Denis Mukwege: Bütün erkeklerin takip etmesi gereken örnek

Kadına karşı şiddetin ve kadın düşmanlığının teşvik edildiği bir dönemde Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Kongolu jinekolog Denis Mukwege’nin bir ilham kaynağı... Bu Nobel Barış Ödülü, tüm erkeklerin takip etmesi gereken bir işaret gibi görülmeli.

Google Haberlere Abone ol

Eve Ensler*

Denis Mukwege’nin Nadia Murad ile birlikte Nobel Barış Ödülü'nü kazandığının açıklanması, kadınları iyileştirmek, onlara değer vermek ve onurlandırmak için her şeyini tehlikeye atan sıradışı bir adam açısından her anlamda hak edilmiş bir takdirdir. Bu, gezegenin her yerindeki erkeklere de aynı şeyi yapmaları için bir çağrıdır. Dünyanın, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki (DKC) Panzi Hastanesi ile Mutluluk Şehri'nin (City of Joy) eş kurucusu olan Mukwege’nin hikâyesinden birçok nedenden ötürü haberdar olması gerekiyor. Fakat bu hikâyeyi 2018’de her zamankinden daha çok işitmemiz gerekiyor.

KADIN DÜŞMANLIĞI TÜM DÜNYADA YAYILIYOR

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı bu hafta, kendisiyle birlikte gülüp eğlenen bir kalabalığın önünde bir cinsel taciz mağduruyla alay etti. Kadınlara karşı şiddet ve onu harekete geçiren yaygın kadın düşmanlığı, dünya genelinde canlanıyor. Şu an bu şiddetin ortasındayken, nihayet bir umut ışığı göründü.

Mukwege’yle ilk olarak 2006’nın sonunda, BM benden onunla bir söyleşi yapmamı istediğinde tanıştım. Gözleri, tanık olduğu acılardan dolayı kan çanağına dönmüştü. Kısa süre sonra, kurduğum şiddet karşıtı V-Day hareketinin, dünyanın dikkatini DKC’deki savaşa ve kadınlara uygulanan vahşete çekme çabalarını destekleyip destekleyemeyeceğini incelemem için beni DKC’ye davet etti.

Panzi Hastanesi’ne geldiğimde, Mukwege’nin etrafının, iyileştirdiği ve morallerini düzelttiği, yüzlerce cinsel şiddet mağduru tarafından sarıldığını hatırlıyorum. Mukwege yıllar boyunca tecavüz mağdurlarının yaralarını, Kongo’nun kaynaklarını -özellikle de telefon ve bilgisayarlarda kullanılan 'koltan' maddesini- kâr hırsıyla yağmalayan ve çok uluslu şirketler hesabına çalışan milislerin açtığı hızda iyileştirdi.

Panzi Hastanesi'nde tedavi görmeyi bekleyen kadınlar.

Yalnızca hayat kurtarmakla kalmadı, aynı zamanda BM'den Avrupa Parlamentosu’na ve Washington’a dek her yerde, bu kadınların korkunç kaderine dikkat çekmek için tüm dünyayı da dolaştı. Yıllar boyunca, sesi boşlukta yankılandı ve kimse onu dinlemek istemiyor gibi görünüyordu. O, (mağdur kadınlarla birlikte) dünyayı, DKC ve başka yerlerde tecavüzün bir savaş ve silahlı çatışma taktiği olarak kullanılması konusundaki vurdumduymazlıktan uyandırdı.

'ÖDÜL, MÜCADELE EDEN HERKESİN'

Mukwege, bu sabah beni aradığında, arkasında şarkı söyleyip dans eden kadınların sesleri duyuluyordu. Bana, 'bu ödülü, on yıllardır dünya genelinde cinsel şiddete maruz kalma korkusuna son vermek için çaba sarf eden tüm mağdurlar ve aktivistlerle paylaştığını' söyledi. "Tecavüze uğrayanlar yalnızca tanınmaya değil, tazminat almaya ve cezasızlığa son verilmesine ihtiyaç duyuyorlar" diyordu.

2011 yılında, Christine Schuler Deschryver, Muwkege ve ben, DKC’nin Bukavu bölgesinde, öncü bir şifa sığınağı ve devrimci bir merkez olan Mutluluk Kenti'ni kurduk. Burası, tecavüze uğrayan kadınların iyileşmek, hayatlarını yeniden kurmak ve toplumlarına bir lanetli gibi değil, bir lider olarak geri dönebilmeleri eğitildiği bir yer. Bugüne dek, 1.117 kadın burada iyileştirildi; kendi topluluklarında birer lider oldular ve bu toplulukları, acıyı güce çeviren yeni bir anlayış modeliyle dönüştürdüler.

Hayatını kadınlara karşı şiddete son vermek için daha fazla adamış başka bir erkek tanımıyorum. O bunu yapıyor; çünkü kadınları seviyor ve onlara değer veriyor. Bunu yapıyor; çünkü DKC’nin kadınlarının, geleceğin can damarı olduğunu biliyor. O, tam anlamıyla zarif ve fedakâr bir adam.

ERKEK-EGEMEN KÜLTÜR TEŞVİK EDİLİYOR

Erkeklerin –Trump ve daha birçokları tarafından- kadınları aşağılamak, işten atmak ve onlara karşı zehirli yollarla tanımlamalar yapmak açısından ataerkil tahakkümü yeniden tesis etmek yönünde cesaretlendirildiği ve hiçbir cezayla karşı karşıya kalmadan bizlere nasıl saldırdıklarını anlatarak övündükleri bir çağda, sizlere şunu söyleyebilirim: Mukwege, örnek bir erkektir. Mukwege sevgi yoluyla, sevgiyle birikte, sevgiye doğru yol aldı. Kadına yönelik ataerkil şiddet kültürünün egemenliğine son vermek için hayatını tehlikeye attı (2012’de bir suikast girişiminden kurtuldu). Yapabileceği en tehlikeli şeyleri bizimle, bizim için, yanımızda durarak yaptı.

Bu Nobel Barış Ödülü, -kabarmaya devam eden cinsiyetçilik ve erkek baskısının karanlığında- tüm erkeklerin takip etmesi gereken bir işaret gibi görülmeli.

*Eve Ensler, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmek için mücadele eden bir oyun yazarı ve aktivist. V-Day hareketinin kurucusu.

Kaynak:

Yazının aslı The Guardian gazetesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)