Diyarbakır'da kayıp yakınları, kadınlar için adalet istendi
Diyarbakır'da kayıp yakınları ve İHD, bu hafta faili meçhuller ve gözaltında hayatını kaybeden kadınlar için eylem yaptı.
DİYARBAKIR - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 772. haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, HEDEP Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı.
Bu hafta, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle, gözaltında zorla kaybedilen ve faili meçhul olarak katledilen kadınların failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu Aksoy, Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı ve kadın kurumları olarak, hafta etkinlikleri çerçevesinde yapacakları yürüyüş için valiliğe yaptıkları başvurunun reddedildiğini söyledi. Aksoy, "Yürüyüşümüze engel konuldu. Buna rağmen alanlarda olacağız. Kadınlar mücadele ettikçe haklarını kazanacaktır. Mücadelemizden geri adım atmayacağız. Kadınlar var olduğu sürece mücadele devam edecektir" dedi.
'ÇÜNKÜ ONLAR KORKUYORLAR'
HEDEP Milletvekili Halide Türkoğlu ise, “Kayıp yakınları ve Cumartesi İnsanları her Cumartesi Diyarbakır, Batman, İstanbul başta olmak üzere birçok kente hak ve adalet mücadelesinde yaşamını yitirmiş olan yakınlarının akıbetini öğrenmek için, hakikat mücadelesini yürütmektedir diye hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bugün aynı zamanda 25 Kasım. Diktatör Trujillo hükümetine bağlı militarist güçlerin, Mirabal Kardeşleri katledip, aynı zamanda faili meçhul cinayete dönüşmesi için kaza süsü vermeye çalıştılar. Aradan geçen 60 yıl bize gösteriyor ki; diktatör olan, demokrasiyi askıya alan, halklarına zulmeden bütün hükümetler, bu yöntemleri her yerde uygulamaya çalışıyorlar. Bizler hak, adalet ve eşitlik, hakikat mücadelesi verenler, bu ikiyüzlü politikalarla kayıpların akıbetini, hakikati öğrenme hakkını bizden almaya çalışanlara karşı mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Her cumartesi, barış annelerinin, cumartesi insanlarının yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar korkuyorlar. Hakikatin ortaya çıkmasından korkuyorlar. Çünkü onlar suç işlediler, zulüm ettiler, acılarımız üzerinden politikalar ürettiler. Çok hükümet geldi geçti, bunları bir şekilde kapatılması için uğraştı. Çünkü yaptıkları zulmün ortaya çıkmasını istemiyorlardı. Bizler hak mücadelemizden asla geri adım atmayacağız.”
'BEN DE FAİLİ BELLİ BİR BABANIN EVLADIYIM'
HEDEP Diyarbakır Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin ise, “Bugün, tarihin iyiliğe ve güzelliğe evrilmesi noktasında değişimlerin ana karakteri olduğu için tüm kadınların haksızlığa, hukuksuzluğa, şiddette maruz kaldığı bir dönemdeyiz. Özellikle aidiyetinden, kimliğinden, dilinden, inancından ve yaşam tarzından dolayı ötekileştirilen, Ermeni, Süryani, Arap, Alevi Kürt kadınlarının bugün yaşadıkları haksızlıkları sayarsak, Diyarbakır’dan Ankara’ya yol olur. Bugün Cumartesi İnsanlarına ve barış annelerine reva görülen hayat, yüreklerimize onarılması mümkün olmayan yara açmıştır. Bunlara rağmen bugün sıkıştırılmış yaşamların dışına çıkarak, adaletin, barışın inşasında emek veren ve özgürlük mücadelesi yürüten annelerin yanındayız. Ben de 3 Kasım 1992’de faili belli olan bir babanın kadın evladı olarak şunu söylüyorum, iktidarın yoksulluğa, şiddete, kadın bedeni ve kimliği üzerinden yürüttüğü politikalara karşı annelerimizin yürüttüğü, umutla yükselttiği mücadelesinin yanındayız” dedi.
İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu Üyesi Esra Saçaklıdır ise gözaltında zorla kaybedilen ve faili meçhul cinayetlerle katledilen kadınların isimlerini paylaştı. Saçaklıdır şöyle devam etti:
"-1991 yılında Cizre'de gözaltına alındıktan 18 yıl sonra yol yapım çalışması sırasında kemikleri bulunan Makbule Ökden için ADALET İSTİYORUZ!
-17 Şubat 1992 tarihinde Nusaybin de korucu olmaları için yapılan baskıları protesto etmek isteyen halka askerlerce açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Bedriye Gümüş için adalet istiyoruz.
-27 Temmuz 1992 tarihinde Dersim'de gözaltına alındıktan 8 gün sonra işkenceden tanınmaz haldeki bedeni Elazığ Karşıyaka Kartepe'de 14 Ağustos 1992 tarihinde gömülü bulunan, Ayten Öztürk için adalet istiyoruz.
-Mardin/Derik'te 2 kişi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdda Yavuz için adalet istiyoruz.
-Eylül 1993 tarihinde Hizbullah tarafından Nusaybin ilçesinin Selahaddin Eyyubi Mahallesi'nde başına çuval geçirilerek kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Sedika Dal için adalet istiyoruz.
-24 Aralık 1993 tarihinde Bitlis/Tatvan/ Wanik köyündeki evlerinden kardeşi Ramazan ile birlikte askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hamide Şarlı için adalet istiyoruz.
-24 Eylül 1994 tarihinde Dersim/ Mirik'te köye yapılan askeri operasyon sonrası kendilerinden bir daha haber alınamayan Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin ve onun 3 yaşındaki kızı Dilek Serin için adalet istiyoruz.
-05 Ekim 1994 tarihinde İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Lütfiye Kaçar için adalet istiyoruz.
-17 Ekim 1994 tarihinde Muş'un Hasköy ilçesine bağlı Ortaç köyünde hayvanlarını sağmak için gittikleri yaylada askeri bir operasyonun ortasında kalan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Gülnaz Tatu ve Kadriye Tatu için adalet istiyoruz.
-24 Ocak 1995 tarihinde Ankara'da gözaltına alınan, işkence görmüş bedeni 76 gün sonra Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı'nda "kimliği meçhul kişi" olarak gömülü bulunan Ayşenur Şimşek için adalet istiyoruz.
-Mayıs 1995 tarihinde Diyarbakır/Bismil'de gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hatice Şimşek için adalet istiyoruz.
-07 Eylül 1996 tarihinde Diyarbakır/ Bağlar 'da bulunan bir eve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı sivil polisler tarafından yapılan baskında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Şükran Daş için adalet istiyoruz.
-10 Eylül 1996 tarihinde evine 1 kilometre uzaklıkta bulunan tarlasını sularken emniyet müdürlüğü tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Hatice Atalay için adalet istiyoruz.
-28 Kasım 1996 tarihinde Diyarbakır'da eşi Mahmut ile birlikte gözaltına alınan ve 2 yıl sonra kimsesiz olarak defnedildiği Cizre Asri Mezarlığı 'na "kimliği meçhul kişi" olarak gömüldüğü anlaşılan ancak mezarına hala ulaşılamayan Fahriye Mordeniz için adalet istiyoruz.
-26 Eylül 1997 tarihinde Kulp-Diyarbakır yolunda otomobilleri durdurularak eşi Orhan ile birlikte beyaz Toros ile kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Zozan Eren için adalet istiyoruz.
-31 Mart 1998 tarihinde İzmir/Çeşme/Alaçatı'da 3 arkadaş ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Neslihan Uslu için adalet istiyoruz.
-16 Temmuz 1998 gecesi derin devlet bağlantılı Hizbullah tarafından Mersin'de kaçırılan, 21 Ocak 2000 tarihinde İşkence edildikten sonra Konya Meram'daki bir villanın bodrumunda cansız bedenine ulaşılan Konca Kuriş için adalet istiyoruz.
-Silopi de 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında öldürülen ve cenazesi yedi gün boyunca sokak ortasında bekletilen Taybet İnan (Taybet Ana) için adalet istiyoruz.
-5 Ocak 2020 tarihinde Dersim de kaybolan ve o tarihten bu yana kendisinden bir daha haber alınamayan Gülistan Doku için adalet istiyoruz.
- Süleymaniye’deki evinin önünde 4 Ekim 2022 de silahlı saldırıya uğrayan Nagihan Akarsel için adalet istiyoruz.
Zorla kaybedilen ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden tüm kadınları saygı ile anıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin adalet istemekten vazgeçmeyeceğimizi tekrarlıyoruz. Devleti uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyoruz."
Konuşmaların ardından tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden kadınlar için 1 dakikalık oturma eylemi yapıldı. (DUVAR)