Doç. Dr. Güzel: Asbest iddiaları psikolojik ve ekonomik zarar veriyor
Botanik bilimci Yelda Güzel, Hatay'daki endemik bitki çeşitliliğinin deprem sonrası ciddi bozulma yaşamadığını söylerken asbestin doğa üzerindeki tehlikesine dikkat çekti.
Duygu Kıt
DUVAR - Hatay, özellikle Amanoslar, Türkiye’nin biyoçeşitlilik açısından en zengin bölgelerinden biri. 6 Şubat depremleri sonrası Hatay'daki biyoçeşitliliğin nasıl etkilendiğini ve asbestin doğa üzerindeki tehdidini Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Yelda Güzel ile konuştuk.
Defne’de yaşayan Yelda Güzel, 2021 yılında Antakya dağlarının kayalık vadilerinde keşfettiği ve kızının ismiyle botanik dünyasına kazandırdığı Zeynep Işık çiçeği ile tanınıyor.
‘İNSAN AKTİVİTESİ OLAN HER YERDE DOĞAL VARLIKLARA TEHDİT DE VARDIR’
Depremin bölgedeki biyoçeşitlilik üzerinde tehdit oluşturacak kadar ciddi etki oluşturmadığını söyleyen Güzel, “Ancak tabii ki insan aktivitesi olan her yerde, özellikle de bu aktivite anormal bir hal almışsa, doğal varlıklara bir tehdit de vardır" diyor.
Dünya üzerinde sadece Amanos dağlarında bulunan bitkiler açısından Hatay'ın çok zengin olduğunu belirten Güzel, depremin, moloz dökümünün biyoçeşitliliğe zarar verip vermediğine ilişkin olarak şunları söylüyor: "Bitkiler özelinde konuşacak olursak, kırılgan olan endemik bitkiler genellikle dağların ulaşılması nispeten zor bölgelerinde bulunuyor. Takip ettiğim kadarıyla, deprem sonrası gelişmeler (moloz döküm sahaları ya da yeni yerleşim bölgeleri) bu endemik bitki çeşitliliğine şimdilik doğrudan tehdit oluşturmuyor. Fakat biz insanlar için çok zor elbette. Yıkım, toz, moloz, bozulan altyapı, çadırlarda, konteynerlerde süren yaşam… Hiç kolay değil ama üstesinden gelmeye çalışıyoruz.”
‘ASBEST AÇIKLAMALARINDA SÖZ SÖYLEME YETKİSİ OLAN HERKESE KIRGINIZ’
11 ilde yıkım olduğu halde sadece Hatay'ın medyada yaygın olarak asbest kirliliği ile beraber anıldığını ve bu konuda yetkililere kırgın olduklarını belirten Güzel şöyle konuşuyor: "Hatay’da yüzde 90 asbest başlıklı haberler çıktı. Haklı olarak korktuk ve haberlerin bilimsel dayanağını araştırdık fakat dünya çapında uygulanan standart bilimsel metodolojiye uygun, ikna edici bir asbest ölçüm çalışmasına rastlayamadık. Haberlerin dayandığı Çevre Mühendisleri Odası’nın raporunu okudum, asbest pozitif numunelerde kaynak hep eternit çatı olarak gösterilmiş. Hatay’dan kaldırılan enkazda, bütün Hatay’ı asbestli ilan edecek kadar eternit çatı mevcut mudur? Bu eternit çatılardaki olası asbestin ne kadarı havaya karışmıştır? Havada asılı, solunabilir asbest konsantrasyonu nedir? Dahası bu asbest liflerinin ne kadarı hastalık yapıcı özelliktedir? Bunların hepsini, multidisipliner, ciddiyetle, detaylı bir şekilde araştırıp öyle ilan etmek gerekirdi."
‘ASBEST İDDİALARI HALKIN EKONOMİSİNE CİDDİ ZARAR VERDİ’
Güzel, yeterli tetkik yapılmadan gündeme getirilen asbest iddialarının ekonomisi tarıma dayalı olan Hatay'da halkın hem psikolojisine hem de ekonomisine ciddi zarar verdiğini aktardı. Konuyla ilgili Güzel şu değerlendirmeyi yapıyor: “Güvenilirlik açısından pek ikna edici olmayan tek bir raporla, şüpheli bir asbest iddiası ortaya atıldı ve bu durum psikolojik açıdan zaten çok zor durumda olan halkı endişelendirmekten başka bir işe yaramadı. Haberlerin yoğun olarak paylaşıldığı dönemde çok sayıda sipariş iptali yaşandığına bizzat şahit oldum. Resmi kanallara ‘asbest riski konusu daha detaylı araştırılsın’ diye pek çok çağrıda bulunduk. Valilik sağlık sorunu yaratabilecek bir risk olmadığına dair rapor yayınladı fakat bu halkın korkularını dindirmeye yetmedi."
‘ÇEVREMDE YAŞAMA BAĞLILIK GÖRÜYORUM’
Yıkımlar sürerken bir yandan insanların kendilerine güvenli, sağlıklı yaşam alanları oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Güzel, toplumsal dayanışmaya dikkat çekiyor: "Bu karmaşa içinde toplumsal dayanışma, komşuluk, aynı olumsuzlukları deneyimlemiş insanların birbirlerine desteği, kendimizi güçlü ve umutlu hissetmemizi sağlayan şeyler oldu. Yaşadığım ilçe yıkımın en yoğun olduğu ilçelerden. Etrafı çiçek bahçeleri ile süslenmiş konteynerler, ufak tefek prefabrikler şekillenmeye başladı. Şartları romantize etmek değil niyetim tabi ki, çevremde yaşama bağlılık, kararlılık, azim ve umut görüyorum."