Kalakuta Cumhuriyeti lideri: Fela Kuti
Şarkı sözlerinin merkezine toplumsal mücadeleyi koyan Fela Kuti, durmaksızın gözaltına alınır, stüdyosu basılır. 1974 yılında ilk kez cezaevine girer. Kalakuta'daki bu hapishaneden çıktığında stüdyosuna döner ve tabelayı değiştirir: Kalakuta Cumhuriyeti!
Çoğumuzun 'Childish Gambino' sahne ismiyle tanıdığı Afro-Amerikalı sanatçı Donald Glover, yaklaşık iki yıl önce 'This is America' şarkısına yaptığı kliple dünya gündemine oturmuştu. ABD'de bireysel silahlanma, siyahlara yönelik saldırılar gibi pek çok toplumsal konuyu işleyen Glover yalnız müziğiyle değil, yazarlığını yaptığı 'Atlanta' gibi dizilerle de Afro-Amerikalıların yalnız belli toplumsal alanlara sıkışmışlığı gibi siyahların kendi gündemlerini farklı bir açıyla ele aldı. Her bir parmağında başka bir marifet olan Glover, YouTube'da 6 yüz milyonun üzerinde izlenen 'This is America'nın klibine de çoğumuzun fark edemediği bir kişiyi gizledi. Bu isim, Afro Beat müziğinin öncüsü, Pan Afrikacı sosyalizm düşüncesini kıtanın müzikleriyle buluşturmuş, yaptığı eserler dolayısıyla 200'den fazla kez karakola/cezaevine düşmüş fakat mücadelesinden vazgeçmemiş bir Nijeryalı olan: Fela Kuti... Klipte Glover'ın üstsüz, boynunda zincirlerle, Kuti'nin dans figürlerini sergilemesi, bizi 1970'lerin Afrikasına götürüyor.
Çoğu sanatçı günümüzde kendini 'muhalif' olarak tanımlayabiliyor. Elbette içlerinde gerçekten mücadelenin içinde yer alan ve bedel ödeyenler de var. Bu değerli isimleri tenzih ettiğimizi özenle belirtelim ancak kimilerinin 'muhalif' damarı, sadece yabancı gazetelere verilen mülakatlarda kendini gösteriyor. Fela Kuti'nin sanat anlayışı ve yaşam ise günümüzde biraz sözünü ettiğimiz şekilde yaralanmış 'muhalif' tanımını yerle bir ediyor. Şimdi gelin, Glover'ın boynundaki zincirlerin asıl sahibinin yaşamına ve müziğine seyahat edelim.
'BİZ KENDİMİZ İNGİLİZ SANIYORDUK'
Her biyografiye aileden söz ederek başlarız. Herkesin, aile ile ciddi bağları vardır, söylemeye gerek bile yok. Fakat Fela Kuti'nin Abeokuta, Nijerya'da 1938 yılında dünyaya geldiği ailede bu bağlar, dünya ortalamasının hayli üstünde kalıyor. Annesi -ki Fela Kuti'nin hayatına yön veren isimdir- Funmilayo Ransome-Kuti, hali vakti yerinde bir aileden gelmektedir. Öte yandan ülkesinin önde gelen feminist ve Pan Afrikacı düşünce savunucularındandır. Babası da Nijerya Öğretmenler Sendikası'nın ilk başkanı ve bir papaz olan Israel Ransome-Kuti'dir. Çoğu büyük müzisyen gibi Fela da küçük yaşlarında enstrümanlarla tanışır. Babasından piyanoyu öğrendikten sonra, annesiyle mücadeleyi tanır. Funmilayo, Pan Afrikanizm düşüncesinin o dönemki en güçlü isimlerinden olan Gana'nın ünlü lideri Kwame Nkrumah ile ilişki halindedir. Hatta bir gün Nkrumah, gemi ile Nijerya'ya geldiğinde Funmilayo da onu karşılamaya gider. Annesi, henüz çok küçük olmasına karşın oğlunu gemide yapılan bir toplantıya bile sokar.
Fela Kuti 17 yaşına geldiğinde babasını kanserden kaybedince annesinin hayatındaki rolü daha da artar. Onun yardımlarıyla tıp eğitimi almak üzere Londra'ya yolculuk eder. Fakat işler planlandığı gibi gitmez. Londra'nın zengin yeraltı müzik dünyası, bu genci de içine çeker ve üniversitede müzik eğitimi almaya karar verir. Fela Kuti, İngiltere'de sadece müziği değil, paradoksal bir şekilde Afrikalı kimliğini de bulur. Bir röportajında şöyle diyor:
“Biz İngiliz olduğumuzu kabul etmiştik ve İngiltere'ye gitmiş kimselerin 'efendi' olduğu düşünülürdü. Herkes İngiltere'ye gitmek ve eve 'efendi' olarak dönmek istiyordu. Afrikalı olmak üzerine daha önce hiç düşünmemiştim, böylesi bana hiçbir şey ifade etmiyordu. Ta ki yaşamımın sonraki dönemlerine kadar. Afrikalı olmanın farkındalığının neye benzediğini İngiltere'deyken hissetmeye başladım. Çünkü ilk kez, İngiltere'ye geldiğimde 'Oh, vay canına, beyazlar bizi çok da sevmiyormuş' diye düşündüm. Kalacağım odaları ayarlarken yaşadığım bir deneyimdi. O dönem İngiltere'de bir gazeteyi elinize aldığınızda 'Kiralık ev: Siyahlar ve köpekler kabul edilmez' ilanlarını okuyordunuz. Bu benim canımı çok sıktı. Böylece İngiltere'deki öğrencilik günlerimde Afrikalı olmanın nasıl olduğunun farkına vardım. Ancak Afrikalılar olarak sunabileceğimiz hiçbir şeyimiz yoktu, çünkü kendimizi İngiliz sanıyorduk.”
'EĞLENCE MÜZİĞİ' VE GERİ BIRAKILMIŞLIK
Londra'daki ilk müzik grubu deneyimlerinde dahi Fela'nın özgün tarzı kendisini gösterir. Gana müziklerini Nijerya müziğiyle birleştirir. 1960'ların sonlarında ülkesine döndüğünde Nijerya İç Savaşı, onun müziğine yaklaşımları da değiştirir. Kendi ülkesinde anlaşılmadığını düşünerek 10 ay sürecek bir turne için ABD'ye gider. Fela'nın bu seyahati, onun hem politik hem de müzikal olarak tam anlamıyla 'olgunlaştığı' bir sürece dönüşür. ABD'de hayatına giren bir isim, ailesinden aldığı siyasi mirası şekillendirir. Kara Panter Partisi üyesi Sandra Akanke Isidore ile yaşadıkları ilişki sırasında dönemin Pan Afrikacı ve sosyalist literatürü alanında okumalar yapar. Sandra'nın hayatına girişi hakkında şunları söylüyordu Fela:
“Sandra bana bilmek istediğim eğitimi verdi. Benim gözlerimi açan kişiydi. Afrika hakkında daha önce hiç bilmediğim şeyleri ilk kez ondan duyuyordum! Sandra benim yol göstericimdi. Benimle siyaset ve tarih üzerine konuşurdu. Bildiklerini bana öğretti ve bildikleri başlangıç için bana yeter de artardı.”
Sandra, Fela Kuti'nin görüşlerini ayakları üzerine koyduktan sonra ülkesine dönen Nijeryalı sanatçı, müziğini de farklılaştırmıştır, artık şarkılarında tam anlamıyla Afrika'nın köklerine yolculuk edecektir. Öncülük ettiği bu tarz 'Afro Beat' olarak biliniyor. Işıklar, danslar ve çok fazla enstrümanlar. Grup arkadaşı ülkesine döndüğünde Fela'nın müziğinde yaşanan değişimi “Halkın gözlerini, kalbini ve düşüncelerini açmaya çalışıyordu” sözleriyle betimliyor. Kendisi de bir röportajında şunları söylüyor:
“Evet, eğer İngiltere'deyseniz müzik eğlencenizin bir enstrümanı olabilir. Aşk hakkında şarkı söyleyebilirsiniz, bir sonra seferde kiminle birlikte yatağa gireceğiniz hakkında şarkı söyleyebilirsiniz. Ama benim kendi çevrem, benim toplumum, halkımızın üzerindeki uzaylı bir sistem tarafından geri bırakılmış. Yani eğlence müziği diye bir şey yok, aşk gibi bir şey yok. Halkın var olmak için bir mücadelesi gibi bir şey var.”
ASKERİ DİKTATÖRLÜK, BASKILAR, HAPİS
Şarkı sözlerinin merkezine toplumsal mücadeleyi kuran Fela, haliyle baskılarla karşılaşır. O günlerde Nijerya'daki baskıcı askeri diktatörlük, Fela'yı durmaksızın gözaltına alır, stüdyosunu basar. Sonuç olarak 1974'yılında ilk kez cezaevine girer. Kalakuta'daki bu hapishaneden çıktığında stüdyosuna döner ve tabelayı değiştirir: Kalakuta Cumhuriyeti! Bu isim sadece Fela'nın karşılaştığı baskılara karşı verdiği biraz mizahi bir cevap değildir. İçerisi sahiden bir 'cumhuriyeti' andırmaktadır. Öyle ki kendilerince kanunları bile vardır.
Askeri diktatörlüğe karşı yazdığı 'Zombie' isimli şarkı, Nijerya'ya döndükten sonra yaptığı müziğe en iyi örneklerden biri olarak gösterilebilir. Bu gibi şarkılara cevap, Kalakuta Cumhuriyeti'ne yaklaşık bin civarı askerin katıldığı operasyon olur. Bina ateşe verilir, askerler içerideki kadınlara cinsel istismarda bulunur, Fela Kuti'nin annesi Funmilayo'yu camdan dışarı atar. Yaraları bir türlü iyileşmeyen annesi, aylar sonra hayatını kaybedecektir. Fela yakalanınca diğer çoğu kişi gibi çırılçıplak soyulur, kanlar içerisinde kışlaya kadar götürülür. Çıktığında maddi ve manevi olarak çok yara almıştır ancak hiç olmadığı kadar güçlüdür.
Saldırının ardından mücadeleye devam eder. Ancak Kalakuta Cumhuriyeti, baskının birinci yıl dönümünde ilginç bir olaya tanıklık eder. Fela Kuti, Afrika'nın geleneklerine dönüşü öne sürerek aynı anda 27 kadınla evlenir. Elbette bu olay özellikle Batı dünyasında büyük yankı bulur. Genelde Fela Kuti'nin bir süreliğine 27 kadınla evlenmesi üzerinden gidilir ancak sanatçının aynı dönemde 'kadının yeri evidir' gibi oldukça sıkıntılı ifadeleri mevcuttur. Dolayısıyla Fela Kuti'yi ilahlaştırmadan bu yanını da belirtmek gerekiyor.
İKİ MÜZİSYEN BULUŞUNCA: BURKİNA FASO SEYAHATİ
Kalakuta baskınından sonra Fela Kuti daha radikal şarkılar kaleme almaya başlar. Fakat bunlar kendisine sürgün yollarını aralar. Döndüğünde, Halk İçin Hareket isminde bir siyasi oluşum kurar ve devlet başkanlığına adaylığını koyar. Fakat adaylığı yasaklanır. Daha sonra yine baskılar, tutuklamalar... Bu sefer beş yıl boyunca cezaevinde kalacaktır. Çıktığında tüm eşlerinden boşanır, artık evlilik kurumuna inanmadığını söyler. Müzikal hayatı bu dönem durağanlaşsa da siyasi olarak varlığını sürdürür. Örnek vermek gerekirse 1987 yılında Burkina Faso'ya yaptığı yolculuk kıtada ses getirir. Burada tanışacağı bir asker daha önce Nijerya'da karşısına dikildiği ordu mensuplarından oldukça farklıdır. Genç, müzisyen ve sosyalist bir subay, ülkesinde yeni devrim yapmış, Afrika'nın kaderini, kıtanın bu en yoksul toprak parçasından birinde değiştirmeye çabalamaktadır: Thomas Sankara...
Daha önce Sankara ve Burkina Faso deneyiminden uzun uzun bahsetmiştik. Tekrara düşmemek için bu yazıyı adres gösterelim.
Afrika genelinde yapılacak bir kültür festivaline katılmak üzere Burkina Faso'nun başkenti Ouagadougou'ya gelen Fela Kuti, ziyaretini 'hayatının en heyecan verici deneyimlerinden biri' olarak değerlendirir. Fela Kuti, Burkina Faso'da Thomas Sankara yönetiminin gerçekleştirdiği devrimi 'Afrika'da şu anda başına gelmiş en güzel şey' olarak yorumlar. Ülkesinin kendi marşını Paris Komünü'ne öykünerek yazan ve besteleyen Sankara için 'adil, dürüst, halkının insanı' yorumunu yapar. Sankara bu görüşmeden kısa süre sonra askeri darbeyle katledilecektir.
Fela Kuti, 1997 yılında AIDS'e yakalandığı için hayatını kaybeder. Fakat Afrika'ya, Afro Dünya'ya çok büyük bir miras bırakır. Bugün yalnızca Afro Beat ile değil, aynı zamanda mücadeleci kimliğiyle de hatırlanıyor. Yanlışıyla doğrusuyla Fela Kuti karşılaştığı her baskıdan çok daha güçlü çıkmış, bunları yaparken bir oldukça özgün bir müziği tüm dünyaya dinletmiş. Meydan boşalınca ortaya çıkan 'muhalif sanatçı' kimliğine de bilerek bilmeyerek bir yanıt vermiş...
Kaynaklar ve daha detaylı bilgilerin yer aldığı adresler
Faces of Africa – Fela Kuti: The Father of Afrobeat (CGTN Africa)
https://www.theguardian.com/music/musicblog/2016/may/05/fela-kuti-10-best-songs
http://bianet.org/biamag/kultur/110860-siyah-baskan-ve-fela-kuti-afrikali-spartakus