Dışişleri Bakanı Fidan, Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi ile görüştü
Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi ile Ankara'da bir arayan gelen Bakan Fidan, "Gerilimin düşürmesinin yegane yolu, Gazze'de bir an evvel kalıcı ateşkesin sağlanmasıdır" dedi.
DUVAR - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile Ankara'da bir araya geldi. Bakan Fidan, İsrail'in saldırıları ve Lübnan'dan tahliyelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Fidan ayrıca, Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Rusya dışişleri bakanlarının katılımıyla, Üçüncü Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu toplantısının 18 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşeceğini açıkladı.
DHA'nın aktardığına göre, İsrail'in 1 yılı aşkın süredir Gazze'de soykırım uyguladığını söyleyen Fidan, şu ifadeleri kullandı:
"İsrail'in elinden tutan ona silah veren ülkeler var. İsrail'e siyasi destek sağlayanlar var. Bu bölgenin insanları soykırımcı Netanyahu'yu unutmayacak, bu bölgenin insanları Netanyahu'nun en yakın dostlarını da unutmayacak. İsrail'e soykırım yapması için verilen destek hep hatıralarda, akıllarda kalacak. Son 1 yılda yaşananlar, Orta Doğu ülkelerinin daha bağımsız bir dış siyaset izlemelerini mümkün kılacak. Netanyahu'nun yol arkadaşları bu bölgedeki etkilerinin giderek azaldığını inşallah görecekler. Bizler Gazze'de ateşkesin sağlamaması halinde çatışmanın başka ülkelere de yayılabileceği uyarısında bulunmuştuk. Lübnan'da son günlerde yaşanan gelişmeler, maalesef öngörülerimizi haklı çıkardı. Gerilimin düşürmesinin yegane yolu, Gazze'de bir an evvel kalıcı ateşkesin sağlanmasıdır. Uluslararası toplum olarak silahların bir an önce susması, Gazze'nin yeniden inşası ve adil, kalıcı bir barışın tesisi için çalışmalıyız. İsrail'in 2 devleti çözümü ve dolayısıyla Filistin devletini engellemeyi amaçladığı açıktır. Ancak Filistinli kardeşlerimizin topraklarının çalınması karşısında sessiz kalamayız. Filistin devletini zihinlerinden bile silmek isteyenler karşısında sessiz kalamayız. İsrail'in, Filistinlilerin geleceği konusunda bir söz hakkı yoktur. Hiçbir zaman da olmayacaktır."
'DİĞER ÜLKELERLE İŞ BİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ'
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Fidan, Lübnan'dan Türkiye vatandaşlarının tahliyelerine ilişkin ise şöyle konuştu:
"İsrail, savaşı Gazze'den Lübnan'a kaydırdığı ilk andan itibaren hatta onun öncesinde de bizim vatandaşlarımızın tahliyesine yönelik yaptığımız çalışmalar hep devam ediyordu. Lübnan'a saldırılar başlayınca Dışişleri Koordinasyon ve Destek Merkezi, Konsolosluk Çağrı Merkezi ile Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği, eş zamanlı olarak tahliye için çalışmaya başladı. 966 vatandaşımızı Lübnan'dan 2 askeri gemimizle tahliye etmeyi başardık. Türkiye bunu yapan tek ülke oldu. Şu ana kadar başvuruda bulunmuş bütün vatandaşlarımızı tahliye ettik. Tekrar tahliye çalışması yapılması gerekmesi durumunda neler yapılabileceğine ilişkin çalışmalar sürüyor. Şu anda Beyrut Havalimanı açık fakat savaş durumundan dolayı birçok hava yolu şirketi oraya uçmuyor. Dolayısıyla charter planlaması yapılması gerekiyor. Bunun da hazırlıkları bakanlığımız tarafından yapıldı. Uçakla gelmek isteyen olursa onları da alacak bir sistem üzerinde çalıştık. Türkiye'nin dışındaki ülkeler de kendi vatandaşlarını tahliye etmek için bizimle iş birliği içinde."
'CAYDIRICI ADIMLAR ATMAK GEREKİR'
Ürdün Dışişleri Bakanı es-Safedi de, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a saldırılarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"İsrail'in istediği şey, iddia ettiğinden çok daha fazla. İsrail'in kendi müttefiklerinin çağrılarını dahi yok sayıyor ve çocuklar için sütün bile Gazze'ye girmesine izin verilmiyor. İsrail bütün dünyaya meydan okuyorsa, uluslararası meşruiyete meydan okuyorsa, kulak vermiyorsa caydırıcı adımlar atmak gerekir. İsrail'e karşı Birleşmiş Milletler yetkileri kapsamında adımlar atılması gerekiyor. İsrail'in Filistinlileri ve masumları öldürmek, altyapıları yok etmek için kullandığı silahların İsrail'e verilmesinin engellenmesi gerekiyor. İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'a yönelik saldırılarını durdurmak ve adil, kapsayıcı bir barışın sağlanması için çalışıyoruz. Ateşkesin acil bir şekilde sağlanması gerekiyor. 1 milyon 350 binden fazla kişi açlık tehlikesiyle karşı karşıya."
(DEMİRÖREN HABER AJANSI)