Az karbonhidrat hoşgörüyü artırıyor

Bilim insanlarının beslenme konusunda gerçekleştirdiği yeni bir araştırma, davranışlarımızın beslenmemizle doğrudan ilişkili olabileceğini öne sürüyor. Düşük karbonhidratlı beslenme, insanları daha cömert ve iyi huylu yapıyor olabilir

Google Haberlere Abone ol

Clare Wilson*

Karbonhidrat oranı düşük olan bir diyet, sağlığınızı (iyi yönde) etkilemekten fazlasını da yapabilir; sizi daha hoşgörülü bir insan haline getirebilir. Kahvaltı esnasında az miktarda karbonhidrat tüketen kişiler, birkaç saat geçtikten sonra oynanan bir para paylaşımı oyununda daha cömert kararlar verdiler.

Almanya’da bulunan Lübeck Üniversitesi’nden Soyoung Park, “Aşırı (düşük karbonhidrat içeren) diyetler, insan davranışlarına etki edebilir” diyor. Bu durumun sebebi, daha az nişastalı yiyeceklerin daha fazla protein içerme potansiyelinin bulunmasıdır; bu durumsa beynimizin karar verme sürecinde (salgılanan) dopamin (duygu ve hareketlerimizi etkileyen bir salgı) düzeyinin yükselmesine yol açıyor olabilir.

Bilindik tavsiye, yemeklerimizin, ekmek, patates ve makarna gibi nişastalı karbonhidratların çevresinde toplanması gerektiğidir. Düşük karbonhidratlı diyetlerde, (beslenme biçimi) protein açısından zengin olan et, süt ve fıstıklarla değiştirilerek daha yüksek miktarda protein alınır.

Protein diyeti, kanımızdaki dopaminin öncüsü olan bir amino asidin düzeyini etkilemektedir. Park, amino asit artışının dopamin düzeyini yükseltmesinden ve karar verme süreçlerini etkilemesinden dolayı, düşük karbonhidratlı bir diyetin insanların davranışlarını değiştirip değiştirmeyeceğini merak ediyordu. Bu konuyu anlamak isteyen ekibi, insanların çiftler halinde ayrıldığı ve eşlerine verilen paranın ne kadarlık bir kısmını diğer eşle paylaşacağına karar verecekleri "ültimatom oyunu"na katılmalarını istediler. Teklifi kabul ederseniz, ikiniz de nakiti alırsınız; ancak reddetmeniz durumunda hiç kimseye bir şey ödenmiyor.

CEZALANDIRMAYI TEŞVİK ETMEK

Teorik olarak insanların bu teklifi her zaman kabul etmesi bekleniyordu; çünkü küçük bir miktar bile olsa (daha işlevseldir), genelde insanlar küçük miktardaki teklifleri reddederler. Park, “küçük bir kayıp yaşansa dahi parayı haksız biçimde paylaştıranların cezalandırılmasını teşvik etmek istiyoruz,” diyor. Bu, antisosyal davranışları engellemek amacıyla gerçekleştirilen çabaları çağrıştırıyor. “Bu karar, sahtekârları cezalandırmayı teşvik ediyor ve iyi bir topluluğun yaratılmasını sağlaması bekleniyor,” diyor.

Park’ın ekibi öncelikle, sabah 87 kişiye kahvaltıda ne yediklerini sordu ve oyunu oynamalarını talep etti. Düşük karbonhidratlı bir kahvaltı yapanların haksız uygulamaları kabullenme eğilimi daha yüksekti ve neticede yüzde 76'sı böyle davrandı; buna karşın, yüksek karbonhidrat grubun yüzde 47'si kabullenme eğilimi gösterdi.

Daha sonra iki farklı günde oyunu birkaç tur oynamadan önce, 24 kişiden kahvaltı için (araştırmanın yapıldığı büroya) gelmeleri istendi. Gönüllüler, ekmek, reçel ve meyve suyu veya düşük karbonhidratlı jambon, peynir ve süt içeren yüksek karbonhidratlı bir kahvaltı yaptıktan sonra ikinci günün diğer öğünlerinde yemekler yendi. Ekip, düşük karbonhidratlı bir yemekten sonra insanların daha bağışlayıcı olduklarını ve yüksek karbonhidrat kahvaltıdan sonra yüzde 31’lik bir grubun haksız uygulamaların yaklaşık yüzde 40’ını kabul ettiğini tespit etti.

Düşük karbonhidratlı beslenme vücudumuzu birçok yönden etkileyebileceği için (örneğin kan şekerinin düşük seviyede kalması gibi), ekip gönüllülerden kan örnekleri aldı. ‘Tirozin’ adı verilen bir bileşik olan dopamin öncül salgısının seviyesini ölçtükleri zaman, düşük karbonhidratla beslenen insanların tirozini daha yüksek seviyede salgıladıklarını ve bu yüksek tirozin dozunun gözlemlenen bağışlayıcı tavırla ilişkili olduğunu tespit etti. Glikoz da dahil olmak üzere bir dizi diğer kan ölçümündeyse bu tür bir ilişki tespit edilemedi.

ÖDÜL SİNYALİ

Dopamin böyle bir etkiye neden olabilir; zira beynimize bir ödül kazandığımızı bildirmekle yükümlüdür. Belki de kahvaltılarının ardından daha yüksek bir dopamin seviyesine ulaşan insanlar, düşük bir parasal miktarı eşlerinin düşündüğünden daha makul bir miktar olarak görmüşlerdir ve bu sebeple düşük teklifleri kabul etmeleri ihtimali daha yüksektir, diye yorumluyor Park.

Diğer yandan, insanların daha düşük teklifleri başka nedenlerle de kabul etmeleri mümkündür. Park, daha az agresif hissediyor olabilirler veya daha mantıklı olan budur; çünkü ekonomik anlamda doğru davranış, düşük olan teklifleri kabul etmektir. Yine de sebebi ne olursa olsun, insanların kahvaltılarının içeriği, davranışlarını etkiliyor gibi görünüyor.

University College London’dan Bahador Bahrami, diyetin bu özel koşullarda insanların karar mekanizmalarını etkilediğini söylüyor; ancak “Diğer davranışları ne oranda değiştiğini henüz bilmiyoruz” diyor. “Bu, insanların maliyet-fayda algısına yönelik oldukça kendine has bir araştırmadır. Birçok farklı sosyal kararlara ilişkin olarak da aynı neticeyi görmemiz lazım,” diyor.

Daha önce yapılan bir araştırma, hâkimlerin, yemek molasından hemen önce mahkumların şartlı tahliye kararlarını onaylama ihtimalinin oldukça düşük olduğunu göstermişti. Bu durumun sebebi, hâkimlerin kendilerini aç hissetmeleriydi; ancak “Gerçek sebep belki de düşük dopamin düzeyine sahip olmalarıdır,” diyor Park.

Yazının orijinali New Scientist sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)