Erdoğan'ın beş çocuk çağrısı Avustralya'nın da gündeminde

Tarkan Tufan

DUVAR-  Dünyada geçtiğimiz haftanın ana gündem maddesini Avrupa seçimleri ve AK Parti'nin  yürüttüğü referandum kampanyaları nedeniyle Almanya, Hollanda, Danimarka, İsviçre ve Bulgaristan’la yaşanan diplomatik krizler ve karşılıklı ırkçılık suçlamaları oluşturdu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya karşı uygulanan önlemler ve verilen karşılıklı demeçlerle tansiyonu oldukça yüksek bir haftayı geride bıraktık. Birçok AB yetkilisi ve siyasi yorumcunun hemfikir olduğu konu ise bu tartışmaların uzun vadede AB ve Türkiye ilişkilerinde kalıcı hasarlara yol açacağı yönündeydi.

Yaşanan hararetli tartışmaların hemen akabinde kimi Avrupa ülkelerinde kamu kurumlarında ve bazı şirketlerde başörtüsü ve burkanın yasaklanması yönünde adımlar atılmaya başlandı. Bu minvaldeki uygulamaların Türkiye ile yaşanan gerilimin hemen ardından tartışmaya açılması dikkat çekici bir durumdu.

ERDOĞAN’IN BEŞ ÇOCUK ÇAĞRISI AVUSTRALYA BASININDA

The Sydney Herald Tribune gazetesinde Raf Sanchez imzasıyla 18 Mart’ta yayınlanan habere göre, Erdoğan’ın, Eskişehir’de yaptığı konuşmada Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklere yaptığı çağrı ele alınıyor. Hollanda ile yaşanan yüksek gerilimli haftanın ardından Sanchez şunları söylüyor:

“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk nüfusunda yaşanacak bir patlamanın Avrupa Birliği'nin ‘kaba, düşmanvâri ve haksız tutumuna karşı’ en iyi cevap olacağını söyleyerek, ülkesinin vatandaşlarını üreme oranlarını artırmaya ve beşer çocuğa sahip olmaya çağırdı. Hollanda ile Türkiye arasında çıkan diplomatik krizden yaklaşık bir hafta sonra Erdoğan, muhafazakâr taraftarlarının coşkun kalabalığı önünde Avrupa'ya yüklenmeyi sürdürerek günlük ritüeli haline gelen sözlerini sürdürdü.”

'TÜRKİYE İLE KOORDİNASYON HALİDEYİZ'

Türkiye tarafından Rakka operasyonuna ilişkin YPG karşıtı itirazlar sıkça dillendirilirken, Pentagon ve Moskova arasında Menbiç münasebetiyle varılan anlaşma, Rakka operasyonuna da yansıyabilir. ABD Dışişleri yetkililerinin hafta boyunca yaptığı açıklamalar, operasyonda YPG'nin de yer aldığı Suriye Demokratik Güçlerinin ana kara gücü olacağı yönünde. Rusya’dan da hafta içinde benzer açıklamalar gelmişti.

Amerika’nın Sesi Kürtçe Bölümü’ne konuşan Binbaşı Galloway, Türkiye’nin, Rakka operasyonuna YPG güçlerinin katılımına itirazına dair bir soruyu yanıtlarken, "Hem askeri hem siyasi düzlemde NATO müttefikimiz Türkiye ile çok yakın koordinasyon halindeyiz” şeklinde konuştu.

Galloway, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşta rol oynamaya devam ettiğini ve Rakka operasyonundaki rolünün tam olarak ne olacağı konusunda da halen iki ülke arasında görüşmelerin sürdüğünü ifade etti.” “Galloway, çok sayıda Kürt grubun yanı sıra Arap grupları da bünyesinde toplayan SDF ile çok yakın çalıştıklarını belirterek, Rakka’nın kuşatılması çabasını yürüten gücün yüzde 75 oranda Araplar’dan oluştuğunu söyledi. Sözcü, ‘Operasyonlarımızın ana prensiplerinden biri, tarafımıza aldığımız yerel güçlerin IŞİD’den geri alacakları bölgelerin etnik ve mezhepsel karakterini genel hatlarıyla yansıtması’ dedi.”

POLİTİKANIN GÖLGESİNDE KALANLAR

FRB'LER DÜNYA DIŞI UYGARLIKLARIN KANITI MI?

Huffington Post gazetesinde,  Lee Speigel imzasıyla 17 Mart'ta yayınlanan habere göre, Harvard Üniversitesi’ndeki uzay bilimcilerin uzay yolculukları hakkındaki yeni teorileri üzerinde durulmuş. Aktarılan bilgilere göre, bilim insanları, uzak galaksilerde saptanan hızlı radyo patlamalarının (FRB) uzayda yolculuk eden dünya dışı gelişmiş uygarlıkların bir kanıtı olabileceğini düşünüyorlar. Harvard Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren İbrahim Avi Loeb, bu açıklamaları yapmadan önce uzun ve detaylı araştırmalar gerçekleştirdiklerini belirtiyor.

Teorik fizikçi olan Loeb “İlk başta en basit açıklama, Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldızlardan kaynaklanan alevler olabileceği gibi görünüyordu” diyor. Loeb ve Harvardlı fizikçi Manasvi Lingam, bu ay, The Astrophysical Journal Letter'da yayınlanan yeni bir makalede "hızlı radyo patlamalarının galaksiye gitmeyen uygarlıkların faaliyetinden kaynaklanma ihtimalini incelemeye" karar verdiklerini söylediler.

Loeb ve Lingam, FRB'lerin kesinlikle uzaylılardan geldiğini iddia etmese de bu fenomenlerin devasa radyo vericileri kullanan diğer uygarlıkların bir galaksiden başka bir galaksiden atlamasına yardımcı olabileceğini iddia ediyorlar. İkili, neredeyse gezegen boyutunda, güneş enerjisiyle çalışan bir radyo vericisinin, yıldızlararası bir ışık yelkenini itmek için yeterli enerji üretebileceğini belirtiyor. Bu yelkenlerin "Dünya üzerindeki en büyük yolcu gemilerinin yaklaşık 20 katını" itmek için yeterli olabileceğini de sözlerine ekliyorlar.

UYUYAN DEV UYANDI

İtalya’daki en aktif volkanlardan biri olan Etna Yanardağı geçtiğimiz hafta tekrar faaliyete geçti. Patlamaların başladığı esnada krater yakınında çekim yapmakta olan BBC ekibi ve beraberlerindeki bilim insanlarından 10 kişi yaralandı.

Patlama esnasında bölgede bulunan BBC muhabiri Rebecca Morelle’nin, Twitter üzerinden verdiği bilgilere göre, olay esnasında bölgede bulunan çekim ekibi ve Alman turistlerin vücutlarında kesik ve yanıklar oluştu. Bazı kişiler ise üzerilerine yağan taşlardan dolayı yaralandı. Morelle, yaralılarından hiçbirinin yaşamsal bir tehlikesi olmadığını belirtti.

Patlamanın ardından bölgede bulunan yaralılar güvenlik güçleri ve sağlık ekipleri tarafından bölgeden uzaklaştırıldı. Sürmekte olan patlamalar nedeniyle bölgeye giriş çıkışlar kontrollü olarak sağlanıyor.

OKYANUSLAR İÇİN TEHLİKE ÇANLARI DAHA DA YÜKSEK SESLE ÇALIYOR

New York Times’ta  yayınlanan bir haberde, Avustralya’da bulunan büyük mercan resiflerinin önemli bir kısmının öldüğünün tespit edildiğine yer veriliyor. Damien Cave ve Justin Gillis imzalı haberde, resiflerin en bozulmamış kuzey kesiminin yüzlerce mil boyunca uzanan büyük bir parçasının geçtiğimiz günlerde aşırı ısınmış deniz suyu nedeniyle öldüğü aktarılıyor. Haberde resifin güneydeki kısmının da artık beyazlamaya başladığı ve milyonlarca deniz canlısına ev sahipliği yapan bu parçanın da artık ölmeye yüz tuttuğu belirtiliyor.

James Cook Üniversitesi’nin mercan resifi çalışmaları direktörü Terry P. Hughes durumu şöyle özetliyor: “Bu düzeydeki bir tahribatı otuz yıl daha Büyük Bariyer Resifi’nde görmeyi beklemiyorduk.”

Mercan kayalıklarının durumu denizlerin sağlığı için önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor. Resiflerde yaşanan sorunlar ve ölümler, küresel iklim değişikliğinin yıkıcı unsurlarının bir diğer göstergesi olarak görülüyor.

NEANDERTALLERİN STRATEJİ GELİŞTİRME BECERİLERİ TESCİLLENDİ

Arkeofili adlı internet sitesinde Büşra Balcan imzasıyla yayınlanan haberde, Tübingen Üniversitesi’ndeki Senckenberg İnsan Evrimi ve Palaeo-çevre Merkezi bilim insanlarının, Neandertallerin hayatta kalma stratejilerini çevresel ya da iklimsel değişiklikler gibi dış etkiler olmadan da değiştirebildiklerinin keşfedildiğine yer veriliyor.

Araştırma sürecinde yeni bir yöntem kullanan bilim insanları, fosilleşmiş bir dişte karbon izotopu yoluyla bir tespitte bulundular. Elde edilen sonuçlara göre, günümüzden yaklaşık 250.000 yıl önce yaşamış olan bir Neandertal topluluğu, küresel ısınma ve soğumalar karşısında yeni stratejiler geliştirme becerisine sahipti.

Tübingen Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hervé Bocherens şunları aktarıyor: “Artık Neandertallerin dış etkiler olmadan da gelişimlerini devam ettirebildiklerini keşfettik. Böylece, önceden sandığımızın aksine modern insanlara daha da benzer olduklarını öğrendik.”

CERN'DEN BEŞ YENİ ATOMALTI PARÇACIĞI 

İsviçre’de bulunan dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısında, bugüne dek bilinmeyen beş yeni atomaltı parçacık keşfedildi. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda gerçekleşen yeni deneyler sonucunda bulunan parçacıklarla, atomaltı fiziği konusunda günden güne elde edilen bilgiler artmayı sürdürüyor.

Bugüne dek, bildiğimiz evrendeki maddenin yapı taşı olan Higgs Bozonu dahil birçok yeni kuantum bilgisini ortaya koyan merkez, yüz yılı aşkın zamandır kuantum teorisyenlerinin formüle ettikleri tezler konusunda önemli bulgulara ulaştı.