Ben kartalım: Uzayda uyuyan ilk insan Titov
Sovyetler Birliği kozmonotu Gherman Titov, meslektaşı Yuri Gagarin kadar ismini duyuramasa da birçok ilke imza atan insanlardan biri. Uzayda uyuyan ilk insanın oldukça farklı bir hikayesi bulunuyor.
Ogün Işık - [email protected]
Gherman Stepanoviç Titov, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) havacılık ve uzay tarihinin en önemli kahramanlarından biri. Sovyet kozmonot, uzaya ilk çıkan insan Yuri Gagarin kadar bilinmese bile, bu onun Soğuk Savaş’taki rolünü ve önemini değiştirmiyor. Titov, 'uzayda uyuyan ilk insan', 'uzaya giden en genç insan' olmak gibi birçok ilki başarırken, SSCB–ABD arasındaki uzay yarışına damga da vurdu.
İLK YILLARI VE EĞİTİMİ
İsmini Aleksandr Puşkin’in bir roman karakterinden alan Gherman Stepanoviç Titov, 11 Eylül 1935’te, Altay bölgesinde, Verkhneye Zilino’da dünyaya geldi. Ortaokuldayken kendilerini ziyaret eden bir amcasından çok etkilenen Titov, onun gibi bir pilot olmaya karar verdi ve 1953’te Kazakistan’ın Kustanai kentinde bulunan 9. Askeri Hava Okulu’na girdi. 1957’de bu okulu bitirdi ve 2. Leningrad Havacılık Bölgesi’nde pilotluk yapmaya başladı. Birçok fiziksel ve psikolojik testi geçtikten sonra (ses geçirmez bir odada iki hafta kalmaya varana kadar), 1960 yılında, 'Sovyet Altılısı' olarak bilinen ilk kozmonot grubuna seçildi ve uzay macerası başladı. Bir öğretmen çocuğu olan Titov, elbette bunun kendisine uzay alanında bir dezavantaj yaratacağını düşünmemişti.
PROPAGANDA KURBANI TİTOV
Titov da Gagarin gibi tüm eğitimlerden başarıyla geçmiş bir kozmonottu ve yetkililer uzaya gidecek ilk insanı seçmekte zorlanıyorlardı. Nitekim bu zorlu seçim, Nisan 1961’deki ilk uçuşun başlayacağı güne kadar yapılamadı. Çünkü iki aday da son derece başarılı, yetenekli ve istekliydi. Hatta çoğunluğun görüşüne göre Titov, Gagarin’den bir gömlek üstün bir kozmonottu. 12 Nisan 1961’de Vostok 1 adlı uzay aracı hareketlenmeden birkaç saat önce, Sovyet Hava Kuvvetleri Komutanı seçimini yaptı ve uzaya ilk gidecek olan insanın Yuri Gagarin olacağını açıkladı.
Titov’un seçilmeme sebebi ile ilgili birçok farklı görüş bulunmakta. Bazı kaynaklar, Gagarin’in sadece 'daha güzel bir gülümsemesi olduğunu', Titov’un ciddi görünüşünün insanlar tarafından beğenilmediği için seçilmediğini söylüyor. Başka bir görüşe göre, Titov halk tarafından daha çok seviliyordu ve ilk uzay uçuşunun faciayla sonuçlanması halinde yönetim, Titov’u değil de Gagarin’i kaybetmeyi göze almıştı. Tüm bunlar birer iddia olmanın ötesine geçemezken, Gagarin’in seçilmesinin en güçlü sebebi olarak, Sovyet propagandası için daha çok işe yarayacağının düşünülmesi gösteriliyor.
Titov, Altaylı bir öğretmen çocuğuyken; Gagarin ise Smolensk’te doğmuş bir köylü çocuğuydu. Uzaya giden ilk insanın bir köylü çocuğu olması SSCB propagandası için daha değerli görüldü. SSCB, Rusya’nın küçük bir köyünde doğan bir insanın bile uzaya gidebileceğini tüm dünyaya göstermek istiyordu. Ancak Gagarin’in seçilmesi Titov’la olan dostluklarını hiçbir zaman etkilemedi. Gherman Titov, her konuşmasında Yuri Gagarin’den ‘büyük dost’ diye söz etti. Ayrıca Gagarin’in uzaya çıkış tarihinden tam bir yıl sonra, 12 Nisan 1962’de, bu tarihin 'kozmonotlar günü' olmasını teklif etti. Titov’un önerisi kabul edildi ve her yıl 12 Nisan’da 'Dünya Kozmonotlar Günü' kutlanıyor.
UZAYA ÇIKAN EN GENÇ İNSAN
Gagarin Dünya yörüngesinde bir tur attı ve uzayda bir günden daha kısa bir zaman geçirdikten sonra geri döndü. İnsanın uzayda yaşayabileceğini kanıtladı ve görevini tamamladı. Bu kısa uçuşun ardından tüm dünya tarafından tanınır hale geldi. Gagarin’in ardından, ABD Alan Shephard ve Virgil Grissom adlı iki astronotunu uzaya yolladı. Ancak bu uçuşlar sadece Mercury adlı kapsülün içinde, suborbital (Dünya yörüngesinde dönülmeyen) uçuşlar olarak kaldı. ABD ilk orbital uçuşunu 1962’de, bir günden uzun süren ilk uçuşunu ise 1963’te yapabildi. Titov’un uçuşu bu bağlamda tam bir propaganda zaferi olacaktı.
Gherman Titov, 6 Ağustos 1961’de Kazak Cumhuriyeti'ndeki Baykonur Kozmodromu’ndan Vostok 2 adlı araç ile uzaya fırlatıldı. Uzaya çıktığında 26 yaşına henüz girmemiş olan Titov, bu sayede uzaya çıkan en genç insan olma şansına erişti ve bu unvanı hâlâ korumakta. Ayrıca 25 saat 18 dakika süren uçuşla, uzayda bir günden fazla zaman geçiren ilk insan oldu. Kendisine verilen profesyonel bir Konvas kamerayla 10 dakika boyunca çekim yaptı ve Dünya’yı uzaydan filme kaydeden ilk kişi olmayı başardı. Dünya’nın yörüngesindeki altıncı dönüşüne kadar heyecandan konuşamayan Titov, Afrika Kıtası’nın üzerinden geçerken yeşil ormanları ve sarı çölleri bir leopar desenine benzettiğini söylemişti. O anda ise tarihe geçecek şu sözler duyuldu: ‘Ya Orel, Orel!’’ (Ben Kartal’ım, Kartal!)
Uçuş planlarına göre uzayda tam 8 saatlik bir uyku uyuması gerekiyordu, ancak uykuya dalması zor oldu ve 7 saat uyuyabildi. Bebek gibi uyuduğunu söyleyen Titov, uzayda uyuyan ilk insan unvanını da kazanmıştı. Ardından egzersiz yaptı, öğününü yedi ve bunları da uzayda yapan ilk insan oldu.
Titov uçuş sırasında, içinde bulunduğu araç Vostok 2’nin kontrolüne iki kere geçti ve mekiği manuel olarak kullandı. Dolayısıyla, uzayda araç kullanan ilk insan olma şansına da sahip oldu. Yörüngede dönüş sırasında ise Titov, birden baş dönmesi ve mide bulantısı hissettiğini merkeze bildirdi. O anda anlam verilemese de ileride birçok astronotun ve kozmonotun muzdarip olacağı ‘uzay hastalığı’, ilk kez Gherman Titov’da görülmüştü.
"NE MELEKLERİ NE DE TANRIYI GÖRDÜM"
Bir günden fazla süren uçuşun ardından Dünya’ya dönen Titov, gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı. Eşinden izin almadan uzaya gittiğini ve onu ilk gördüğü anda kendisinden bu yüzden azar işittiğini söyleyen Titov’un, esprili ve çarpıcı sözler söyleyeceği daha ilk röportajından anlaşılmıştı aslında. Çünkü Yuri Gagarin’e ait olduğu iddia edilen ünlü söz, "Uzayda ne melekleri ne de tanrıyı gördüm" aslında Gherman Titov’a aitti.
5 Mayıs 1962’de eşiyle birlikte ABD’deki Seattle Dünya Fuarı'nı ziyaret eden Titov’a, uzay uçuşunun yaşam felsefesini nasıl etkilediği sorulmuştu. O ise şöyle cevaplamıştı, "Bazen insanlar, tanrının orada olduğunu söylüyor. Bütün gün özenle bakıyordum ama orada kimseyi bulamadım, ne melek gördüm ne de tanrı gördüm. Hiçbir tanrı roket yapmaya yardım etmiyordu, roket kesinlikle halkımız tarafından yapıldı ve uçuş da insan tarafından yapıldı, bu yüzden Tanrı'ya inanmıyorum.’’
Titov'un bu sözleri ülkesi aleyhine bir propagandaya dönüştürüldü. Daha önce onu 'nazik ve kibar bir adam' olarak tasvir eden ABD gazeteleri, bu sözler üzerine hemen ‘tanrısız bir komünist’ ilan etti. Birçok ABD gazetesi SSCB’yi ‘din karşıtı’ olarak göstererek kara propaganda yarışına girişti.
Ancak yine de Titov daha sonra NASA adına ilk orbital uçuşu yapan astronot John Glenn’le ve ABD’li yazar ve havacılık uzmanı Martin Caidin’le tanıştı. Hatta Caidin ile işbirliği yaparak ‘Ben Kartalım’ adlı biyografik kitabı yayınladı.
UÇUŞTAN SONRA TİTOV
Gherman Titov başarıyla tamamladığı görevinin ardından birçok uzay programına katıldı. Uzaya giden diğer kozmonotlar ile 1962'de Zhukovskiy Hava Kuvvetleri Mühendislik Akademisi’ne eğitim mühendislik test pilotu olarak girdi. Yuri Gagarin 1968’de bir test uçuşunda hayatını kaybedince, SSCB ikinci kozmonotunu kaybetmemek için Titov’un test uçuşu yapmasını yasakladı. Bu dönemde Spiral Uzay Uçuşu Projesi için kozmonot ekibinin başkanlığını yapan Titov, 1968'de Zhukovskiy'te aldığı eğitimi bitirdi ancak gelecekte uzay uçuşu ihtimali zayıf görünüyordu; zaten ilk uçuşunda uzay hastalığı geçirtmişti. Ayrıca Spiral'in asla hayata geçirilmeyecek bir program olduğu da ortaya çıkınca, Sovyet Savunma Bakanlığı’nda kariyer yapmayı seçti. Titov, Ekim 1992'de ordudan albay rütbesiyle emekli oldu.
Daha sonra siyasete atılan Titov, 1995-1999 yılları arasında Komünist Parti’den Kolommna şehri duma üyesi seçildi. Uzaya gidemedi ama Ay’daki bir kratere ismi verildi. İki adet Lenin Nişanı ve sayısız madalya aldı. Sovyetlerin 'ikinci kozmonot'u 20 Eylül 2000’de Moskova’da bir saunada ölü bulundu. Karbonmonoksit zehirlenmesinden hayatını kaybettiği açıklandı. 2011 yılında Altay Bölgesi’nde adına bir müze açılan Gherman Titov, bugün de "Sovyetler Birliği’nin en büyük kahramanlarından biri" olarak anılıyor.