Cem Özdemir: Erdoğan’ın süper olduğunu düşünenler Türkiye’de yaşayabilir
Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Özdemir: Erdoğan’ın süper olduğunu düşünenler Türkiye’de de yaşayabilir.
DUVAR - Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı Özdemir, MİT’in Almanya’da istihbari faaliyetlerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, insanları ihbar edenler için "Erdoğan’ın süper olduğunu düşünenler Türkiye’de de yaşayabilirler” dedi. Duisburg'da toplumsal sorunlara sahne olan Marxloh semtinde 'Erdoğan, Uyum ve İslam' konulu bir etkinliğe katılan Özdemir, semt sakinlerinin sorularını yanıtladı. Programa uyum ve İslam konularından çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili tartışmalar damgasını vurdu.
'DANİMARKA'DA GÜLEN'E KARŞI İHBAR HATTI KURULMUŞ' İDDİASI
Özdemir, MİT’in Almanya'da istihbarat faaliyetinde bulunduğu iddialarını hatırlatarak 'bunun başka AB ülkelerinde de olup olmadığını' soran Alman semt sakinine yanıtında, bu faaliyetlerin başka ülkelerde de olduğunu savundu. Yeşiller Partisi’nin Eş Başkanı şu yanıtı verdi: "Örneğin Danimarka'da bunun için bir nevi çağrı merkezi kurulduğunu öğrendik. Birini ihbar etmek isteyenlerin arayabileceği bir çağrı merkezi. Bazı gazeteciler birini ihbar etmek için arayan pozisyonunda bunu test ettiler ve ismini verdiklerine ne olacağını sordular. Onlara verilen yanıtta bu kişilerin pasaport kontrolüne gelir gelmez yakalanacağı söylenmiş."
'SÜPER OLDUĞUNU DÜŞÜNENLER...'
Bu durumun Almanya’da asla kabul edilmeyeceğini söyleyen Özdemir, “Eğer temel haklarla bir sorunu olan varsa burada yaşamak zorunda değil. Erdoğan’ın süper olduğunu düşünen bu kişiler Türkiye’de de yaşayabilirler” dedi. Özdemir sözlerine açıklık getirerek, "Almanya'da Erdoğan taraftarı olamayacağını kastetmiyorum, tabii ki yaşayabilirler ve otoriter liderleri savunabilirler. Ama kendi gibi düşünmeyen insanları ihbar etmek, onları bastırmak veya korkutmak ise asla kabul edilemez” diye konuştu. Özdemir, istihbarat teşkilatlarının suça karışmamış insanlar yerine radikaller ve teröristlerle ilgilenmesi gerektiğini belirtti.
Tartışmada söz hakkı alan Erdoğan taraftarı genç bir kadın ise Özdemir’e sert çıktı. Türk hükümetinin 'sert müdahalelerini darbe girişiminin sonucu' olarak açıklayan başörtülü genç kadın "15 yıl önce Türkiye’de ifade özgürlüğü yoktu, Kürtler kendi dillerini konuşamıyorlardı, başörtüsü ile eğitimi bir arada düşünmek mümkün değildi. Şu an üniversite sayısı üçe katlandı, alt yapı iyileştirildi. Eğer konu ifade özgürlüğü ise ben de Erdoğan yanlısıyım. Ama madem ifade özgürlüğü var neden ülkene git diyorsun?” dedi.
'KİM DEĞİŞTİ?'
Özdemir ise yıllar önce bir cem evinde kendisinin başörtülü kadınların üniversiteye gitme hakkı olduğunu savunanlardan biri olduğunu hatırlattı; bir camide cem evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi gerektiğini savunduğunu belirtti. Sadece “kendimizi ilgilendiren haklar” için mücadele edilmemesi gerektiğini savunan Özdemir, genç kadına Kürtler konusunda hak verdiğini belirtti. Erdoğan’ı Kürtlerle çözüm sürecinin başlatıldığı dönemde desteklediğini hatırlatan Özdemir “Şimdi size soruyorum, kim değişti? Ben mi o mu?” diye yanıt verdi. Kürt sorunun tek çözüm yerinin parlamento olduğunu vurgulayan Özdemir, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra büyük bir fırsatın kaçırıldığını belirtti.
Özdemir, DİTİB’deki casusluk iddialarına da değindi. Bir Alman katılımcının DİTİB’in gerçekleştirdiği başarılı projelere dikkat çekmesi üzerine, 'DİTİB kadrosunda yıllar önce çok iyi işler başaran isimler olduğunu ancak yönetim kadrosunda değişikliğine gidilmesi ile büyük sorunların baş göstermeye başladığını' savundu.
'MERKEL HATA YAPTI'
Yeşiller Eş Başkanı, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i de Türkiye politikaları nedeniyle eleştirdi. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda önemli adımlar attığı 2005 yılında Merkel’in imtiyazlı ortaklıktan bahsederek büyük hata yaptığını söyleyen Özdemir, Merkel'in Türkiye'yi ancak mülteci krizi ile yeniden tanımaya başladığını kaydetti.
ALMAN KATILIMCI:BİİZM YAPTIĞIMIZ HATAYI YAPMASINLAR
Etkinlik sonrası DW Türkçe’ye konuşan bir Alman katılımcı geceye katılma nedenine ilişkin "Başkaları da aynı hatayı yapmasın diye Alman tarihinden kendi tecrübelerimizi aktarma ihtiyacı duydum. Zor durumlarda, anayasa üzerine bu kadar temel kararlar alınmamalı ve daha fazla denge ve barışın hakim olduğu bir periyoda kadar beklenmeli" diye konuştu. (Kaynak: Deutsche Welle Türkçe)