Arap basınında geçen hafta: ABD Türkiye'ye alternatif müttefik arıyor
Erdoğan'ın Trump'la yaptığı görüşme, İran seçimleri ve Trump'un Suudi Arabistan ziyareti, Arap basınında geçen haftanın öne çıkan konularıydı. Rai Al Youm gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan'a göre "ABD Türkiye’yi müttefik olarak aşamalı bir şekilde terk ediyor. Hem ABD hem de Avrupalı müttefikleri Türkiye’ye alternatif bir müttefik arayışına girmiş durumda.”
Arap basınında bu hafta, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti ve ziyaret kapsamında Suudi yönetiminin Trump’a yönelik gösterişli misafirperverliğine geniş yer ayrıldı.
Seçim çalışmaları sırasında Müslümanlara yönelik söylemleriyle sık sık gündeme gelen ve bu yüzden İslam Dünyası’nda büyük öfke toplayan Trump’ın Riyad gezisi, ilk yurt dışı ziyareti olması hasebiyle farklı bir önem sahip.
Trump’ın ziyaretinde Suudi Arabistan yönetimiyle imzaladığı anlaşmalar ve özellikle 110 milyar dolarlık silah anlaşması dikkat çekti.
İran’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Hasan Ruhani’nin ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesi, bu hafta Arap basınında öne çıkan bir diğer gelişme oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye yaptığı ziyaret ve Donald Trump ile yaptığı görüşme de Arap basının bu hafta yakın takibindeydi. Londra merkezli Rai Al Youm gazetesinin genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan, ziyaretin sonuçlarıyla ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
'ABD TÜRKİYE’DEN VAZGEÇİYOR'
Rai Al Youm gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisini yorumladı. Atwan, ABD’nin Türkiye’den müttefik olarak vazgeçtiği görüşünde:
“Erdoğan, Washington ziyareti ve ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede, ABD’nin Kürtler’i silahlandırma ve Rakka operasyonunun ABD’yle beraber Türkiye’nin öncülüğünde gerçekleşmesi şeklindeki taleplerine olumlu karşılık bulmadı.
ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler ‘gerginlik’ döneminden ‘karşı karşıya gelme’ dönemine girdi. Çünkü Kürtler ABD için bölgedeki politikalarının eksenini oluşturacak stratejik bir müttefik konumunda. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’nin IŞİD ile mücadeledeki temsilcisi Brett McGurk’ın değiştirilmesini isterken, Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de PYD’ye karşı hiçbir ülkeye danışmadan harekete geçme hakkını saklı tuttuğunu belirtti.
ABD, PYD’ye verilen silahların Türkiye’ye karşı kullanılmayacağı yönünde söz verdi. Ancak daha önce de Suriye’de herhangi bir Kürt oluşumuna izin vermeyeceğini açıklamıştı. Daha önce de Kuzey Irak için vaatlerde bulunmuştu. Ancak gelinen noktada görülüyor ki ABD bu tarz vaatlerini yerine getirmiyor. İşte Kuzey Irak’taki Kürt oluşumu bağımsızlık için referanduma hazırlanıyor.
ABD Türkiye’yi müttefik olarak aşamalı bir şekilde terk ediyor. Hem ABD hem de Avrupalı müttefikleri Türkiye’ye alternatif bir müttefik arayışına girmiş durumda.”
ERDOĞAN MEVCUT DURUMU KABULLENMELİ
Sol çizgide yayın yapan Iraklı Ahewar adlı internet sitesinde “Erdoğan mevcut durumu kabullenip ayak uydurmalı” başlığıyla ve İmad Ali imzasıyla yayınlanan makalede Türkiye’nin Trump’ı ikna etmedeki başarısızlığının ardından farklı beklentilere girdiği ifade edildi:
“Şimdi ABD-Kürt işbirliğinin başarısız olmasını bekliyor hatta umut ediyorlar. Diğer taraftan da güvenlik ve istikrarın bölgeye PYD ile gelemeyeceğini, hatta Rakka operasyonundan sonra IŞİD’in bölgeden temizlenmesinin ardından bile bunun olamayacağını düşünüyorlar. Yine aynı şekilde ABD’nin en sonunda Kürtler’i desteklemekten vazgeçeceğini ve kendilerine yöneleceklerini bekliyorlar. Bu da aslında Donald Trump’ı Kürtler’i silahlandırmak kararından vazgeçirme çabalarında başarısız olduklarına işaret etmektedir.”
İRAN’DA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Ürdün El Destur gazetesi yazarlarından Mahir Ebu Tayyar, İran seçimlerini kalem aldığı makalesinde, seçimlerde kazanacak olan adayın kim olduğunun İran siyaseti açısından pek de önemli olmadığı görüşünü savundu:
“İran’ın yeni cumhurbaşkanı kim olursa olsun, bu yeni cumhurbaşkanını siyasi kimliği, önümüzdeki yıllarda İran’ın siyasi çizgisinin belirlenmesinde çok az derecede etkili olacaktır. Dini, askeri kurumlar ve güvenlik birimleri gibi bir çok farklı kurum İran’ın söz konusu politikalarının belirlenmesinde birinci rolü oynamaktadır. Bunun aynı sıra İran’daki geleneksel güç dengelerinin halk, dini inanç ve ekonomi üzerindeki etkisi de önemlidir.”
'TEK LİDER HAMANEİ'
Londra’da merkezli Suudi gazetesi Sharq Al Awsat’ta Kerim Abdian Beni Said imzalı yazıda da seçilecek cumhurbaşkanının bir etkisi olmadığı ve İran’da en büyük gücün dini lider Hamanei olarak kalacağı ifade edildi:
“İran’da yapılan seçimler üzerinden ülkede bir değişim bekleyenler şunu çok iyi bilmelidirler ki, hangi aday kazanırsa kazansın hiçbir zaman gerçek bir iktidarın sahibi olamayacak. Rejimin en büyük lideri ve rehberi olan Hamanei, bütün bakanlıkları, askeri ve siyasi işleri ve dış politikayı elinde tutmaya devam edecek.”
'PUTİN’İN HASAN RUHANİ’YE KUTLAMA MESAJI'
Rai Al youm gazetesi İran seçimlerine yer verdiği başyazısında, Trump’ın İran cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye kutlama mesajı göndermemesi ve Putin’in Ruhani’ye gönderdiği kutlama mesajını değerlendirdi:
“Demokratik dünyanın lideri konumundaki Trump, İran cumhurbaşkanı Ruhani’yi tebrik etmedi. Zira, Trump, İran’la savaş için Sünni bir İslami NATO oluşturulmasıyla meşgul. Ancak Putin’in Ruhani’ye gönderdiği kutlama metnindeki mesajlar oldukça anlamlı. Bu mesaj belki de Trump’ın Suudi Arabistan’nın başkenti Riyad’taki zirvelerine karşı bir tepkidir.
İran’da Ruhani’nin tekrar seçilmesi, İran’da gerek halkın gerekse de resmi mercilerin Trump’ın Arap müttefikleriyle beraber İran karşıtı ittifaklarına karşı bir tepki niteliğindedir. Bu da esasen önemli bir tepkidir, çünkü Ruhani seçim sandıkları vasıtasıyla ve demokratik bir şekilde seçildi.”
TRUMP’IN SUUDİ ARABİSTAN ZİYARETİ
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret, ilan edildiği günden bu yana Arap basınının gündemindeydi. Trump’ın ziyareti sırasında sadece 110 milyar dolarlık bir silah anlaşmasına imza atan Suudi yönetimine yakın gazetelerde Trump’ın ziyaretinin İran’a karşı savaş açısından önemine dikkat çekildi.
Suudi El Riyad gazetesinden Meşari el Naim, Trump’ın ziyaretinin önemine değindiği yazısında, bu ziyaretin “bölgede işbirliğini güçlendirmesi ve mezhepçilik ile huzursuzluğu yaymaya çalışan İran yayılmacılığıyla mücadele” açısından önemli olduğunu vurguladı.
Al Kuds Al Arabi gazetesindeki bir yazıda ise, Trump’ın Ortadoğu ziyaretinin “krizlerden kaçış ve Obama’nın bölgedeki siyasi mirasının sökülmesine devam edilmesi” anlamına geldiği kaydedildi.
Bunun yanı sıra, söz konusu ziyaretin “Trump’ın seçim çalışmaları döneminde söylediği ve İslam düşmalnlığı şeklindeki sözlerinin yerine yeni bir şey sunabilmesi için bir fırsat olduğu” belirtildi.
'BÖLGENİN GELECEĞİ ARABİSTAN’DA ÇİZİLİYOR'
Suudi El Vatan gazetesi yazarlarından Hadi El Yami, ziyaretle ilgili “Ortadoğu’nun geleceği Suudi Arabistan’da çiziliyor” yorumunu yaptı.
Yazar, Trump’ın Suudi Arabistan’ı “bölgedeki sorunlar açısından çözümün kilidi” olarak nitelendirmesini şöyle değerlendirdi:
“Ziyaret için Suudi Arabistan’ın seçilmesi sadece İslam Dünyası’ndaki konumundan ileri gelmemektedir. Arabistan’ın İslam ülkeleri arasında şüphesiz önemli bir rolü bulunmaktadır. Suudi Arabistan İslam ülkeleriyle arasındaki ayrıcalıklı ilişkileri sayesinde, bir çok Arap ve Müslüman lideri bir araya getirebilir. Bunun yanı sıra Arabistan, ABD’nin bölgedeki en önemli ve en eski stratejik müttefiklerinden biridir.”
'380 MİLYAR DOLARLIK ANLAŞMALAR'
Middle East Online haber sitesi, Donlad Trump’ın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta Suudilerle imzaladığı ticaret anlaşmalarına dikkat çekti. Haber sitesi bu anlaşmaları “Washington ve Riyad ittifaki 380 milyar dolarlık anlaşmalarla güçlendi” şeklinde nitelendirdi.
Suudi Arabistan’ın resmi haber ajansına göre, iki ülke arasında imzalanan toplam anlaşma sayısı 34 ve savunma sanayiden ulaşıma ve petrol ticaretine kadar birçok alanı kapsıyor. Savunma alanında yapılan ve ABD’nin Suudi Arabistan’a silah satışını öngören anlaşmanın değeri ise 110 milyar dolar.
Middle East haber sitesi, Donald Trump’ın ziyaret sırasında Suudi yönetimi tarafından karşılanmasını bir önceki başkan Obama’nın ziyaretiyle kıyasladı. Haber sitesi, “Trump’a gösterilen büyük misafirperverlik, Obama’nın protokol kurallarına uygun olarak karşılanmasıyla çelişiyor” ifadesini kullandı.