Diyarbakır’da kayıp yakınları İbrahim Gündem’i sordu
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 1991 yılında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İbrahim Gündem’in akıbetini sordu.
DUVAR - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 710’nuncu haftası Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp yakınları, hak savunucuları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu hafta Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde 25 Eylül 1991 tarihinde gözaltında kaybedilen İbrahim Gündem’in akıbeti soruldu.
‘ZAMANAŞIMI İLE GERÇEĞİN ÜSTÜ ÖRTÜLEMEZ’
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, Musa Anter dosyasının zamanaşımı riski ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
“Adaletsizlik, cezasızlık siteminin temel dayanaklarından biri de elbette ki zamanaşımıdır” diyen Zeytun, şunları ifade etti: “Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olma iddiasından dahi uzaklaştığı bir dönemi hep beraber yaşıyoruz. Her türlü adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü uygulamalarla geçmişte yaşananların cezasız bırakıldığı bir dönemle karşı karşıyayız. Bizler bu hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.
Adaletsizlik, cezasızlık siteminin temel dayanaklarından biri de elbette ki zamanaşımıdır. Çok yakın zamanda görülecek olan Musa Anter davasında bu risk ile karşı karşıyayız. Cezasızlık olgusunun temel dayanaklarından olan zamanaşımı, bu davada olduğu gibi binlerce dosyada da, devletin o karanlık süreçte işlenen suçlara ilişkin kamu görevlilerini koruyan bir sebep olarak gösteriliyor.
Ancak uluslararası sözleşmeler incelenirse, zamanaşımı özellikle Musa Anter Davası ve bağlantılı Kürtlere yönelik sistematik gerçekleştirilen ağır insan hakları ihlalleri davalarında gerekçe yapılamayacağı görülecektir. İnsanlığa karşı işlenen suçlara ilişkin, hem uluslararası mahkemelerin Türkiye’yi mahkum ettiği kararlardan hem de uluslararası normlardan zamanaşımının kalkan olmaması gerekiyor.
Devlet zamanaşımı ile ne işlediği o karanlık suçlardan ne de geçmişle yüzleşme ve hesaplaşmadan kurtulamayacaktır. Bu suçlara ilişkin zamanaşımı ve benzeri cezasızlık sebepleriyle gerçeğin üstü örtünemeyecektir. Kürtlere yönelik işlenen ağır insan hakları ihlallerinin faillerini ve bütünüyle politikaları aklamayacaktır. Yargı, insanlığa karşı işlenmiş suçların faillerini zamanaşımı ve benzeri gerekçelerle korunmaktan vazgeçmelidir. Yargı meslek etik kuralları gereği, uluslararası sözleşmelerin gerekliliklerini de yerine getirmelidir.
90’lı yıllarda hukuk devleti ilkesinden, hukukun askıya alınma sürecinin yarattığı çeteleşme ve mafyalaşmayla Kürtlere yönelik işlenen suçlardan bahsediyoruz. Bugün bunların ifşaları gündemde ise tek sebep hukuk devleti olma iddiası, toplumsal meselelere adil ve barışçıl çözüm olma meselesiyle ilgilidir. Faillerin aklanması politikasına alışmayacağız.”
‘KARDEŞİMİ NASIL GÖTÜRDÜLERSE ÖYLE GETİRSİNLER’
İbrahim Gündem’in kardeşi Feride Gündem ise her Cumartesi kardeşinin akıbetini sormak için Yaşam Hakkı Anıtı önünde kayıp yakınlarıyla bir araya geldiklerini hatırlatarak, “Evde duramıyoruz. Burası bizim mezarlık ziyaretimizi gerçekleştirdiğimiz yerdir. Bir kemik dahi olsa teslim edilsin istiyoruz. Anne ve babam bu hasretle yaşadı ömürleri boyunca. Bizler de ölmeden önce bu hasretimizin son bulmasını istiyoruz. Kardeşimi ve davasını unutmayacağız. Ne suçu vardı, gece yarısı evinden alıp götürdüler. Nasıl götürdüler ise öyle de getirsinler” diye konuştu.
İBRAHİM GÜNDEM EVİNDEN ALINDI
İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz, gözaltında kaybedilen İbrahim Gündem’in hikayesini paylaştı. Gündem’in evli ve 9 çocuk babası olduğunu hatırlatan Akdeniz, şunları söyledi: “İbrahim Gündem, 1952 yılında Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde Sarıerik (Qenderhel) Köyünde dünyaya geldi. Evli ve 9 çocuk babasıydı. Ailesi ile birlikte Hazro ilçesine bağlı Sarıerik Köyünde çiftçilik ve hayvancılık ile geçimini sağlıyordu. 25 Eylül 1991 tarihinde Diyarbakır’ın Hazro ilçesine bağlı Sarıerik köyünde ikamet eden baba Ahmet Gündem’in evine, gece saat 01.00 sıralarında Üsteğmen Kenan Şahin ve beraberindeki bir grup asker tarafından baskın düzenlenir. Baskında Ahmet Gündem’in oğlu İbrahim Gündem, askerlerce gözaltına alınır. Sabah bırakılacağının belirtilmesi üzerine, karakola giden Ahmet Gündem, oğlu İbrahim Gündem’i sorar, ancak kendisine “gözaltına alınmadı” yanıtı verilir.
Bunun üzerine Ahmet Gündem, oğlu İbrahim’in bulunması ile ilgili girişimlerini sürdürür. Hazro Cumhuriyet Savcılığı’na gider. Savcılık, Ahmet Gündem’i yeniden karakola yönlendirir. Bunun üzerine Ahmet Gündem, bir kez daha karakola resmi dilekçe ile başvuruda bulunur. Ancak, yazdığı hiçbir dilekçeye yanıt verilmez. Bu kez Diyarbakır Valiliğine gidip oğlunun akıbetini sorar. Valilikçe aranan karakoldan, “biz almadık” yanıtı verilir. Ardından İl Jandarma Alay Komutanlığı’na giden Ahmet Gündem, burada ‘Devleti suçluyorsun, devlet böyle şeyler yapmaz’ şeklinde azarlamalara ve tehditlere maruz kalır.
Ahmet Gündem, oğlunun gözaltında kaybedildiğine dair girişmelerini bir süre daha sürdürdü. Ancak bu süre zarfında tehditlere maruz kaldı. 15 Şubat 1993 tarihinde asker ve korucular tarafından evi yakılan Ahmet Gündem, 15 kişiden oluşan aile fertleri ile birlikte Diyarbakır Merkeze göç etmek zorunda kalır.
İbrahim Gündem’in annesi Meyrem Gündem, yıllarca oğlunun yaşadığına dair bir haberin gelmesini bekler. Ne yazık ki Meyrem Ana da tıpkı Berfo Ana, Fatma Ana, Elmas Ana gibi çocuklarına kavuşamadan bu hayattan gözü açık bir şekilde göçüp gitti.”
Konuşmaların ardından İbrahim Gündem ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçekleştirildi. (DUVAR)