Wall Street Journal: YPG terörist değil

Wall Street Journal gazetesi, Cerablus operasyonunu başyazısında ele aldı. IŞİD'in Türkiye için YPG'den daha büyük bir tehdit olduğunu yazan gazete 'Ankara'nın sınırlarında otonom bir Suriye Kürt bölgesine izin vermesi gerektiği' yorumunu yaptı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Amerikan gazetesi Wall Street Journal, başyazılarından birini Türkiye'nin Suriye politikasına ayırdı. Gazete, Ankara'nın YPG'ye yönelik tutumunu değiştirmesi gerektiği yorumunu yaparak şu ifadeleri kullandı: "Eğer onlar olmasaydı, IŞİD Suriye'nin kuzeyini çok uzun zaman önce ele geçirmiş ve Türkiye'ye daha büyük bir risk yöneltmişti."

Gazetenin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye ziyaretiyle eş zamanlı yayımlanan başyazısının tercümesi şöyle:

'AMACI ÇOK ŞEY SÖYLEYECEK'

Askeri açıdan bakıldığında, Türkiye'nin çarşamba günü şafak vaktinden önce Suriye sınırını geçmesi ne büyük, ne de özellikle karmaşık bir operasyon. Yaklaşık 20 tankla Özgür Suriye Ordusu'ndan 500 askerin yanı sıra Amerikan hava güçleri ve özel kuvvetleri IŞİD'i Fırat'ın kıyısındaki Cerablus'tan çıkarmak için Suriye'nin batısına girdi. Akşama gelindiğinde kasabayı ele geçirmiş, IŞİD'i Türkiye sınırındaki son kalesinden ve kilit önemdeki tedarik hatlarından birinden mahrum bırakmışlardı.

Bununla birlikte, Cerablus baskının daha geniş kapsamlı stratejik sonuçları olacaktır. Bu sonuçlar, operasyonun amacının IŞİD terörüyle savaşmak mı, yoksa ABD'nin bu savaştaki en iyi müttefiki olan Kürt güçlerini püskürtmek için bir başka fırsat olarak kullanmak mı olduğuna göre değişecektir.

'ZAMANLAMAYI 'KORKU' BELİRLEDİ'

Şu ana dek, durum ikincisi gibi görünüyor. Harekatın IŞİD'li bir intihar bombacısının Gaziantep'te bir düğünde 54 kişiyi öldürmesinden birkaç gün sonra düzenlenmesine rağmen, Ankara'nın zamanlamasını ABD destekli Kürt YPG'nin Fırat'ı geçip Cerablus'u kendisinden önce ele geçirmesine dair korku belirlemiş görünüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kürdistan İşçi Partisi veya PKK'yle varolduğu iddia edilen bağlantılarına dayanarak YPG'yi bir terör örgütü olarak görüyor. Erdoğan, Türkiye'nin güneydoğusunda haberlerde az yer verilen bir 'arıtma' savaşı yürütüyor ve YPG'ye düzenli olarak top atışıyla saldırıyor.

'YPG TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL'

Fakat YPG bir terör örgütü değil ve Suriye'de IŞİD'le savaşta, Washington'ın en etkili vekili. Mücadelenin büyük kısmını, etnik Kürtler, Araplar ve Ezidilerden oluşan YPG savaşçıları yürütüyor. Onlar olmasaydı, IŞİD Suriye'nin kuzeyini çok uzun zaman önce ele geçirmiş ve Türkiye'ye daha büyük bir risk yöneltmişti.

Çarşamba günü Türkiye'ye giden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Erdoğan'a bu argümanı iletmesini umuyoruz. Biden, Erdoğan'ın Fethullah Gülen'i sorumlu tuttuğu darbe girişimi sonrası gerilen ilişkileri düzeltmek için Ankara'da. Fakat Gülen'in darbeye karıştığına ilişkin kanıtlar zayıf ve ABD yönetimi Türkiye'nin iade taleplerine direnmekte haklı. Erdoğan'ın sözde komploculara yönelik tasfiyesine ABD'nin katkıda bulunmasına iyi bir tarafı yok.

'IRAK'IN KUZEYİ GİBİ...'

Biden aynı zamanda Türkiye'ye, YPG'ye düşman gibi davranmakla veya Irak Kürdistanı'yla akraba olan, belki de birleşecek olan bir otonom Kürt bölgesine karşı çıkmakla kazanacağı hiçbir şey olmadığını izah etmeli. Irak'ta 1991'deki Körfez Savaşı'ndan sonra ABD'nin uçuşa yasak bölgesinin yardımıyla kurulan otonom bölge, siyasi ılımlılık, askeri hüner ve Amerikan yardımıyla Ortadoğu'da nadir görülen bir başarı haline geldi. Bu tür başka komşular Türkiye'nin işine yarar.

'TÜRKİYE İÇİN DE ÇEKİCİ'

Türkiye'nin güvenliğine yönelik ana tehdit dışlanmış Kürtlerden veya Erdoğan'ın sürüler halinde tutukladığı liberal aktivistlerden değil, İslamcı cihatçılardan geliyor. Türkiye dışındaki bir otonom Kürt bölgesi ayrılıkçı Kürt eğilimlerini yatıştırır ve Araplar arasındaki karmaşalara karşı da bir tampon hizmeti görür. IŞİD veya Beşar Esad alternatifleri göz önünde bulundurulduğunda, bunun çekici olması gerekir.

'ERDOĞAN BİLE ANLAYABİLİR'

Suriye'de Kürtlerin otonom olması, bunu hak eden bir müttefiki ödüllendirir ve ülkenin kendi kendilerini yöneten Kürt, Alevi ve Sünni bölgeleri arasında daha geniş kapsamda bölünmesi açısından bir şablon oluşturur. 1990'ların ortasında Bosna'daki savaşın bitirilmesine bu tür bir formül yardımcı olmuştu. Şimdi de, Suriye'deki iç savaşı körükleyen 'ya hep hiç' temelindeki iktidar mücadelesini çözebilir.

Türkiye cumhurbaşkanı 13 yıllık iktidarında bir devlet adamından çok tehdit ve güç yoluyla yöneten bir lider oldu; Cerablus baskını da muhtemelen ciddi bir politika değişikliğine işaret etmiyor. Fakat gerçekler inatçıdır ve Erdoğan bile, Suriye'deki katliamların sınırlarına taşmasına izin vermek yerine Kürtlerin kazanmasına izin vererek daha az şey kaybedeceğini anlayabilir.

MAKALENİN İNGİLİZCE TAM METNİ