseti altında bir “Milli Yardım Komitesi” kuruluyor. Amaç, öncelikle Büyük Millet Meclisi üyelerinin iştirakinin sağlanması ve bütün memlekete teşmil edilmesi.
  • Hükümet ve Kızılay derhal felaketzedelerin yardımına koşmuştur… Alınan ilk ve acil önlemler kapsamında Erzincan’a Kızılay merkezinden şimdilik 15 bin lira, 500 çadır, 1000 battaniye, 1000 gömlek, 1000 don; Sivas’a Kızılay merkezinden şimdilik 5 bin lira, 500 çadır, 500 battaniye, 500 gömlek, 500 don; Tokat’a Kızılay merkezinden 3 bin lira, 300 çadır, 500 battaniye, 500 gömlek, 500 don; Ordu’ya Kızılay merkezinden 2 bin lira; Zara’ya 200 çadır, 2 bin lira; ayrıca ekmek, un ilaç ve tıbbı malzeme ile sıhhi heyeti gönderilmesi kararlaştırılıyor… Nakdi yardımlar telgraf havalesiyle, barınma, giyecek, yiyecek ve diğer yardımlar trenle yola çıkarılıyor.
  • Siyasal Bilgiler Okulu ile Tıp Talebe Yurdu öğrencileri haberi alır almaz yardım kampanyası başlatıyor.
  • Ankara Radyosu felaket nedeniyle müzik yayınına ara veriyor.
  • Elazığ’da bulunan Cumhurbaşkanı ve Milli Şef İsmet İnönü Erzincan Valisi’ne telgraf çekiyor: Erzincan’ın uğradığı felakete pek müteessir oldum. Bütün millet de Erzincan’la yakından alakadardır. Cumhuriyet hükümeti felaketin ıstıraplarını hafifletmek için acil tedbirler almıştır. En ziyade ıstırabımızı mucip olan nüfusça uğradığımız pek acı zayiattır. Diğer tahribatı milletimiz pek az zamanda kâmilen tamir ve telafi edecek ve bugünkü enkaz içinden memleketin güzel bir mamuresi çıkarılacaktır. Bütün devlet memurlarının fedakârlık, vazifeseverlikte birbirleriyle yarış etmelerini beklerim. Halkın ıstırabını teskin için bilhassa manevi ahvalde sükûnet muhafaza edilmelidir. Milletimizin Erzincan’la candan alakadar olduğu halkça bilinmelidir.

29 ARALIK 1939

Gazete, “Felaketin Bilançosu Büyüyor”, başlığıyla çıkıyor.

  • Felaketzedelerin yakın şehirlere nakledilmesi için tertibat alınıyor. İmdat trenlerinin süratle yetişebilmesi için bozulan demiryolu tamir ediliyor, tayyare ile de erzak ve ilaç sevkine çalışılacak.
  • Yardım seferberliği… Bütün İstanbul halkı felaketzedeler için süratle harekete geçti.
  • Büyük Millet Meclisi’nin oluşturduğu “Milli Yardım Komitesi” bir beyanname yayımlıyor ve bütün yurttaşlar derhal vazifeye çağrılıyor. Büyük Milet Meclisi birinci taksit olarak Kızılay’a 20 bin lira yatırıyor.
  • Gazetenin ilk sayfasında Zekeriya Sertel, “Büyük Felaket Karşısında” başlıklı yazısında, “Felaket haberi Ankara’ya varır varmaz hükumetin ve Büyük Millet Meclisi’nin gösterdiği büyük alakayı, yardım için tedbir almakta gösterdiği sürat ve titizliği beğenip, takdir etmemek mümkün değildir… Her felakette yardım elini ilk uzatan Kızılay da derhal faaliyete geçmiştir…” diyor.
  • Milli bankaların merkez ve şubelerine bağlı mağaza ve depolardaki her nevi stoklar felaket mıntıkasına gönderilmekte olduğu gibi Sümerbank’ın köy eşyaları satan mağaza ve depolarındaki bütün eşyaların da hemen zelzele mıntıkasına gönderilmesine karar veriliyor.
  • Yardım komitesinin bütün il ve kazalarda da hemen şubeleri kurulması kararlaştırılıyor.
  • Başvekil Refik Saydam, üçüncü ve dördüncü umum müfettişliklerle Ankara, Erzincan, Sivas, Kayseri ve Malatya vilayetlerine verdiği bir talimatta, hiç vakit kaybetmeksizin masraflara karşılık olmak üzere mahalli Ziraat Bankalarının valilerin emrine tediyatta (ödeme) bulunacaklarını; vilayetler kendi asgari ihtiyaçtan için elzem olan gıda maddelerinden fazla olanlarını derhal ve bilafasıla (aralıksız) Erzincan’a sevk etmelerini ve vilayetler birbirlerine nazaran ihtiyacı göz önünde tutarak kendilerinde olmayan malzeme ve maddeleri diğer en yakın vilayetlerden temin etmek suretiyle sevkiyatı inkıtaa uğratmaksızın (kesilmeksizin) idame eylemelerini tebliğ ediyor.
  • Bu talimatta her sevk edilen kafile ile ne gönderildiğinin de günü gününe ve doğrudan doğruya Başvekâlete bildirilmesi ve mahallinde yapılan müşahede neticesinde yapılması faydalı görülen başka işler varsa bunlar için de umumi müfettişlerin ve valilerin Başvekâlete teklifte bulunmaları isteniyor.
  • Üniversite Gençlerinin Teessürü… Üniversite gençlerinden bir grup, Tan gazetesini ziyaret ediyor ve önerilerde bulunuyor. Felaketzedelere yardım için Milli Yardım Komitesi’nin tespit edeceği yerlerde fiilen çalışmaya amade bulunduklarını bildiriyor. Gençler, şehir merkezlerindeki eğlence yerlerinin asgari üç gün, azamı bir haftalık kârlarını felaketzedelere vermelerini, Milli Piyango’nun yılbaşı hasılatının felaketzedelere teberruunu, ticaret müesseselerinin Kızılay’a muayyen nispetlerde acil yardımlarda bulunmalarını, "felaketzedelere yardım” pullarının tedavüle çıkarılmasını… temenni ediyor.

30 ARALIK 1939

 Gazete, "Ölenler 30 bine Yaklaşıyor”, başlığıyla çıkıyor.

  • Bütün yurt, felaket görenlere yardım için seferber halde… Dumlupınar Vapuru ile bugün ilk parti erzak sevk ediliyor. İlk imdat treni dün Erzincan’a vardı ve yardıma başlandı.
  • İskâna başlanıyor. Felaketzedelerden mühim bir kısmı en yakın vilayetlere, bilhassa Hatay, Adana, Mersin gibi sıcak iklimli yerlere gönderilerek iskân edileceklerdir. Bu iskân muvakkattir. Mevsim inşaata müsait olur olmaz bunlar ana yurtlarına iade edilecekler.
  • Anasız, babasız kalan çocukları isteyenler daimi veya muvakkat (geçici) evlatlık edinebilecekler. Çocuk Esirgeme Kurumu’nun Ankara’da Keçiören’de yeni yaptırdığı ana kucağı pavyonuna Erzincan felaketzedelerinden 200 kimsesiz çocuk alınacaktır. Anasız, babasız kalan çocukları isteyenler daimi evlatlık edineceklerdir. Ve bunlar, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kontrolüne tabi olacaklardır. İsteyenler de çocukları muvakkat alacaklar, parasız yatılı mektep kanunu tatbik sahasına konulunca, çocukları bu mekteplere teslim edeceklerdir…

Tan gazetesinin haberleri, unuttuklarımızı bize anımsatıyor. Toplum olarak altında kaldığımız son depremde, siyasi partilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, ekonomik aktörlerin, medya kuruluşlarının, bilim insanlarının, entelektüellerin ve sıradan insanlarının bu ülkenin nasıl bu duruma geldiğini düşünmesinin zamanı çoktan gelmiş olabilir. Düşünürken yaşanmışlıklar ve deneyimler yol gösterebilir.

Yorumsuz aktardığım Tan gazetesinin ilk üç gün haberleri bugünü anlamak için 1939 Türkiye’sine bakmayı önemli kılıyor. Yerel ve merkezi yöneticilerin inisiyatifleri, ordu ve mahkûmları devreye sokan yardım refleksi, üniversite öğrencilerinin örgütlü dayanışması ve seslerinin duyulması, Kızılay ve Sümerbank gibi devlet kurumlarının işlevselliği, sınırlı maddi varlıklara ve iletişim olanaklarına rağmen ortaya koyulan ulusal seferberlik… Gerisi düşünmeye ve bizi bekleyen gelecek için bu düşünceleri eyleme dönüştürmeye kalıyor.

NOTLAR:

[1] Sloganı “Günlük Siyasi Halk Gazetesi” olan sol eğilimli günlük gazete. II. Dünya Savaşı başlarında Almanya'ya karşı Müttefikler'i destekleyen bir yayın çizgisi izledi. Bu yayın politikası sonucu antikomünist bir propaganda ve karanlık bir provokasyonla gazete on binlerce gösterici ile gerçekleştirilen toplu bir linç ve yağma hareketi olan Tan Olayı ile karşı karşıya kaldı. Bu saldırı sonrasında gazete, yayınını durdurmak zorunda kaldı. https://tr.wikipedia.org/wiki/Tan_(gazete,_1935)

[2] Erzincan Hapishanesi yıkılan binalar arasındadır, açıkta kalan mahkûmlar kaçmazlar; Erzincan savcısının kararıyla kurtarma çalışmalarına katılırlar. Can Yavuz, 1939 Erzincan Depremi Kurtarma Çalışmalarında Yer alan Mahkûmların Affı Bağlamında Türkiye’deki Af Uygulaması, http:// tbbdergisi.barobirlik.org.tr