'Renkli insanlar' terimi kabul edilebilir mi?
Siyahlarla ilgili renkli terimi yeniden tedavüle girme eğilimi gösteriyor. Peki siyahlar bu konuda neler hissediyor?
Yolanda Moses*
Bir gün bir öğrenci dersin ardından yanıma gelerek “Asya kökenli öğrencilere ne demeliyim?” diye sordu. “Sadece Asyalı desem ya da ait oldukları ulusu söylesem doğru olur mu?” diyerek devam etti. “Eğer bir hata yaparsam ve bir Çinli öğrenciye Japon dersem ne olur? Irkçı görünmek istemiyorum.”
Öğretmenlik yaptığım kampüste olduğu gibi, parçası olduğum toplumun örgütlerindeki insanlar da genellikle bu tür sorularla bana geliyorlar.
Çoğu kez, beyaz insanlar Afro-Amerikalılar, Latinler, Asya-Pasifik adalarından insanlara ve diğerlerine nasıl seslenmek gerektiğini merak ediyorlardı. Genelde rahatsız edici olmaktan çekindikleri için hassas davranıyorlardı ve insanların nasıl çağrılmayı tercih ettiklerini gerçekten bilmek istiyorlardı. Genelde verdiğim cevap, “Sadece sor” oluyordu. Saygılı bir şekilde sorulursa, genellikle iyi oluyor. Irkçı terminoloji, araştırıp yazan kişiler için bile yıldırıcı oluyor.
Özellikle (ABD) güney eyaletlerinde, 19. yüz yıldan 20. yüz yılın ortalarına kadar siyahların “renkli” olarak adlandırıldığını hatırlayacak kadar yaşlıyım. Louisiana’da büyüyen annem gibi daha yaşlı siyahlar için kesinlikle “N ile başlayan kelimeler” açısından bir gelişme olarak “Negro” (kara derili manasında, Afrika kökenliler açısından aşağılayıcı bir terim olarak kabul ediliyor) sözcüğünün kullanımının bitişini de hatırlıyorum. 1970’li yılları hatırladığımda, Kara Güç hareketi çağın en parlak dönemiydi ve “Siyah güzeldir” sloganı, en azından genç nesil siyah öğrenci aktivistler ve akademisyenler tarafından popüler biçimde kullanılmaya başlanmıştı. 1980’lerde “Afro-Amerikan” sözcüğü yaygınlaştı ve bugün “renkli insanlar” teriminin kullanıldığını duyuyoruz.
TERİM KARMAŞASI
“Renkli insanlar” terimini tam olarak kimi nitelemektedir? “Renkli” sözcüğüne bir geri çekiliş mi var ve sadece Afro-Amerikalıları tanımlamak için mi kullanılıyor?
“Renkli insanlar”, esasen Birleşik Devletler ve Kanada’da beyaz olmayan herhangi bir kişiyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Sadece Afro-Amerikalılara atıfta bulunmaz; aksine, tüm beyaz olmayan grupları kapsıyor ve sistemsel ırkçılığın ortak deneyimlerini vurguluyor; bu, aşağıda daha ayrıntılı olarak tartışacağımız önemli bir noktadır.
Sözcüğün kökeni nedir? Oxford İngilizce Sözlük, Karayipler’deki Fransız sömürge döneminde ve Kuzey Amerika’daki La Louisianne’de kullanılan bir terimden kaynaklandığını söylüyor. Geleneksel olarak “gens de couleur libre” (renkli özgür insanlar) ya da kölelikten kurtulmuş ya da özgürlüğüne kavuşmuş karışık Afrika ve Avrupa kökenli insanlara atıfta bulunuyordu. 20. yüz yılın sonlarında “renkli kişi” teriminin, “beyaz olmayan” teriminin yerine geçmesi tercihen kabul edildi. Ne yazık ki, kontrast, renkleri olmayan ya da “beyaz ten” sahibi olan insanlar karşısında “renk” sahibi tüm insanlara odaklanıyor. Bununla birlikte, “azınlık” kelimesi, özellikle de Kaliforniya, Teksas, New York ve Florida’daki renklerin sayısal bir azınlık olmadığı bölgelerde olumsuz bir anlam ifade etmekteydi.
'BEYAZLIK AYRIMI ORTADAN KALKAR MI?'
Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri’nde 2016 yılındaki lisanımız hâlâ devam etmekte olan ırkçılık hiyerarşisini -en üstte beyazlar olmak üzere- yansıtmaktadır. “Renkli insanlar” teriminin kullanımı, örneğin, birinin asıl ülkesini belirtmekten (Meksikalı-Amerikalı, Afrikalı-Amerikalı vb.) daha az rahatsızlık verebilir. Danıştığım kimi insanlar, köken ülke terimlerinin kullanılmasını tercih ettiklerini söylüyor; çünkü birinin köken ülkesi ile şimdi yaşadığı yer arasında bağlantı kuruyor. Yani benim sorum şu ki eğer “beyaz”ı “Avrupalı-Amerikan” ya da “İranlı-Amerikan”a çevirirsek, o zaman “beyaz” sözcüğünü de ortadan kaldırabilir miyiz?
Eldeki soruna geri dönersek, “renkli insanlar” terimi, farklı ırksal veya etnik gruplardan çok sayıda insanı içeren önemli bir role sahip olabilir. Bu grupların, mülkiyetinde olmayan veya marjinalize olmuş birçok kişi adına, toplu şekilde politik ve sosyal eylemler için birbirleriyle dayanışma yürütme potansiyeli vardır. Bu terminoloji sosyal adalette, sivil haklarda ve insan hakları bağlamlarında yararlıdır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mevcut Siyahların Yaşamı Değerlidir (Living Black Matter) hareketiyle bağlantılı olarak, üniversite ve üniversite kampüsündeki birçok renkli gruptan öğrenci, hareketin çabalarını destekliyor.
Günlük dilde “renkli insanlar” teriminin kullanımı ne kadar kabul görüyor? Yazar Kee Malesky, “Renkli’den 'Azınlıklara’ ve ‘Renkli İnsanlar’a Yolculuk” başlıklı bir blog yazısında, bu terimlerin evrimini ele alıyor ve “renk insanların” ana akım haline geldiğini gözlemliyor. Bu terim, siyasi çevrelerden veya sosyal adalet alanlarından kaynaklanmış olabilir ancak akademik çevrelerde yaygınlaştı ve akademik yazı ve konuşmalarda kabul edildi.
Ancak “renkli insanlar” terimi “beyaz” olmamayı vurguladığından, pek çok kişi bu terimi sevmemektedir; çünkü “hepimizi tek bir olguya indirgiyor” diye düşünüyorlar. Beyaz veya Kafkas kökenliler (Kafkas kökenlinin kendisi de sorunludur) en azından şimdilik diğer toplulukların etiketleme ölçüsü olarak ortaya çıkıyor.
ABD’de, bu kültürel çağda, hâlâ ırkçı bir sosyal ve kültürel hiyerarşi içinde yaşıyoruz ve dilimiz bu gerçeği aşmak için devam etmekte olan çabalarımızı yansıtmaya devam ediyor.
* Yolanda Moses, ABD-Riverside Kaliforniya Üniversitesi’nde çeşitlilik, eşitlik ve mükemmellik alanlarında antropoloji profesörüdür.
Makalenin orijinali Sapiens steinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)