'Diyarbakır ve Suruç aydınlatılsaydı 10 Ekim yaşanmazdı'

Dersim'deki 10 Ekim anmasında, "7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki olayların sorumlusu kimdir? Sorumlular hesap vermeliler" çağrısı yapıldı.

Google Haberlere Abone ol

Serpil Argın
DERSİM - Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, Ankara'da 103 kişinin katledildiği 10 Ekim Katliamı'nın 6. yıldönümü dolayısıyla Seyit Rıza Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.
10 Ekim anmasına, HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü ve Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu da katıldı.

Açıklamada, insanlığa karşı işlenen suçları gizleyenlerin de suça ortak olduğuna vurgu yapıldı.

'SORUMLULAR HESAP VERMELİDİR'

Basın açıklamasını okuyan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Şube Başkanı Özcan Gürtaş, siyasetçilere 'ellerini vicdanlarına koyarak, gerçekleri açıklığa kavuşturma' çağrısı yaptı. Açıklamada şöyle denildi:

"Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Sorumlular hesap vermeliler. Sorumlulardan ve katillerden insanlık adına hesap soracağız. Bu kaybettiklerimize sözümüzdür. Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.

DANIŞTAY'IN KARARI VİCDANLARI YARALIYOR

10 Ekim katliamı, 5 Haziran 2015 Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamları gerçek anlamda araştırılsa ve failleri bulunsaydı hiç yaşanmayacaktı. Kamusal sorumluluğun katliamlardaki yerinin ortaya koyulabilmesi, 'devletin hizmet kusuru' olduğunun bir mahkeme kararında geçebilmesi adına açmış olduğumuz tam yargı davalarının pek çoğunda artık Danıştay aşamasına gelinmiş bulunmaktadır. 2021 yılı temmuz ayında Danıştay tarafından verilen, devletin bu katliamlardan dolayı 'kusursuz' olduğu ve ölenlerin, yaralananların kusurlu ve borçlu çıkarıldığına dair kararı, katliamın 6. yılında vicdanları yaralamaktadır. İlk derece mahkemelerde açık ve bariz kamusal kusura işaret edilirken, üst mahkeme süreçlerinde devletin sosyal risk sorumluluğundan dahi bahsedilmemesi büyük bir çelişki ve sorundur.
Kaybettiklerimizin sözü bizim de sözümüzdür. Bu topraklara barışı ve eşitliği egemen kılacağız. Özgürlük eşitlik demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz." 
.

Anmaya katılanlar, basın açıklamasının ardından katliamda vefat eden Mesut Mak ve Adil Gür'ün mezarlarını ziyaret etti.

'ÖFKELİ ÇOCUKLAR, OYLARIMIZ ARTTI DEDİLER'

EMEP il yöneticisi Mustafa Taşkale, Mesut Mak'ın mezarında yaptığı konuşmada, "Giden canlarla kendi faşist diktalarını kurmak istediler. Katlettikten sonra 'öfkeli çocuklar' ve 'oylarımız arttı' dediler. Ankara'da kaybettiğimiz arkadaşlarımızın ideallerini iktidara taşıyana kadar onların bıraktığı özgürlük ve sosyalizm mücadelesi bayrağını devraldığımızı belirtmek istiyoruz. Bugün Ankara Garı'nda yapılmak istenen anmaya yoğun güvenlik önlemi alarak izin vermemişlerdir, aynı önlemler katliam günü alınsaydı kimse yaşamını yitirmeyecekti. Ailelere dönük bu engellemeyi ve baskıyı kınıyoruz. Adil Gür arkadaşımız mücadeleden asla vazgeçmeyen, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin dava neferiydi. Anısının önünde saygıyla eğiliyoruz ve bıraktığı mücadeleyi sürdürme sözünü veriyoruz."