Beyza Doğuç: Yapay zekanın sınırsız olanaklarıyla sanatın sınırlarını zorlamak istiyorum

Yapay zekayı söz yazma, beste yapma, kitap yazma gibi birçok alanda kullanan Beyza Doğuç ile konuştuk. Doğuç, "İyi bir sanatçı yapay zekayı yöneterek ruha dokunan eserler ortaya çıkarabilir" dedi. 

Google Haberlere Abone ol

MERSİN - Stanley Kubrick ve Arthur C. Clarke, 1968’de "2001 Bir Uzay Destanı" (2001: A Space Odyssey) isimli bilim kurgu filminde HAL 9000 isimli yapay zeka karakterini kurguladığında veya 1987 yılında "Uzay Yolu: Yeni Nesil" (Star Trek: The Next Generation) dizisinde Yüzbaşı Data karakteri gösterime sunulduğunda yapay zekanın söz konusu filmlerde olduğu gibi bir gelişim göstermesi uzak bir ihtimal gibi gözüküyordu. Ancak 1943’de yolculuğuna başlayan yapay zeka, 2001 yılında olmasa da 2012 yılında Grafik İşlemcileri (GPU) Çağı'na geçilmesiyle birlikte büyük bir gelişim gösterdi. 

2019 yılında açık kaynaklı Üretken Önceden Eğitimli Transformatör (GPT) teknolojisinin geliştirilmesi ile birlikte yapay zeka hayatımızın her alanında var olmaya başladı. Haber yazma, video, grafik tasarlama, müzik bestelemeden tutalım da kitap yazmaya kadar pek çok alanda da kullanılmaya başlandı. Bu yapay zeka teknolojisini efektif olarak kullanan isimlerden bir tanesi de kendisini meta-artist olarak tanımlayan Beyza Doğuç.

BEYZA DOĞUÇ KİMDİR?

Müzik kariyerinde yenilikçi projeleriyle gündeme gelen 28 yaşındaki Beyza Doğuç’un 46 şarkısı ve bir yapay zeka klonu var. Beste yapabilen bir yazılım oluşturan Doğuç, bu yazılımla birlikte orman, kitap, basketbol, Pazar, mutfak, NASA’nın yayınladığı kara delik sesi gibi farklı seslerle müzik çalışmaları yapıyor. Biz Salvador Dali’nin rüyalarını düşüneduralım, Doğuç, rüyasında gördüğü bir enstrümanı 3D modelleyerek bu enstrümanı ise kimi şarkılarda kullandı. 'Nehir' isimli parçasının sözleriyle yapay zekayı besleyen Doğuç, yapay zekayla bu şarkıya bir düet ve bir klip yaptı.

Doğuç, "Yapay zeka ile uzaya bir şarkı gönderilecek olsaydı nasıl olurdu?" gibi sorularla yapay zekaya pek çok şarkı besteletti. Pek çok ülkenin müzik geçmişini yapay zekaya tanıtarak şarkılar yapan Doğuç, aynı zamanda Türkiye'de müziğinin geçmişi ile bugününü derleyerek ve yapay zekaya tanıtarak şarkılar da besteledi. Doğuç, söz, müzik, beste ve seslendirmesi dahil her şeyi yapay zekaya ait olan bir şarkı yayınladı.

RESMİN MÜZİĞE YANSIMASI VE YAPAY ZEKAYLA YAZILAN BİR KİTAP

Doğuç, sanatın her alanını müzikte kullanmakta ise oldukça farklı bir bakış açısına sahip. Leonardo Da Vinci’nin Vitruvius Adamı isimli eserinin oranlarını beste yapabilen yazılıma tanıtan ve ortaya çıkan yazılımı yapay zekaya tanıtarak nota frekansları elde eden Doğuç, 'Hermonic Efuilibrium' isimli bir müzik üretti. Doğuç, sadece ünlü tabloları değil, aynı zamanda yapay zekaya tasarlattığı görselleri de sese duyarlı hale getiriyor. Bir karakterinin yapay zeka tarafından yönetildiği ‘Koda’ isimli bir kitap da yazan Doğuç, aynı zamanda yapay zekayla birlikte podcast programları da yapmakta. Canlı sahne performansları için sesle etkileşimli yapay zeka görselleri üzerine çalışmaya devam eden müzsiyen/yazar, aktif olarak sahne tasarımları da hazırlıyor.

Doğuç, yapay zekayı kullanırken bir sanatçı olarak yaratıcılığını ise bir kenara bırakmıyor. 'Gitme' mors koduyla 'Git' isimli bir şarkı yayınlayan Beyza Doğuç, klasik kitaplar ve klasik müzisyenlerin eserleri üzerine de çalışmalar yapıyor.

Koda, Beyza Doğuç, 120 syf., İthaki Yayınları, 2024.

Beyza Doğuç ile yapay zeka ve sanat üzerine konuştuk.

‘MOTİVASYONUMUN TEMELİ TEKNOLOJİYLE SANATIMA YENİ BİR BOYUT KAZANDIRMAK’

Yapay zeka ile müzik yapma, söz yazma, klip yapma macerası nasıl başladı? Sizi buna yönlendiren motivasyon neydi?

Yapay zeka ile olan maceram aslında teknolojiye olan merakımla başladı. Küçüklüğümden beri teknolojiye ve bilgisayarlara ilgim vardı. Babamın bana öğrettiği küçük kodlama tekniklerinden, HTML ile kediler hakkında bir web sitesi yapmaya kadar birçok şeyle uğraştım. Yapay zeka ile tanışmam ise 2021'de görsellerin sese göre şekil değiştirdiğini gördüğüm bir video ile oldu. Bu beni çok heyecanlandırdı ve müziklerimi yapay zeka ile zenginleştirerek görseller elde etme fikrine bayıldım. Teknolojiyi yaratıcı bir şekilde kullanmak ve sanatıma yeni bir boyut kazandırmak motivasyonumun temelini oluşturdu.

Sizce sanat nedir? Yapay zeka ile beraber sanatta nasıl bir adım atmayı düşünüyorsunuz?

Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte ‘sanat nedir?’ sorusu iyice kafa karıştırıcı bir hal aldı. Sanat çizgisini nerede çizmeye başlıyoruz? Bunlar günümüzde cevabı iyice belirsizleşen ama bir yandan da cevabı bulmaya daha da yaklaştığımız sorular. Yapay zeka ile sanatta atmayı düşündüğüm adım, bu yeni gelişmelerde sanatçının nasıl bir yol izleyebileceğini keşfetmek. Yapay zekanın sunduğu sınırsız yaratıcı olanaklar ile sanatın sınırlarını zorlamak, yeni ifadeler ve deneyimler oluşturmak istiyorum. Sanatın doğasını değiştirmeden, teknolojinin sunduğu araçları kullanarak sanatımı daha derin ve zengin hale getirmek benim için çok önemli. Aynı zamanda bu keşiflerin başkalarına ilham vermesini umuyorum.

‘YAPAY ZEKANIN SANATI MEKANİK VE RUHSUZ HALE GETİRECEĞİ GÖRÜŞÜNE KATILMIYORUM’

Her konuda olduğu gibi elbette sizlere de yapay zeka ile sanat arasındaki ilişkiyi eleştiren yorumlar geliyordur. Bu kapsamda eleştirileri, yapay zekanın sanat üstündeki etkisini nasıl yorumluyorsunuz?

Sanat, tarih boyunca sürekli bir evrim geçirmiştir. Yeni teknolojiler ve yöntemlerin her zaman sanatın bir parçası olduğu gibi yapay zeka da bu teknolojik evrimin bir devamıdır. Yapay zekanın sanatta kullanımı üzerine gelen eleştirileri kıymetli buluyorum. Ancak yapay zekanın sanatı mekanik ve ruhsuz hale getireceği görüşüne katılmıyorum. İnsan yapay zekayla üretilen her eserde payı olduğu sürece bu ruhun izlerini çok net görebiliyoruz. İyi bir sanatçı, yapay zekayı sanat yapar gibi yöneterek ruha dokunan bir eser ortaya çıkarabilir. Ki zaten sanatın kökenlerine ve evrimine baktığımızda, her yeni teknolojinin başlangıçta eleştirildiğini ancak zamanla sanatın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini görüyoruz.

Yenilikçi bir teknoloji olan yapay zekanın pek çok işi insanların elinden alacağı düşüncesi oldukça yaygın bir düşünce. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce yapay zeka ile birlikte sanatta da insanın atıl kalacağı bir durum söz konusu mu yoksa siz yapay zekanın insanın yaratıcılığı ile beslendiğini mi düşünüyorsunuz?

Yapay zeka pek çok alanda işleri kolaylaştırıyor ve otomatikleştiriyor ancak sanat gibi derin yaratıcılık gerektiren alanlarda insanın yerini tamamen alabileceğini düşünmüyorum. Her birey kendi özgünlüğünü keşfettiğinde ve o özgünlükle üretim yaptığında, yeri doldurulamaz bir sanat yapıyor olacak. ‘Ortalama’ olanı başarılı bir şekilde yapan bir yapay zekanın işimizi elimizden alacağı düşüncesine sarılmak yerine kendi potansiyelimizi keşfedip en iyi yaptığımız şeyi en iyi ve özgün şekilde yapmaya devam etmeliyiz.

‘YAPAY ZEKAYI KULLANMANIN SANATIMI BANA DAİR YAPMADIĞI ALGISINDA BİR YALNIŞLIK VAR’

Yapay zeka kullanmanıza dair eleştiriler olmasına rağmen, ben sizin sanatınızda yapay zekayı bir araç olarak kullandığınızı görüyorum. Bu kapsamda, yapay zeka kullanmadan yaptığınız işler nelerdir ve yapay zeka bu işlerin neresinde duruyor?

Yapay zeka kullanmadan yaptığım işler arasında bestelerim, şarkı sözlerim, enstrüman performanslarım, vokal kayıtlarım, prodüksiyonlar ve daha birçok şey yer alıyor. Farklı sesleri toplayarak yaptığım parçalardan şarkı yapabilen yazılımlara kadar yapay zeka kullanmadığım birçok proje var. Ancak ben bu ayrımı artık anlamlı bulmuyorum. Çünkü daha şimdiden hayatımızın ve kullandığımız her aletin aktif bir parçası olan yapay zekayı kullanmanın sanatımı ‘bana dair’ yapmadığı algısında bir yanlışlık var. Onu kullandıkça fark ediyorum ki, kimin nasıl kullandığı ve ne amaçla kullandığına göre böylesine farklılık gösteren bir aracın; iyi bir sanat eserinde yer almasının sanat eserinin ‘daha iyi’ olup olmadığına dair bir şeyi değiştirmemesi gerekiyor. İyi ve özgür bir sanat eserini yapay zekayı kullanarak çıkarabilmek; herkesin elindeki bu aracı herkesin farklı şekilde kullandığını gösteren önemli bir kanıt olacaktır. Hepimizin kağıt kaleme sahip olması ancak birçoğumuzun iyi resim yapamaması gibi. Bu ‘yapay zekayla yapılan’ ve ‘yapılmayan’ ayrımı bundan birkaç yıl sonra bu kadar görünür ve önem arz eden bir ayrım olmayacak diye düşünüyorum.