Doyran için ÇED onayı öncesi uzman raporu: 'Narenciye üretimi düşecek'
Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde Doyran ve Geyikbayırı arasından geçen su kaynağına yapılmak istenen HES’e karşı kent ayakta. ÇMO, ÇED onayı öncesi projenin sakıncalarını içeren bir rapor hazırladı.
ANTALYA - Su kaynakları, yaban hayatı ve biyoçeşitlilik açısından çok zengin bir coğrafya olan, kelebek çeşitliliği bakımından da Türkiye ve Avrupa’da özel bir alan olarak gösterilen Doyran’a yapılacak HES’e karşı 11 köyde mücadele sürüyor. 8 Ekim’de Doyran’da yapılan bilgilendirme toplantısına siyasi partiler, çevre örgütleri, meslek odaları ve yöre halkı akın etti.
Uzmanlar HES projesinin ekosisteme olası etkileri üzerine uyarılarda bulunurken, proje alanının çevresindeki 11 köyün halkı adına konuşan Doyran Muhtarı Mehmet Akkaya da ortak itirazlarını sıraladı.
Nadir türlerin devamlılığı ve bölgede doğal yaşamın sürdürülmesi için HES yapılmasına şiddetle karşı çıkan yöre halkı, Doyran Çayı’nın yılın HES yokken bile yılın belli dönemlerinde kurumaya yüz tuttuğunu belirterek, “Olmayan suya HES olmaz” dedi.
'YETERİNCE ANALİZ EDİLMEMİŞ'
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Doyran Regülatörü ve HES Projesi’ni hazırlayan Doyran Enerji A.Ş'nin ÇED başvurusu yaparken verdiği bilgiler ışığında bir rapor hazırladı. Raporu, bilgilendirme toplantısı sırasında şirkete de sunan Çevre Mühendisleri Odası, Doyran HES’in ÇED sürecinde yeterince analiz edilmediğini ve halkın yaşamına uygun olmadığını söyledi.
‘KARADENİZ ÖRNEĞİ AKLA GELSİN’
Meslek odasının HES projesinin sakıncalarından bahsettiği raporda, şöyle denildi: "Ülkemizin enerji bağımsızlığı hedefini destekliyoruz ancak bu hedef, doğayı ve halkı koruyan sürdürülebilir yaklaşımlarla sağlanmalıdır. Antalya'nın doğasını, tarımını, insanını ve en nihayetinde ekosistemi tehdit eden Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES), bölgedeki su kaynaklarını cebri borularla enerji üretimi için kullanmayı hedeflemektedir. Ancak bu projenin, hem doğal ekosistemimize hem de yerel tarımsal üretimimize geri dönülmez zararlar vereceğini öngörmekteyiz. Geçmiş HES projelerinden alınan dersler, Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilen HES projelerinin doğaya ve ekonomiye verdiği zararlar dikkate alınmalıdır.”
‘PROJE, KALKINMA HEDEFLERİNE AYKIRI’
Projenin, 12’nci Kalkınma Planı’nın sürdürülebilir kalkınma ve kırsal kalkınma hedefleriyle ciddi bir tezat oluşturduğunun altını çizen raporda, “Doyran ve çevresindeki aile çiftlikleri ve tarım faaliyetleri, doğrudan bu su kaynaklarına bağımlıdır. Projenin hayata geçmesi, yerel halkın geçim kaynaklarını tehlikeye atacak ve bölgenin ekosistemini sarsacaktır. Ayrıca, bölgede yaşayanların içme suyu erişimi de ciddi şekilde azalacak, bu da halk sağlığı açısından büyük riskler doğuracaktır. Doyran HES gibi projeler, kırsal ekonomiyi zayıflatacak ve tersine göçü teşvik eden yaklaşımlarla çelişecektir. Kalkınma hedeflerine göre, Doyran gibi doğal alanların korunması, biyolojik çeşitlilik envanterlerinin zenginleştirilmesi ve çevre mevzuatının güçlendirilmesi gerekmektedir. Doyran HES projesinin uygulanması, bu hedeflerle ters düşmektedir” denildi.
Raporda, projenin en büyük çevresel tehditleri şöyle sıralandı:
'OVA SERACILIĞI VE NARENCİYE ÜRETİMİ DÜŞECEK': "Doyran HES projesi, bölgedeki tarım arazilerinin sulanmasında kullanılan su miktarını ve kalitesini ciddi şekilde düşürecektir. Özellikle, bölgedeki yayla ve ova seracılığı, narenciye üretimi ve Doyran patlıcanı gibi yerel tarımsal ürünler, bu proje sonucunda büyük zarar görebilir. Proje kapsamında suyun önce bir dengeleme havuzunda bekletilmesi, sonra doğal akim yerine cebri borularla taşınarak enerji üretimi için kullanılması, hem tarımda kullanılan suyun kalitesini ve miktarını düşürecek hem de sulanabilecek arazi miktarını azaltacaktır.
'SU KAYNAKLARININ AKIŞI BOZULACAK': Doyran Deresi'ni besleyen su kaynaklarının doğal akışını keserek ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği bozacak olmasıdır. Doyran Regülatörü ve HES Projesi'nin durdurulmasını ve Antalya'nın doğal zenginliklerini koruyacak, sürdürülebilir enerji çözümlerinin değerlendirilmesini talep ediyoruz. Antalya'nın önemli tarihi miraslarından biri olan Kelbessos Antik Kenti'nin de bölgede olduğu, bu tür projelere onay verilirken dikkate alınmalı. Bu süreçte akademik uzmanlar, kamu görevlileri ve halkın görüşleri dikkate alınarak vicdani ve bilimsel kararlar almasını bekliyoruz."