Arap basınında geçen hafta: Rusya ile Fırat Kalkanı'na karşılık Halep anlaşması

Halep'in Suriye hükümetinin kontrolüne geçmesi Arap basınının en önemli konusu oldu. Suudi el Hayat gazetesinde yayınlanan bir makalede, Rusya'nın Fırat Kalkanı Harekatı'na verdiği destek karşılığında Türkiye'nin, Halep konusunda suskun kaldığı öne sürüldü.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Arap basını bu hafta Halep'e odaklandı. 6 yıldır devam eden savaşın gidişatı açısından büyük önem arz eden Halep'in, Rusya ve İran destekli Suriye ordusunun kontrolüne geçmesinin yankıları Arap medyasının bu haftaki birinci gündem maddesi oldu.

Suriye yönetiminin Halep'teki zaferiyle eş zamanlı olarak, IŞİD'in antik kent Tedmür'e tekrar girmesi de bu haftanın bir diğer önemli başlığıydı. Haftanın dikkat çeken bir diğer konusu ise, geçtiğimiz günlerde kilise saldırısıyla sarsılan Mısır'ın buna bağlı olarak Körfez ülkeleriyle yaşadığı gerginlik oldu.

HALEP: KISA SÜREDE KAZANILAN BÜYÜK ZAFER

Lübnanlı As Safir gazetesi Suriye ordusu ve müttefiklerinin Halep'te kontrolü tamamen ele almasını "kısa sürede kazanılan büyük bir zafer olarak" nitelendirdi. Gazete, Doğu Halep'in silahlı muhalif gruplardan geri alınmasının, devam eden Suriye savaşı açısından büyük bir sıçrama olduğunu kaydetti.

Yine Lübnan'da yayın yapan ve Hizbullah'a yakınlığı ile bilinen Al Akhbar gazetesinde ise, muhalefet ve Suriye hükümeti arasında bölünmüş olan Halep'teki bu durumun sona ermesinin "Suriye'yi bölme planlarına karşı, Suriye topraklarının birliğinin teyidi" olduğu vurgulandı.

HALEP'TE TÜRK-RUS ANLAŞMASI MI?

Londra merkezli Suudi gazetesi el Hayat'ta Rağda Darğam imzasıyla yayınlanan makalede, Türkiye'nin Halep konusundaki suskunluğuna değinildi. Ayrıca makalede, Suudi Arabistan-Katar-Türkiye ittifakının geleceğiyle ilgili senaryolar da yer aldı:

"Putin ile Erdoğan arasındaki anlaşmanın birçok anlamı var. Erdoğan, Suriye'de savaş sahasına, Kürtler'den gelebilecek tehdidi yok etmek için Ruslar'ın yardımıyla girdi. Bunun karşılığında Türkiye'nin Halep konusundaki korkunç suskunluğu geldi. Aynı suskunluk Rusya'nın en büyük Sünni kentlerinde yaptıklarına rağmen, Mısır ve Körfez Arap ülkelerinde de vardı.

Suudi-Katar-Türkiye üçlüsünün Halep savaşından sonraki Suriye'deki gelişmeler karşısındaki tepkisinin nasıl olacağıyla ilgili iki farklı görüş var. Bunlardan ilkine göre, bu ittifak Esad karşıtı tutumunu devam ettirecek ve geriye kalan silahlı muhalefeti desteklemeye devam edecek. Diğer görüşe göre ise, gerçekte pragmatik olan bu ülkeler uluslararası arenadan gelen mesajları gayet iyi bir şekilde idrak ediyor ve Donald Trump yönetiminin Suriye muhalefetinin silahlandırılmasını istemediğini kavrıyor."

HALEP'TE HIZLI "ÇÖKÜŞÜN" NEDENLERİ

Aynı gazetede yer alan başka bir haberde ise muhalefetin Halep'te gerilemesinin ve kontrolü altındaki bölgeleri kaybetmesinin nedenlerine yer verildi. 6 madde halinde sıralanan nedenler arasında

Fırat Kalkanı Harekatı'nın olması da dikkat çekti:

"Şam yönetimi ve Tahran'ın muhalefetin elinde olan Doğu Halep'i geri alma isteği bu yılın başlarında yeniden canlandı. Ancak, ABD ve Rusya arasında ateşkes ilan edilmesi ve Cenevre görüşmelerinin tekrar başlaması yönündeki uzlaşıları bu operasyonun tecil edilmesine neden oldu. Ancak geçtiğimiz Eylül'de ilan edilen ateşkesin başarısız olmasından sonra bu rağbet yeniden alevlendi.

Uzmanlara göre, Halep'te askeri dengelerin değişmesinin nedenleri 6 ana başlık toplanabilir. Bunlardan birincisi, Rusya ve ABD arasındaki uzlaşma. İkinci neden ise sahadaki askeri yükün bölüştürülmesi. Üçüncü sebep ise, Halep kalesi olarak gösteriliyor. Nitekim rejim ordusu ve Hizbullah savaşçıları Halep kalesinin dört tarafını kontrol eder hale geldi. Dördüncü neden ise, rejim ve müttefikleri arasındaki uyum ve koordinasyona karşı muhalefet içindeki bölünme ve çekişme olarak gösteriliyor. Bu çekişmenin en önemlileri olarak da Nureddin Zengi Tugayları ile Feastekim grubu arasındaki çekişme ve Fetih El Şam Cephesi'nin, İslam Ordusu ve Feylak Eşşam merkezlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılardır.

Fırat Kalkanı Harekatı da muhalefetin Halep'te gerilemesinin ardındaki beşinci neden oldu. Halep'teki bazı grupların, Türkiye ordusu tarafından desteklenen harekata destek göstermesi Halep'teki savaş gücünün zayıflamasına neden oldu. Altıncı neden ise Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşma oldu. Rejim ordusu ve müttefiklerinin Halep'teki ilerleyişi, Fırat Kalkanı güçlerinin El Bab kenti doğrultusundaki ilerleyişiyle aynı zamana denk geldi."

IŞİD'İN TEDMÜR SALDIRISI ŞAM VE MOSKAVA'NIN ÖNCELİĞİ DEĞİL

Lübnanlı Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Nasır Şarara, antik kent Tedmür'ün tekrar IŞİD'in eline geçmesiyle ilgili yazdığı yazıda, ilginç değerlendirmelere yer verdi. Şarara, Tedmür'ün halen Moskova ve Şam'ın önceliği olmadığını belirtti:

"Tedmür'ün tekrar IŞİD'in eline geçmesine rağmen, gerek Moskova'nın gerekse de Suriye rejiminin önceliğini halen Halep oluşturuyor. Bazı Suriyeli kaynaklara göre, rejim güçleri ve Rusya'nın Tedmür'den çıkışı yeni bir strateji ile açıklanabilir. Buna göre hem rejim hem de Moskova, IŞİD'in geçici bir süre Tedmür'de kalmasına göz yumulabilir. Rejim halen Tedmür'ün güneyinde bir savunma çizgisini muhafaza ediyor. Bu çizginin muhafaza edilmesi de kentin siyasi ve askeri açıdan uygun bir zamanda kurtarılması için. Bu da Halep savaşının sonuçlarının değerlendirilmesine bağlı olarak olacak.

Kaynaklar, Rusya'nın mevcut stratejisine göre Halep'ten sonra Tedmür'ün gelmediğini söylüyor. Hatta IŞİD mevzusu Moskova için şu an ertelenmiş konumda. Rusya şu an iki ana konu üzerinde duruyor. Bunlardan birincisi, Şam, Lazkiye, Halep, Humus gibi şehirlerde kuşatılmış olan silahlı gruplarla uzlaşıyı tamamlamak. İkincisi ise, kuzeyde kuşatılmış olmayan bölgelerdeki silahlı grupların durumu. Özellikle de Hama, İdib ve Halep'te kalan gruplar. Bu gruplarla da Türkiye'nin de dahil olduğu bir uzlaşmaya varılması öngörülüyor."

Middle East Online haber sitesi ise, Tedmür'ün IŞİD'in eline geçmesinin, Irak ordusunun devam eden operasyonları nedeniyle kayıplar veren örgüt için moral yarattığını ve bu gelişmenin örgüt militanlarının maneviyatı açısından önemli bir gelime olduğunu kaydetti.

'ESAD İKTİDARDA KALMAYA DEVAM EDECEK'

Rai Al Youm gazetesi ise Halep zaferi ile Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın elinin daha da güçlendiğini ve beklentileri boşa çıkararak iktidarda kalmaya devam edeceğini yazdı:

"Uzun süredir bazı batılı ve Arap ülkelerinin hedefi olan ve yönetimi bırakması istenen Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, beklentilerin hepsini boşa çıkarmayı başardı. Bu durum, özellikle 'alternatifi olmadığı' şeklindeki algının yaratılmasıyla da ilgili. Bunu da şüphesiz müttefikleri Rusya ve İran'ın yardımıyla başardı.

Esad altı seneye yakın bir süredir, rejime sadık kalan orduya ve istihbarat teşkilatına ve halkın bir kısmına dayandı. Bunun karşılığında bölünmüş bir muhalefetle savaştı. Uzmanlara göre, Beşar

Esad'ın savaşı kazanacağına dair en ufak bir tereddütü yok. Suriye'deki savaşın başlamasından bu yana muhalif gruplar aşamalı olarak çok fazla destek kaybetti.

2012 Şubat'ında 'Suriye'nin Dostları' grubu oluşturuldu. Batılı ve Arap ülkelerinden oluşan bu grup muhalefete destek verdi. Bu grubun içindeki 11 ülke, Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Suriyeli Muhalif Devrimci Güçler Koalisyonu'nu, Suriye halkının tek meşru temsilcisi olarak tanıdı. Esad yaptırımların da etkisiyle uluslararası camiadan azledilmiş olarak yaşadı. Ancak geçen süreye rağmen Esad, halen koltuğunda oturuyor ve uzmanlara göre bu sorumluluğu yüklenmeye devam edecek.

Gelinen noktada öyle görünüyor ki Esad, iktidarda kalmaya devam edecek. Hem de bu iktidara kimseyi ortak etmeden ve sadece bazı reformları gerçekleştirerek. Ancak bu durum Esad'ın sonsuza kadar iktidarda kalacağı anlamına gelmiyor."

MISIR VE KÖRFEZ ARASINDAKİ KRİZ DERİNLEŞİYOR

Geçtiğimiz hafta Mısır'da Pazar ayini sırasında Kıpti kilisesine yapılan saldırının yankıları devam ediyor. Mısır İçişleri Bakanlığı saldırıyla ilgili olarak Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı işaret

ederek, saldırganı Katar ile ilişkilendirmişti. Katar ise, duruma tepki göstermişti.

Saldırıyı IŞID'in üstlenmesine rağmen Mısır'ın Katar ile ilgili ısrarı son olarak Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) tepkisini çekti. KİK, Mısır'ın bu tutumunu kınadı.

Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan ile yaşadığı gerginlikle gündeme gelen Mısır'ın, KİK'in kınamasına rağmen tutumunda ısrar etmesi Körfez-Mısır oldukça zora sokmuş durumda.

Mısırlı El Bedil gazetesine göre, KİK'in Mısır ile ilgili eleştirileri, Katar'ı Mısır'a karşı savunmak için yapılan ilk eleştiri niteliğinde. Uzmanlara göre, bu durum Körfez ülkeleri ile Mısır arasındaki krizin derinliğine işaret ediyor. (DIŞ HABERLER)