Dış kapıyı iyice kapat!
İç acıtıcı bir uyarı: Apartman kapısının iyice kapandığından emin olmak üzerine. Neden bu uyarı? İçeri girip uyuyan oldu diye… Toplumsal adaletsizlikle, sebepleriyle ilgilenmeden sadece kendi konfor alanlarımızı muhafaza etmeye çalışarak, kolektif bilinçten bihaber yaşarsak adil yaşamdan da git git uzaklaşırız.
Kapıları kilitlemek birbirimize kötülükler yapacağımızı kabul ettiğimizi, birbirimizin evlerinden bir şeyleri ya da birilerini eksilteceğimize emin olduğumuzu anlatır. Evdekiler kötülüğün dışardan geleceğine inanır.
Geçenlerde önünden geçtiğim bir apartmanın kapısına yapıştırılmış, beyaz kâğıt üzerindeki el yazısı tam olarak şöyleydi: “Dikkat!!! Apart.’nın dış kapısının iyice kapandığından emin olunuz. Zira gece yarısı içeri girip uyuyan oldu, gördük. Yönetim”
İç acıtıcı bir uyarı. Çok şeyi olandan uyuyacak yeri olmayana bir had bildirme. Aracılarla… Bu notu yazanlar uykunun da yaşamın da sahibi belli ki! Yazdıkları cümlelerle tüm sokağa kalplerinin kurumuş olduğunu ilan ediyorlar aslına bakarsanız. Toplumsal adaletsizlikle, sebepleriyle ilgilenmeden sadece kendi konfor alanlarını muhafaza etmeye çalışıyorlar.
Bir apartmanda neden uyur insan? Bunu düşünmek yerine uyutmamayı, barındırmamayı seçmek, gündelik hayatın içindeki totalitarizm örneği. Zaten apartmanlar da totaliter bir düzen değil de ne! İşte şimdi, şu anda Gündüz Vassaf’ın Cehenneme Övgü’de yer alan “Burada Yer, Şurada da Uyuruz” adlı denemesini anmanın sırası. Vassaf, apartmanların “milyonlarca insanın tıpatıp aynı hareketleri yapıp, tıpatıp aynı çevreye tâbi olarak yaşaması sonucunu” doğurduğunu hatırlatır. Çeşitli bölümlere ayrılmış dairelerde oturulacak, yemek yenecek, uyunacak yerler belirlenmiştir. Banyoda uyuyan yoktur örneğin. Bu durumda apartman sakinine göre her şeyin bir yeri vardır. “Mekânın bu özel düzenlemesi neyin nerede yapılacağını dikte ettiğinden, aynı çatı altında yaşayanların birliktelik duygusunu da ortadan kaldırır.” Gündüz Vassaf’ın altını çizdiği birliktelik duygusu kilit nokta. Bahsettiğim apartman kapısındaki notun yazılabilmesi birliktelik duygusunun yoksunluğuna da bağlı. Bugün en çok bu duygunun uzağında değil miyiz? Apartman yönetimindekiler başkaları olmadığında kendilerinin de olamayacağının farkında değiller. Erdemleri olmadığında insandan geriye ne kalır!
Vassaf, davranışlarımızın çoğunda türümüzün yok olmasına sebep olacak bir yol izlediğimiz tespitini yapıyor denemesinde. 1986 yılında yaptığı bu saptamanın yanına başka neleri neleri yok ettiğimizi ya da yok edeceğimizi eklememe bilmem gerek var mı!
Not
Gündüz Vassaf’ın Cehenneme Övgü’sü İletişim Yayınları’nca yayımlanıyor. Kitabın çevirisi Zehra Gencosman ve Ömer Madra tarafından yapılmıştır.