'Türkiye Suriye'de bir maceraya sürükleniyor'
Arap basının gündeminde bu hafta Musul harekâtı vardı. Bir diğer gündem maddesi ise Türkiye ve Suriye arasında yaşanan gerilim oldu. Mekke'ye yönelik balistik füze iddiası ve yaklaşan Lübnan'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri basının gündemindeydi.
DUVAR - Ortadoğu Dünyası bu hafta yine en fazla Musul harekâtını konuştu. Irak resmi medyasının verilerine göre, harekâtta 800 civarında militanını kaybeden IŞİD'in sivillere yönelik katliamlarından duyulan endişe giderek artıyor. Haşdi Şabi milislerinin Telafer harekâtı ise yeni bir tartışma başlattı. Suriye Ordusu ve Suriye Demokratik Güçleri’nin, Türkiye’nin başlattığı Fırat Kalkanı harekâtına katılan Suriyeli gruplara yönelik saldırısı bu hafta basının ne fazla tartıştığı konulardan biri oldu.
MUSUL HAREKÂTI
Irak’ın resmi gazetelerinden El Sabah, Irak Ordusu ve Peşmerge güçlerinin uluslararası koalisyonun desteğiyle 17 Ekim’de başlattığı Musul harekâtında, Cuma günü öğlen saatlerine kadar 93 köy ve kasabanın kontrolünün IŞİD'den alındığını yazdı. Gazete, harekâtta Cuma gününe kadar öldürülen IŞİD militanlarının sayısının 772, tutuklananların ise 23 olduğunu kaydetti.
SİVİL HALKA YÖNELİK ENDİŞELER ARTIYOR
Harekâtın başlamasından sonra IŞİD'in intikam amacıyla kentte sivil halkı katlettiğine dair haberler gelmeye başlamıştı. Bu hafta basına yansıyan haberlere göre, IŞİD bir taraftan Irak Ordusu ve beraberindeki güçlere karşı koymaya çalışırken, diğer taraftan sivil halka yönelik şiddet uygulamalarına devam ettiği kaydedildi.
Suriye’de yayımlanan El Vatan gazetesi, kentten gelen bilgilere göre, IŞİD'in adam kaçırma, sokağa çıkma yasakları ve sokak ortasında idam etme gibi uygulamalarının devam ettiğini belirtti.
Gazetenin Kürt kaynaklara dayandırdığı haberinde, IŞİD'in Suriye’den giden savaşçılarla Irak Ordusuna karşı önlemleri arttırdığı kaydedildi:
“Irak güçlerinin Musul harekâtında gösterdiği ilerleme karşısında, terör örgütü IŞİD, Musul’da kalabilmek için her yolu deniyor. Bu gelişmeler karşısında sivillerle ilgili endişeler de giderek büyüyor. Kentten gelen haberlere göre IŞİD, kontrol altında tuttuğu bölgelerde sokağa çıkma yasakları, adam kaçırma ve sokak ortasında idam gibi uygulamalara başvuruyor.
Kürt kaynaklara göre, Suriye’den gelen yabancı savaşçılarla kentte Irak Ordusunun ilerleyişini kırmak için güvenlik önlemlerini arttırıyor. Yine kaynaklar, kente giden yollar eve köprülerin hepsinin bombalarla tuzaklanmış olduğunu belirtiyor.”
HAŞDİ ŞABİ’NİN TELAFER HAREKÂTI
Musul harekâtının başlamasından önce ve sonra, harekâta katılıp katılmayacağı çok fazla tartışılan çoğunluğu Şiiler’den oluşan milis kuvvetleri Haşdi Şabi’nin Telafer’e yönelik harekât başlattığını duyurması, Arap basınında en önemli konular arasında yer aldı.
Rusya’nın Arapça yayın yapan televizyonu Russia Today’in “Haşdi Şabi, Musul’un batısında yeni bir cephe açarak Telafer’e yönelik bir saldırı başlattı” başlığıyla verdiği haberde “Haşdi Şabi milislerinin Musul harekâtına katılmasına Ankara’nın kesin bir dille karşı çıktığı ve bu konuda bir mezhep savaşı uyarısı yaptığı” da hatırlatıldı.
Birleşik Arap Emirlikleri destekli ve Körfez ülkeleri yanlısı bir yayın politikası izleyen El Arab gazetesi ise Haşdi Şabi milislerinin Telafer harekâtının, İran’ın Suriye yolunun garanti altına alınması olarak yorumladı. Gazete İran’ın Musul harekâtından sonra oluşacak olumlu havayı şimdiden mezhepçilikle zehirlemeye çalıştı iddia edildi.
TÜRKİYE SURİYE’DE BİR MACERA’YA SÜRÜKLENİYOR
Arap basınının bu hafta en fazla işlediği konular arasında, Suriye Ordusu ve Suriye Demokratik Güçleri’nin, Türkiye’nin başlattığı Fırat Kalkanı harekâtına katılan Suriyeli gruplara yönelik saldırısı oldu.
Londra’da yayınlanan ve Ortadoğu’nun en fazla takip edilen gazetelerinden biri olan Rai Al Youm, söz konusu gelişmelerle ilgili olarak “Türkiye, Suriye’de bir maceraya doğru sürükleniyor” yorumunda bulundu:
“Eğer Suriye Ordusuna ait uçakların Fırat Kalkanı harekâtına katılan ve Türkiye’nin desteklediği Suriyeli muhalifleri vurduğu yönündeki haberler doğruysa, bu durum Suriye’de cereyan etmekte olan savaşta büyük bir sıçrama anlamına gelmektedir.
Suriye ordusunun söz konusu saldırıları Nureddin Zengi Tugayları gibi harekâtına katılan örgütleri hedef aldı. Ancak ileride Türk güçlerini hedef alması da uzak bir ihtimal değil. İki büyük gücün -ki Suriye ordusu S300 füzelerine sahip- karadan veya havadan bu şekilde karşı karşıya gelmesi savaşın döngüsünün genişlemesine neden olur.
Türk ve Suriyeli yetkililerin böyle bir durumla karşı karşıya kalınması hususunda hesaplarını iyi yapıp yapmadıklarını bilemiyoruz. Ancak şunu iyi biliyoruz ki Suriye Demokratik Güçleri ve Suriye hükümeti arasındaki koalisyon, Türkiye’nin Suriye’deki varlığına bir karşılık olarak Türkiye sınırlarının içini hedef alabilir. Bu da Rusya’nın doğrudan veya dolaylı desteğiyle olur.
Türkiye’nin Suriye’deki varlığı fiili olarak Suriye’nin egemenliğini ihlal anlamına geliyor. Türkiye yönetimi Suriye’de bir maceraya sürükleniyor. Bu da kendi iç güvenliğini sarsacak gerginlik, endişe veya terörist eylemler olarak yansıyabilir.”
TÜRKİYE’NİN, SURİYE VE IRAK’TAKİ ÇELİŞKİLİ DURUMU
Suudi Arabistan’ın Londra merkezli Sharq Al Awsat gazetesinde ise Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki tutumlarıyla ilgili bir makale yayınlandı. Osman Mirğani imzasıyla çıkan makalede önümüzdeki aylarda meydana gelecek gelişmelerin Türkiye’nin çıkarlarına aykırı olacağı kaydedildi:
“Kürtler konusunda Türkiye ve müttefiki ABD arasında bir halat çekme yarışı var. Türkiye özellikle kendi sınırına yakın bölgelerde Kürtler’in konumlarını güçlendirmelerine karşı harekete geçerken ABD Kürtler’i IŞİD ile mücadelede esas müttefik olarak kabul ediyor. Bu yüzden de onları hem eğitiyor hem de silah desteğinde bulunuyor. Bu durum bazen ABD ile Türkiye arasında söz savaşına neden oldu. Özellikle Türkiye IŞİD mevzileri yerine Kürtler’in mevzilerini hedef aldığı zaman.
Türkiye diğer taraftan Kuzey Suriye’de Rusya ile bir çekişmeye girdi bu da havada bir çatışmaya dönüştü. Daha sonra Erdoğan’ın Washington’a bir mesaj vermek için Moskova ile barışma yoluna gitse de çıkarları halen Rusya’nın çıkarlarıyla örtüşmüyor.
Bu gelişmeler Suriye ve Irak’taki krizi tırmandırıyor ve içinden çıkılmayacak bir hale sokuyor. Aynı şekilde ilerleyen aylarda yeni gelişmelere zemin hazırlıyor. Özellikle Musul’da yaşananlardan ve Halep’te daha da şiddetlenmesi beklenen çatışmalar bunu gösteriyor ki bu gelişmeler de Türkiye’nin çıkarlarıyla örtüşmemektedir.”
MEKKE’YE BALİSTİK FÜZE İDDİASI
Yemen’de devam eden savaşın taraflarından Ensarullah Hareketi’nin, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun saldırılarına karşı Mekke’yi balistik füzeyle hedef aldığı yönündeki haberler, gündemde önemli yer tuttu. Husiler’in sözcüsü ise bunu yalanlayarak, Suudi Arabistan’ın Müslüman dünyasının manevi duygularıyla oynamaya çalıştığını belirtti.
Sharq Al Awsat gazetesi, sözkonusu haberlerle ilgili olarak “İran, Husiler ve Ali Abdullah Salih 1.5 milyar Müslümanı kıblelerini hedef alarak provoke ediyor” yorumunda bulundu.
Gazete, Mekke’yi hedef alan balistik füzenin İran tarafından tasarlanan ve daha sonra Hizbullah tarafından geliştirilen “Burkan1” olduğunu iddia etti. Füzenin ilerleyen zamanda Husiler tarafından daha uzun menzilli hale getirildiği de kaydedildi.
El khalij online adlı internet sitesinde ise yer alan haberde ise “Husiler’in içinde bulundukları çıkmazdan dolayı Mekke’yi hedef aldıkları ancak bunun geniş tepkilere yol açtığı” ifade edildi.
Ensarullah Hareketi Sözcüsü Muhammed Abdüsselam’ın El Meyadeen televizyonunda yayınlanan açıklamasında, Husiler’in Mekke’yi değil Kral Abdulaziz Havaalanını hedef aldığını ve balistik füzenin havaalanına doğru fırlattığı kaydedildi.
Sözcü Abdüsselam, Suudi öncülüğündeki koalisyonun Müslüman dünyasının bu konudaki hassasiyetlerini kullanmaya çalıştıklarını kaydetti.
LÜBNAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
2,5 senedir cumhurbaşkanı seçilemeyen Lübnan’da geçtiğimiz günlerde bu düğümü çözecek adımlar atılmıştı. Müstakbel Hareketi Lideri Saad Hariri, Hizbullah’ın adayı eski general Mişel Avn’ın adaylığını destekleyeceğini açıklamıştı. Meclis başkanı Nebih Berri ise meclisi 31 Ekim’de cumhurbaşkanını seçmek için toplanmaya çağırmıştı.
Ülke içindeki iki farklı kutbun aynı ortak üzerinde birleşmesinin yankıları bu hafta da geniş bir şekilde devam ettiyse de, Avn’ın Pazartesi günü yapılacak oylamanın ilk oturumunda cumhurbaşkanı seçilmesi bekleniyor.
Al Akhbar gazetesi, “Mişel Avn Pazartesi Günü Cumhurbaşkanı” başlıklı haberinde, General Avn’ın 128 koltuklu parlamentoda en az 84 oy almasının beklendiğini yazdı:
“Artık tartışılacak bir durum yok. Mişel Avn pazartesi günü yapılacak oylamada cumhurbaşkanı seçilecek. Siyasi partiler birkaç gündür Avn’ın ne kadar oy alacağını hesaplamakla meşgul oldular. Siyasi partilerin verilerine göre Avn’ın ilk turda seçilmesi yüksek bir ihtimal. 128 kişilik parlamentoda Avn’ın en az 84 oy alması bekleniyor.”