Diyarbakır Sur BİLSEM üzerinden Türkiye’nin BİLSEM Politikasını anla(yama)mak
Sur BİLSEM neden kapatılıyor? Bu soruya düzgün bir gerekçe bulmak zor. Çünkü Sur BİLSEM açıldığı günden beri hem bölgesel hem de ulusal fuar, proje ve etkinliklere katılıp dereceler kazanan bir kurum.
Pınar Can*
BİLSEM ya da tam ismiyle Bilim ve Sanat Merkezleri, Türkiye'deki özel yetenekli öğrencilerin yetenekli oldukları alanları fark etmeleri ve yetenekleri doğrultusunda gelişebilmeleri amacıyla, okullarına ek olarak eğitim alabilecekleri kurumlar olarak tanımlanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan bu kurumlar her sene düzenlenen sınavlar sonucunda üstün zekâlı veya üstün yetenekli öğrencileri bünyesine kabul ediyor. Okul saatleri dışında öğrencilere hizmet veren BİLSEM’ler örgün eğitim kurumlarını destekleyici bir kurum olarak faaliyet gösteriyor.
BİLSEM'İN ÇOK YAKIN TARİHÇESİ
1993 yılında Ankara’da üstün zekâlı ve özel yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik açılan ilk BİLSEM’den bu yana, bugün her ilde en az bir adet BİLSEM bulunuyor. 2021-2023 yılları arasında dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, BİLSEM’lerin yaygınlaşmasına yönelik bir politika izledi. Bakan Özer’in döneminden önce 184 olan BİLSEM sayısı 8 Mayıs 2022 itibariyle 379’a çıkarıldı. Bakan Özer Haziran 2023’te görevinden ayrılmadan önce Türkiye’de 400’ün üzerinde BİLSEM bulunuyordu.
Arada geçen 2 yılda iki katından daha fazla sayıya ulaşan BİLSEM’ler Haziran 2023’te göreve başlayan mevcut Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin için benzer bir öneme sahip olmadı. Bakan Tekin göreve başladığında açılan BİLSEM’lerin bir kısmının kapatılacağını ve bu konuda kararlı olduklarını açıkladı. 2023 yılının sonlarına doğru ise öğrenci sayısı az, istenen verimlilikte olmayan, erişim zorluğu, kamuyu zarara uğratma gibi gerekçelerin yer aldığı, hangi birimin nasıl bir incelemeye tutulacağı şeffaf olmayan bir kriter listesi ile Milli Eğitim Bakanlığı hızlı bir şekilde BİLSEM’leri kapatmaya başladı.
EĞİTİMDE YENİ YAPBOZ TAHTASI: BİLSEM
İktidarların en önem verdikleri alanlardan biri olan Milli Eğitim Bakanlığı ve eğitim-öğretim faaliyetleri ne yazık ki aynı hükümetin değişen bakanlarıyla beraber hızlı bir politika değişimine maruz kalıyor; kurum ve faaliyetlerde istikrar yakalanamıyor. Bir bakanın altyapı hazırlığına girmeden, tomurcuk saçma usulüyle her ilçeye BİLSEM açma hevesi bir diğer bakan tarafından gereksiz görülüp herhangi bir hazırlık ve planlama yapılmadan hemen kapatılabiliyor.
Öğretmen seçimi, bina tahsisi, BİLSEM iç donanımının planlanan hedef doğrultusunda tam olarak hazır olması, seçilen öğretmenlerin BİLSEM eğitim programlarına hazır hale getirilmesi, öğrenci seçimi ve kurumun kökleşmesi için belirli bir dönem pilot çalışmalar yapmak, değerlendirmelerle kurumu güçlendirmek gibi pek çok adım bir kurumu açıp hazır hale getirmenin olmazsa olmaz adımları. Tüm bu adımlar düşünüldüğünde burada açılıp kapatılan şeyin sadece bir kurumdan ibaret olmadığı görülüyor.
Fakat ne yazık ki eğitimin bir kültür oluşturması, değerlendirmelerle planların revize edilmesi, daha iyisi için hazırlıkların ve uygulamaların gözden geçirilmesi ve en önemlisi bütün bunlar yapılırken öğrencilerin üstün yararının gözetilmesi Türkiye’de çok uzak hedefler arasında.
Mevcuttaki BİLSEM’lerde durum değerlendirmesi yapılmadan işleyişlerine son verilmesi oraya devam eden öğrenci ve orada çalışmaya hak kazanan öğretmenlerin de göz ardı edildiğini gösteriyor. Bu haliyle Türkiye’nin eğitim politikasında yeni yazboz tahtasının ön hazırlıkları yapılmaksızın ani kararlarla açılıp kapatılan BİLSEM’ler olduğu görülüyor.
BU DEĞİŞİMLER ODAĞINDA DİYARBAKIR SUR'DAKİ BİLSEM
Diyarbakır’da mevcutta 4 merkez ilçe ile 4 taşra ilçe olmak üzere toplamda 8 BİLSEM bulunuyor. Sur BİLSEM 2021 yılında merkez Sur ilçesinde çalışma yürütmeye başladı. 2023 yılı Aralık ayından beridir de 19 öğrencisi ve 13 öğretmeni ile çalışmaya devam ediyor. Bununla beraber Sur BİLSEM, Bakanlığın kapatılması için adım attığı BİLSEM’lerden biri.
Peki Sur BİLSEM neden kapatılıyor? Bu soruya eli yüzü düzgün bir gerekçe bulmak zor. Çünkü Sur BİLSEM açıldığı günden bu yana hem bölgesel hem de ulusal fuar, proje ve etkinliklere katılan, bölgesel ve ulusal dereceler kazanan bir kurum olmuş.
Kurumun öğrenci sayısının düşüklüğü bir gerekçe olabilir mi, sorusu akla geliyor ancak bu durum Sur BİLSEM’in kapatılması için bir sebepten ziyade, BİLSEM politikasının kurgusu ve işleyişindeki bir eksikliğin sonucu. Çünkü ani bir kararla sayıları bir anda yükseltilen BİLSEM’ler için kuruluş döneminde de gerekli hazırlıklar yeterince yapılmamıştı ve sonraki süreçte mevcut BİLSEM’lerin verimini yükseltmek için gerekli adımlar atılmadı.
Sur BİLSEM 50-60 dolaylarında öğrenciye sahip olabilme potansiyeline sahipken Diyarbakır şehir merkezine oldukça uzak bir konumda açılması, neden az sayıda öğrenciye sahip olduğunu anlatıyor. BİLSEM’lerin 15.00-21.00 saatleri arasında hizmet veren kurumlar olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, şehir merkezinden güçlükle ulaşılan bu okulun mevcut öğrenci sayısına şükür bile edilebilir.
Merkez Sur İlçesinde yeni yapılan pek çok halihazırda boş yapı bulunurken veya şu anda olduğu gibi başka bir okulun bir bölümünün BİLSEM olarak kullanılması bir alternatif iken kurumun merkez ilçeye bağlı bir köyün çeperinde hizmet vermesi akıl alır bir durum değil.
Sur ilçesinde yaşayan ailelerin sosyo-ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda Sur BİLSEM’e erişemeyen öğrencilerin konum ve uzaklık sebebiyle diğer BİLSEM’lere erişebilmesi çok güç.
SUR BİLSEM KAPATILIRSA KİM NE ZARAR GÖRÜR?
Her sene yapılan tanılamalar sonucunda aynı ilçede ortalama 20 öğrenci üstün yetenekli veya üstün zekalı olarak Sur BİLSEM’e kayıt yapmaya hak kazanıyor. Mevcut tanılama politikası devam ederse en geç 2-3 yıl içinde Sur’da bir BİLSEM’in açılmasına yeniden ihtiyaç duyulacak. Köklenebilecek bir kurumun kapatılıp sonra hiç var olmamış gibi sıfırdan tekrar açılması, hiç kuşkusuz ancak bir kamu zararı olarak tanımlanabilir.
Özet olarak halihazırda sahip olabileceği öğrenci sayısının ancak üçte birine erişebilen Sur BİLSEM’in yaşadığı durumun sebebi okulun erişilebilir olmamasıyla ilgili. Okulun ulaşımı o kadar kısıtlı ki şehir merkezinde yaşayan bir öğrenci, ancak ebeveynlerinin özel aracıyla okula ulaşım sağlayabiliyor. Maddi açıdan belirli bir imkana sahip aileler için bu durum mümkünken ne yazık ki yoksul veya benzer sosyo-ekonomik düzeyde olmayan aileler ve öğrenciler için ulaşım mümkün olamıyor. Sur ilçesinin de çoğunlukla sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir demografiye sahip olması, Sur BİLSEM’e erişemeyen öğrencilerin diğer merkez BİLSEM’lere de erişemeyecekleri anlamına geliyor.
YAPBOZ POLİTİKALAR VE KAMUYA ÖDETİLEN ZARAR
Bütün bunlar ne yazık ki Türkiye’deki eğitim sisteminin yapboz tahtasına bu defa BİLSEM’lerin oturduğunu gösteriyor. Öğrenciler için becerileri doğrultusunda erişebildikleri, eşitlikçi, sosyo-ekonomik dezavantajların alınan önlemlerle ortadan kalktığı bir eğitim kurumu, bu değişken politikalarla sürdürülebilir kılınmıyor. Kamu kaynaklarının ülkenin menfaatlerini planlı ve kısa, orta ve uzun vadede gerçekleştirmek üzere harcanmaması ayrıca bir diğer sistemsel sorun olarak güncelliğini koruyor. Bakandan bakana değişen politikaların ceremesi öğrenciye, ailesine, çalışan öğretmene ve kamu varlığına ödetiliyor.
*Kent Araştırmacısı - Mimar