Arap basınında geçen hafta: Trump, insanlık tarihinin tersine yürüyen bir başkan
Arap basınının, bu haftaki en önemli gündem maddesi ABD Başkanı Trump'ın 7 Müslüman ülke vatandaşlarına yönelik yasak kararıydı. El Haliç gazetesinde Trump için, "İnsanlık tarihinin, medeniyetinin ve kültürünün aksi yönünde yürüyen bir başkan" yorumunda bulunuldu.
DUVAR - ABD Başkanı Donald Trump’ın 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına yönelik getirdiği Amerika’ya giriş yasağı ve Trump’ın Müslüman ülkelere yönelik politikaları bu hafta Arap basınının birinci gündem maddesi oldu. ABD ve İran arasında gerilimin tırmanması da Arap basınında geniş bir şekilde yer aldı.
'YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNİN BAŞLANGICI'
Al Sharq Al Awsat gazetesinden Adil Derviş, Trump’ın yönetiminin ilk günlerini ve kararlarını “yeni bir dünya düzeninin başlangıcı” olarak yorumladı.
“Trump görevine başlar başlamaz, siyasette ve seçim vaatlerinin yerine getirilmesinde yeni bir dönem başlattı. İzleyeceği yeni iç ve dış politika ile ekonomi ve güvenlik konularındaki siyasetinin işaretlerini de verdi”
Suudi El Hayat gazetesinden Cihad El Hazen ise son makalesinde Trump için “Müslümanların ve kendi ülkesinin düşmanı” ifadelerini kullandı. El Hazen, Trump’tan sonra, Gorge Orwell’ın “1984” kitabının satışlarında artış olduğunu yazdı:
“Benim veya başka bir Müslümanın bakış açısına göre bu kararları reddediyoruz. Çünkü biz öteki tarafız. Ancak Nobel ödülü almış 12 kişi ve binlerce Amerikalı akademisyen de Trump’ın göçmenlerle ilgili tutumunu kınayan bildiriye imza attılar.
İster inanın ister inanmayın İngiliz George Orwell’ın 1984 kitabının satışları arttı. Okuduğum kadarıyla yayıncı, talebin artması üzerine 75 bin adet, 1984 basılmasını kararlaştırdı. Çok açıktır ki bu kesimler Trump’ın ABD’yi bir diktatörlüğe sürüklediğini düşünüyor.”
‘IŞİD İLE MÜCADELE ZORA GİRER’
Mısır El Ahram yazarlarından Haşim Murad, ABD başkanının bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarının ülkeye girişinin engellenmesi kararının, ABD’nin "terörle mücadele"sini olumsuz etkileyeceği değerlendirmesinde bulundu:
“ABD’nin Irak büyükelçisi, Trump’ın 7 ülkenin vatandaşlarının ülkeye girişinin yasaklanmasıyla ilgili kararını hem stratejik hem de ahlaki açıdan hata olarak nitelendirerek bunun tekrar gözden geçirilmesini istedi. Gerçekten de bu karar Washington’un IŞİD’le mücadelesini hem de büyük oranda yuvalanmış olduğu bire ülkede zora sokar.
Bütün vatandaşları muhtemel terörist olarak görülen bir ülkenin hükümetinin, ordusunun ve müttefiki olan milislerden gerçek bir işbirliği beklenebilir mi? Sorunun büyüklüğünü görmek için Iraklı yetkililerin Trump’ın kararlarına verdiği tepkiye bakmak yeterli olacaktır.”
'İNSANLIK TARİHİNİN TERSİNE BİR LİDER'
Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç, bir başyazısında yeni Amerikan başkanını “İnsanlık tarihinin tersine” şeklinde nitelendirdi. Gazete, Trump’ın Müslümanlarla ilgili kararlarının teröre zemin hazırlamasından endişe duyulduğunun da altını çizdi.
"Trump’ın son kararları bize insanlık tarihinin, medeniyetinin ve kültürünün aksi yönünde yürüyen bir başkan ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Hatta özgürlükler, adalet ve hoşgörü gibi insanlığın birikimlerine karşı.
Bugün sadece ABD değil, aksine bütün dünya önemli bir yol ayırımındadır. Çünkü biz 'siyasetin ve diplomasinin dışına çıkan siyasetçi' tanımlamasının da ötesine geçen bir başkanla karşı karşıyayız. Zira kararları pervasız ve öfke uyandırıcı. Bunun yanı sıra başkasını hoş görmeyi reddeden bir anlayışa hâkim. En önemlisi bu kararların terörizme zemin hazırlamasından endişe edilmektedir.”
'MÜSLÜMANLARI GAYRİMÜSLİMLER SAVUNUYOR'
Rai Al Youm başyazarı Abdulbari Atwan ise, bazı Arap ülkelerinin Trump’ın kararlarına destek vermesini köşesine taşıdı:
“Avrupa Konseyi Başkanı, Donald Trump’ı Avrupa açısından bir terör tehlikesi oluşturduğunu söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande da benzer bir tutum takındı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Trump’ın tehlikeli ve ırkçı politikalarını sert bir dille kınadı. İngiltere’nin yeni başbakanı da Trump’ın Müslüman ülkelerle ilgili yasasını kınadı. Peki neden Arap ve Müslüman ülkeler buna benzer tutumlar takınmıyor?
Evet inkar etmiyoruz bazı Müslüman şahıslar ABD’de terör eylemleri gerçekleştirdi. Peki Müslüman devletlerin Kanada’da camiye yapılan saldırıdan dolayı bütün Kanada vatandaşlarına giriş yasağı getirmesi mi gerekiyor?
Irkçı ve zalim kararlar karşısında Müslümanları savunanların gayrimüslimler olduğunu ve bazı Arap yöneticilerinin çeşitli gerekçelerle bu kararları desteklediğini görünce hüzünleniyor ve acı çekiyoruz.”
ABD-İRAN GERGİNLİĞİ
Al Kuds Al Arabi gazetesinin başyazısında ABD ve İran arasında son dönemde yükselen tansiyona yer verildi. Gazeteye göre bazı Arap ülkeleri ve İsrail, ABD’nin İran’a karşı gerilimi tırmandırmasını olumlu karşılayacak:
“İran son balistik füze denemesiyle ABD ile ilişkilerde içinden çıkılması zor bir açmaza neden oldu. Zira ABD başkanı, İran’ın bu adımını 'ateşle oynama' olarak değerlendirdi ve eski başkan Obama’nın İran’ı hoş karşıladığını ve bu durumun kendisi için geçerli olmadığını belirtti.
İran bu sefer durumun sıcaklığının farkına vardı. Nitekim, ABD’ye yönelik karşı açıklamalar ve adımlardan sonra Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ‘İran’ın kimseye savaş açmayacağı ve silahlarının kimseye karşı kullanmayacağı’ yönünde bir açıklama yaptı.
ABD’nin İran’a karşı gerilimi yükseltmesi, Körfez ülkelerinden ve İran’ın siyasetlerinden kaynaklı dört Arap ülkesinin halkından olumlu tepkiyle karşılaşacak. Buna karşın ABD’nin tansiyonu yükseltmesi İran’ın en büyük müttefiki Rusya’nın endişelerini artıracak. Ancak İran’ı bölgedeki en büyük düşmanı olarak gören İsrail tarafından memnuniyetle karşılanacak.”
'YAŞA TRUMP'
Suudi El Cezire gazetesinde Meysun Ebu Bekir imzasıyla yayınlanan bir makalede, Donald Trump’ın İran siyasetine övgüler yer aldı. Yazıda Trump’ın Suriye’de güvenli oluşturma konusunda haklı olduğu ifade edildi:
“Donald Trump’ın ülkesi için yeni bir politika belirlemesi ve bu politika çerçevesinde Suriye’de göçmenler için güvenli bölge oluşturulması fikri haklı bir adımdır. Her ne kadar eski başkan Barack Obama bu düşünceye karşı çıkmış olsa da.
Eğer ABD’nin İran’la ilgili yeni dış politikası buysa, hoş geldin Trump ve yaşa. Biz sahte sloganlar, kahır ve göç dönemlerinde ortadan kaybolan ve gerçekleri bir sinema filmi gibi izleyen insan hakları savunucuları döneminde ‘faaliyete geçme’ döneminin başlamasını bekliyoruz.”
TÜRKİYE VE ERDOĞAN
Tunus Al Jarida gazetesi, Türkiye ile ilgili haberinde anayasal düzenlemelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına sunulmasını değerlendirdi. Haber, "Erdoğan demokrasiye darbe yaptı" başlığıyla verilirken, anayasa değişikliklerinin Türkiye’yi bir diktatör gibi yönetmeye imkan vereceği savunuldu.
Middle East Online haber sitesinde Elvan Bin Münir tarafından kaleme alınan makalede ise, “Erdoğan’ın güce olan susuzluğunun demokrasiyi yok ettiği” şeklinde ifadeler kullanıldı. Makalede ayrıca Türkiye’nin bugün gerçek anlamda bir polis devleti olduğu iddia edildi.
Mısır El Ahram gazetesi yazarlarından Amro Abdulsami ise, yaşanan tartışmalarda asıl sorunun başkanlık sistemi olmadığını, sorunun Erdoğan’ın mizacından kaynaklandığını yazdı. Yazar, Erdoğan’ın onayına sunulan ve halk oylamasına götürülecek olan anayasal değişikliklerin “sultanlığa benzeyen bir sistem kurulması” anlamına geldiğini belirtti.
Türkiye’deki gelişmelere yer veren bir başka internet haber sitesi olan El Ghad News ise şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, demokratik hayatı engelleyen askeri darbelerden çok çekti. Ancak son askeri darbe girişimi gösterdi ki askeri darbeler dönemi kapandı ve Türk halkı, seçimlerdeki oyunu silah taşıyan karşısında koruma konusunda çok duyarlı. Peki Türk halkı, Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir çok düşünürün tutuklanması, gösterilerin bastırılması ve protestoculara karşı şiddet kullanılması, Davutoğlu örneğinde olduğu gibi kimin halk desteği varsa -yakın çevresinden de olsa- uzaklaştırılması ve en sonunda gördüğümüz parlamenter rejime darbe yapılması ve meclisin yetkilerinin tek bir yöneticiye verilmesi gibi uygulamalarla yönetimi kontrol altına almasından kurtulabilecek mi?” (DIŞ HABERLER)