Robot vergisi: Nasıl olacak?

Robotlaşma, yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Toplumsal eşitsizliklerin dünyada hızla arttığı bir dönemde, vergi yükü emekçilere bindirilirken, robot sanayisi sayesinde bundan muaf tutulan şirketler kârlarını görülmemiş oranda artırıyor.

Google Haberlere Abone ol

Vincenzo Visco*

Vergi sistemleri, tarihsel olarak vergiye tabi (gerçek ve potansiyel) kesimlerin evrimi ardından gelişimini sürdürür. Başka bir deyişle, hükümetler bin yıllardır “parayı tekip ediyorlardı" (ve bunu hâlâ yapıyorlar). Dolayısıyla, tarım ve hayvancılık ürünlerinden toprak vergileri, emlâk ve ticaret vergileri, tüketim vergileri, ürünlerin değeri üzerindeki vergiler, gelir ve kârın vergilendirilmesi, kişisel vergilendirme, aşamalı vergilendirme, genel tüketim vergileri ve benzeri vergi düzenlemeleri, ekonomik kalkınma ve servet oluşumunu takip etmektedir.

Bill Gates tarafından geçtiğimiz günlerde ortaya atılan “robot vergilendirme” önerisi hiç de abartılı değildir; çünkü insan emeği tarafından temsil edilen vergiye tabi kesimin azalması kaçınılmazdır ki bu vergi er ya da geç başka kaynaklara yöneltilecektir. Elbette bu alışılmadık veya tartışmalı görünebilir.

ROBOT VERGİSİ NE ANLAMA GELİYOR

Ancak “robot vergileri” gerçekte ne anlama geliyor? Aslında, tartışmalar 20 yılı aşkın bir süre önce, emek üzerine aşırı bir vergi yükü yüklenmesi karşısında sosyal güvenlik katkı paylarını azaltmayı ve kısmen de “yeşil vergiler” (“çift katlı temettü” teorisi) ortaya çıktığında başlamıştı. Belirlenen vergi hedefi karbon emisyonları gibi olumsuz bir dışsallığı hedefliyordu.

Öte yandan diğer ekonomistler, temel “ücretleri”, “robot vergi beyanı” ilan edilen bir yöntemle katma değerli bir tabana dönüştürerek, sosyal sigorta primlerini azaltmayı teklif ettiler. Bu yaklaşım gerçekten de azalan bir vergi matrahı sorununun doğru ve akılcı çözümü gibi görünüyor.

Aslında, son 30 yılda büyük ülkelerdeki emek gelirinin payı milli gelirle karşılaştırıldığında, işgücü haricindeki gelirlerle (şirket kârları, faizler, finansal kiralamalar) eşdeğer bir düşüşle, on puanın üzerinde azalma gösterdi. Dolayısıyla, vergiyi emekten diğer gelirlere kaydırmak, böylece geliri sabit tutmak kesinlikle mantıklı bir yaklaşım olacaktır ve bu nedenle, örneğin ücretlere dayalı sosyal katkıların ulusal gelirin katma değerinin tamamına uygulanan bir vergi ile değiştirilmeye çalışılması gereklidir. Bu, robotların dahi vergi paylarını ödemelerini sağlamanın en kolay ve en uygun yoludur. Dahası, bu, emek maliyetini büyük ölçüde düşürecektir. Örneğin, İtalya'da sosyal güvenlik katkıları brüt maaşların yüzde 33'ünü oluşturmaktadır. Katma değerin tamamında aynı vergi toplanırsa, yaklaşık yüzde 16'lık bir oran yeterli olacaktır.

EŞİTSİZLİĞİN DENGELENME YOLLARI

Bu, robotların aleyhine ve herkesin yararına bir genel refah kaynağı yaratacaktır. Diğer vergiler artık gelir ile orantılı ayarlanır ve bu bağlamda kurumlar vergisi kademeli olarak artırılabilir.

Daha zor olan şey, robotların bireysel olarak tanımlandığı ve tespit edildiği bir sistemi hayal etmek olacaktır. Aslında sorun vergi teknolojisi ile değil, vergilendirmeyi daha adil, rasyonel ve dengeli hale getirmekle ilgilidir. Bunun yanı sıra, mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin tasarımı ve işleyişi yeniden düzenlenmeli ve yeniden düşünülmelidir.

Özünde, “robotlar”, toplam GSYIH'ya (Gayri Sâfi Yurt İçi Hâsıla) göre kârlarını artıran şirketler tarafından kullanılıyorsa, ileride bu artan kârların en çok tercih edilen vergilendirilebilir taban haline geleceği açıktır.

Zenginliklerin yeni üretim kaynağı bugün için internet (ve bazen bir “veri vergisi” öneriliyor olması tesadüf olmamakla birlikte) ve otomasyondur; ancak mevcut vergi kanunları gereğince bunlar yok sayılıyor veya muaf tutuluyor. Yalnızca en yenilikçi ve kârlı şirketleri tercih eden çeşitli ülkelerde, “patent kutuları”nı ya da kurumlar vergisiyle ilgili tartışmalı bir rekabeti destekleyen kuralların peşinde koşma meselesi üzerinde düşünmemiz gerekiyor.

Şu an için, dünyanın Bill Gates'in işaret ettiği yönde ilerlediğini görüyoruz. Bu esnada eşitsizlikler hızla artmakta, yoksulluk büyümekte ve orta sınıf kaybolmaktadır. Dünya, bir avuç aşırı zengin ya da güçlü insan ile hakları ve kaynakları olmaksızın, giderek genişleyen kitleler arasında bir kutuplaşma eğilimi gösteriyor. Er ya da geç bu nedenle bir toplumsal çatışma patlayacak ve yalnızca vergi oranlarını değiştirerek değil, aynı zamanda ekonomik olarak yeniden örgütlenerek ve (aşırı durumdaki) mesai saatlerini azaltarak, çözülmesi gerekecek. Peki bu ne kadar sürecek?

*Vincenzo Visco, Roma Üniversitesi La Sapenza Üniversitesi’nde Kamu Finansmanı Profesörüdür. Ayrıca İtalya'da milletvekili ve eski bir maliye ve hazine bakanıdır.

Makalenin aslı  Social Europe sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)

Etiketler ekonomi Robot vergi