Kennedy suikastının sır gibi saklanan yüzde 1'i

Kennedy'nin öldürülmesiyle ilgili gizli arşiv belgeleri ekim ayında açıklandı. Suikastın yıldönümünde de yeni bilgiler dünya gündeminde tartışılmaya devam ediyor. Bugün ABD halkının sadece yüzde 33'ü Kennedy'i Oswald'ın vurduğuna inanıyor. Peki yeni belgeler bize ne anlatıyor?

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski ABD başkanı John Fitzgerald Kennedy (JFK) 22 Kasım 1963'te öldürülmüştü. Ulusal arşivde suikastla ilgili 5 milyon sayfa kayıt bulunuyor. Bu kayıtların yüzde 88'i 1990'lı yıllardan itibaren halka açıldı. Sonradan yüzde 11'lik “hassas kısımlar” ayıklanarak halka açık hale getirildi. Geriye hâlâ açıklanmayan yüzde 1'lik bir bölüm kalmıştı. Açıklanmayan bölüm içinde 3 bin tane hiç açıklanmamış, 30 bin tane de sansürlenmiş doküman bulunuyor. 1992 yılında kabul edilen bir yasaya göre bu kısım başkanlık makamları aksini beyan etmedikçe 26 Ekim 2017'de halka açılacaktı. Son başkan Donald Trump da yaptığı açıklamayla son kısmın da kamuoyuna açıklanmasına izin vermiş oldu. Donal Trump, daha fazla bilgiye yönelik bildirim çerçevesinde uzun zaman önce tasnif edilmiş ve erişimi engellenmiş olan (JFK) belgelerin açıklanmasına izin vereceğini söyledi.

Suikastın soruşturulması için kurulmuş olan Warren Komisyonu raporunu 1964 yılında yayınladı. Bu rapora göre tetikçi Lee Harvey Oswald, Teksas Okul Kitaplığı deposunun güney doğu köşesinden, altıncı katın penceresinden ateş etmişti.

1968 yılında, dört doktordan oluşan bir komisyon, Warren Komisyonu raporunun tıbbi sonuçlarına destek verdi. 1975'te Rockefeller Komisyonu, CIA’in suikaste karıştığına dair “güvenilir bir kanıt” bulamadığını açıkladı. 1979 yılında ABD Temsilciler Meclisi Suikastler Komitesi, Warren Komisyonu raporuna büyük ölçüde destek verildiğini ancak “büyük bir olasılıkla Kennedy’ye bir değil iki tetikçinin ateş açtığı” sonucuna varıldığını belirtti.

JFK suikastı bugüne kadar hakkında en çok komplo teorisi üretilen vakalardan biri. Five Thirty Eight sitesi tarafından öncülük edilmiş olan ve Survey Monkey tarafından gerçekleştirilmiş bir ankete göre halkın sadece yüzde 33'ü Kennedy'i sadece Lee Harvey Oswald'ın öldürdüğüne inanıyor.

ARŞİV YASASINI OLIVER STONE'A MI BORÇLUYUZ?

Aslında Kennedy suikastının örtbas edildiğine dair ilk ciddi çıkışlardan biri New Orleans Başsavcısı Jim Garrison tarafından yapıldı. Garrison, 1967 yılında suikastı araştıran Warren Komisyonu'nun 'yalnız tetikçi Lee Harvey Oswald' tezinin tamamen yanlış olduğunu ve Oswald'ın o meşhur kitap deposundan tek bir atış bile yapmadığını söyledi. Oliver Stone'un 1991 tarihli ünlü JFK filmi Garrison'un iddialarına dayanıyordu. Yönetmenin filmde işlediği tez, Vietnam Savaşı'nı ve Soğuk Savaş'ı bitirmek isteyen Kennedy'nin bir tür derin devlet komplosunun kurbanı olduğuydu. Filmin hiç de fena bir film olmaması bir yana, Washington Post da dahil çok sayıda kaynak 1992 yılındaki yasal düzenlemeyi bu filme borçlu olduğumuzu söylüyor.

KENNEDY NASIL VURULDU?

Kennedy'nin öldürüldüğü tarihe atıfta bulunan 22 november 1963 isimli site Oliver Stone'un filminde işlenen tezlerin teyit edilmesini iş ediniyor. Örneğin filmde sıklıkla vurgu yapılan üzerinden duman çıkan çimenlik tezinin doğru olduğunu söylüyor. Bu da birden fazla tetikçi olduğu tezini doğruluyor. Filmde bol bol kullanılan materyallerden biri de bir kıyafet üreticisi olan Abraham Zapruder tarafından yapılan canlı çekimdi. Bir Demokrat Parti sempatizanı olan Zapruder o gün başkan Kennedy'nin seçim konvoyunu filme almak için gelmişti. Onun yerine kendisine ABD başkanının vuruluş anına şahitlik etmek kısmet olmuştu. Bu kayıt, filmde de değinilen iki teoriyi çürütüyor. Birinci sorunlu tez, sihirli kurşun teorisi. Bant kaydında da görüldüğü üzere Kennedy'nin boğazından vurulduğunda verdiği tepki Teksas Valisi John Connaly'nin başkan arkadan vurulduğunda verdiği tepkiden önce. Buna ek olarak JFK'nin öldürücü yarayı aldığında geri ve sola savrulması da önden ateş edildiğini gösteriyor.

Oliver Stone'un filmindeki zayıf noktalar ise tanıklıklar. Örneğin Kevin Bacon tarafından canlandırılmış olan William O Keefe gerçek bir karakter değil. Halbuki filmde epey konuşkan ve kilit bir karakter. Diğer tarafta William O Keefe'in sevgilisi olduğu ve suikastin esas planlayıcısı olduğu iddia edilen ve Tommy Lee Jones tarafından canlandırılmış olan Clay Shaw da filmde ima edildiğinden çok daha alt düzey bir CIA ajanı ve filmin sonunda da itiraf edildiği gibi Shaw'un olaya ne kadar dahil olduğuyla ilgili pek de somut deliller yok.

Bugünkü başkan Donald Trump'ın açıklanmasına izin verdiği belgelerde ise Oswald'ın Jack Ruby tarafından vurulacağının FBI tarafından bilindiği ortaya çıktı. FBI direktörü J. Edgar Hoover’ın 24 Kasım 1963 tarihinde yazdığı bilgi notunda “Dün gece Dallas’daki ofisimizi sakin bir sesle arayan bir adam Oswald’ı öldürmeyi amaçlayan komitenin üyesi olduğunu söyledi. Polis şefini konuyla ilgili bilgilendirdik ve bize Oswald için gerekli güvenliğin sağlanacağı konusunda garanti verdi. Bu sabah polis şefini aradığımızda Oswald’a karşı düzenlenecek olası eylemler konusunda tekrar uyardık. Bize tekrar yeterli güvenliğin sağlanacağı konusunda güvence verdi. Ancak bu yapılmadı” diyor. Trump'ın izniyle yayınlanan diğer bir belgede ise Sovyetler Birliği'nin ABD'nin suikastı bahane olarak kullanıp kendilerine saldırmasından korktuğu ortaya çıktı.

Lee Harvey Oswald

OSWALD KGB AJANI MI?

Merkezi Haberalma Teşklilatı (CIA ) belgelerinde ise Küba'nın ABD büyükelçisinin Kennedy'nin ölümüne sevindiğine dair bir bilgi yer alıyor. Mexico City'de CIA tarafından yapılan izleme ve telefon dinlemelerine dayanan başka bir belgeye göre ise Lee Harvey Oswald, 28 Eylül 1963 günü Mexico City'deki SSCB Büyükelçiliği'nde, konsolos Valeriy Vladimiroviç Kostikov ile görüştü.

Daha sonra 1 Ekim'de büyükelçiliği arayan Oswald, kırık dökük bir Rusça ile kendisini ismen tanıttıktan sonra, telefondaki görevliye "Washington'a telgraf konusunda yeni bir şey olup olmadığını" sordu.

CIA belgesi, adı geçen diplomat Kostikov'un "Bilinen bir KGB (Sovyet istihbarat servisi) üyesi" ve "sabotaj ve suikastlerden sorumlu" 13. bölümün mensubu olarak tanımlıyor.

KGB kayıtlarında ise Lee Harvey Oswald nevrotik bir manyak olarak tanımlanıyor ve Oswald'ın Sovyet istihbarat teşkilatıyla hiçbir bağının olmadığı söyleniyor. KGB, kendi yaptığı değerlendirmede Dallas bölgesinde örgütlenmiş olan aşırı sağ gruplara dikkat çekiyor.

Tabii JFK olayıyla ilgili olarak CIA'nin de muhtelif dünya liderlerine yönelik suikast planları olduğuna dair kayıtlar da var. CIA'in başta Küba lideri Fidel Castro olmak üzere başka ülkelerin liderlerini ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerinin ayrıntılarını veriyor. Ki biz bu bilgiye Domuzlar Körfezi fiyaskosu sebebiyle de vakıfız. O konuya sonra geleceğiz.

1975 tarihli bir "bilinenlerin özeti" başlıklı 84 sayfalık belgeye göre ise CIA'nin suikast girişimi yapmayı düşündüğü liderler arasında Kongo lideri Patrice Lumumba ve Endonezya Devlet Başkanı Sukarno'nun da bulunduğu anlaşılıyor.

FBI'ın New Orleans ofisi kaynaklı belgeler, büronun 1963 yılı Ekim ayında yani suikast öncesinde Oswald'ın izini bulmaya çalıştığına işaret ediyor. New Orleans'daki bir FBI ajanı, Küba'daki kaynaklara göre Oswald'ın izlenmeye değer biri olduğunu ve bu bilgiyi Dallas'taki yetkililere gönderdiğini yazıyor. Belgede ajan "Onlar (Dallas FBI ofisi) halihazırda Lee Harvey Oswald'ın yerini tespit etmek için soruşturma yürütüyor" diye belirtmiş.Bu arada FBI'da da Oswald'ı öldüren gangster Jack Ruby ile ilgili Dallas polisiyle arasının epey iyi olduğuna dair bilgiler var.

JFK suikastıyla ilgili ortaya çıkan en ilginç tanıklardan biri de eski CIA ajanı Antonio Veciana'ydı. Şu anda 88 yaşında olan Antonio Veciana, 1959 yılında CIA'nin Fidel Castro'yu öldürmek için devşirdiği ilk Küba göçmenlerinden biri olarak biliniyor. Veciana, 1962 yılının ortalarında Küba ve Castro'ya yönelik askeri operasyonlar yapmak için oluşturulan Alpha 66 ekibinin kurucuları arasında yer alıyor.

CIA'nin Domuzlar Körfezi hezimetinden sonra çok sayıda asker öldü, binden fazla savaşçı da esir alındı.

DOMUZLAR KÖRFEZİ'NDE NE OLDU?

Antonio Veciana'nın Öldürmek İçin Yetiştirildi (Trained to Kill) isimli kitabına göre sonradan CIA Genel Direktörü Richard Helms'e göre Kennedy kardeşler, Castro'nun devrilmesi için ısrarcıydı ama Domuzlar Körfezi operasyonuyla ilgili tereddütleri olduğu için hava desteği göndermemişti.

Fidel Castro'yu devirmek için düzenlenen Domuzlar Körfezi Operasyonu büyük bir fiyaskoya dönüştü. Çok sayıda asker öldü, binden fazla savaşçı da esir alındı. Salon.com sitesinin kurucusu ve Eski CIA Direktörü Allen Dulles hakkında Şeytan'ın Satranç Tahtası (Devil's Chessboard) kitabının yazarı David Talbot ise CIA'nin Domuzlar Körfezi'ni, JFK'yi kendilerine biat etmeye zorlamak amacıyla, özellikle başarısız olması için kurguladığını söylüyor.

Bugün ise herkes çok büyük umutlarla bekledi ama Donald Trump arşivlerin bir kısmını gene sansürledi. Bu yüzden Kennedy'nin kim tarafından, nasıl, neden öldürüldüğü konusunda komplo teorileri devam ediyor. Oliver Stone sayesinde en popüler teorilerden biri de Kennedy'nin Vietnam Savaşı'nı bitirmek istediği. Öte yandan mesela Kennedy'nin aslında Vietnam Savaşı'nı bitirmek istediği tezinin doğruluğu konusunda ciddi kuşkular var. Zira, Kennedy döneminde hem askeri bağlamda hem de ekonomik bağlamda Vietnam Savaşı'na verilen destek artıyor. Kennedy başkan olduğunda Vietnam'da 700 asker varken 1963 yılının Kasım ayında bölgedeki asker sayısı 16 bin 700'e çıkmış durumda.

Gene Oliver Stone sağolsun “Kennedy aslında Soğuk Savaş'ı bitirmek istiyordu.” şeklinde de bir algı var ama o dönemde uygulanan, barış içinde birbirini kabullenip bir arada yaşama (peaceful coexistance) politikasına rağmen Kennedy'nin sıkı bir anti komünist geçmişi var. Henüz kongre üyesi olduğu ilk zamanlarda Harry Truman'ın yeterince kararlı durmayıp Çin'i kaybettiğini söyleyen koroya katıldı. Soğuk Savaş'ın ilk büyük davalarından biri olan Alger Hiss'in komünist ajan olarak suçlanmasında aktif rol oynadı. Emek komitesindeyken komünist bir sendika liderinin suçlanmasına vesile oldu. Başkanlığa adaylığını koyduğu 1960 yılında bile, Eisenhower'ı silahlanma yarışında Sovyetlerin arkasına düşmekle ve Küba'yı kaybetmekle suçluyor.

JFK olayıyla ilgili en mantıklı komplo teorilerinden biri onu gerçekten de CIA'nin öldürtmüş olabileceği. Çünkü tam da Kennedy Domuzlar Körfezi skandalından sonra Küba'yla ilişkileri düzeltmeye çalışırken CIA Firavunfaresi Operasyonu'yla meşguldü. Bu operasyonda CIA, mafyanın da desteğiyle, hem Castro rejimine hem de sivil köylere karşı silahlı sadırılar düzenliyorlardı. Bunun üstüne Kennedy, CIA'nin bazı yetkilerini orduya devretmişti.

Son başkan Donald Trump da bu konuda yan çizdiği için suikastla ilgili temel, püf noktası bazı ipuçlarının hâlâ sansürlü olduğunu görüyoruz. Belki işin içinde aşırı sağcılar da vardı, ABD istihbaratı tarafından devşirilen Küba mafyası da. Bunu hâlâ bilemiyoruz. Net olarak bilebildiğimiz şey, gerçekleri öğrenmedikç çok daha fazla komplo teorileriyle karşı karşıya kalacağız.

Kaynakça:

http://www.independent.co.uk/news/long_reads/john-f-kennedy-assasination-cuba-cia-lee-harvey-oswald-antonio-veciana-a7957481.html

http://abcnews.go.com/Politics/secret-john-kennedy-assassination-files-set-release/story?id=50630313

https://fivethirtyeight.com/features/the-one-thing-in-politics-most-americans-believe-in-jfk-conspiracies/

http://www.bbc.com/news/world-us-canada-41708854

http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41748100

http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41775738

http://edition.cnn.com/2017/10/26/politics/jfk-files-latest/index.html

http://mcadams.posc.mu.edu/progjfk5.htm

http://22november1963.org.uk/