Alman basını: Türk hükümeti artık ölçü tanımıyor
Alman basını hak savunucularının tutuklanmasını ve gerilen Türkiye-Almanya ilişkilerini yorumladı. Türkiye'nin totaliterleştiği yorumları öne çıkıyor.
DUVAR - Büyükada'da gözaltına alınan 10 insan hakları savunucusundan 6'sının tutuklanması ve gerilen Türkiye-Almanya ilişkileri Alman basınında önemli bir gündem. Gazetelerde konulara ilişkin yorumlarda Türkiye'nin totaliterleştiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi bir paranoya yaşadığı ve ülkeler arasındaki ilişkinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tırmandırıldığı eleştirileri öne çıkıyor.
'BU SİYASİ BİR PARANOYADIR'
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi insan hakları savunucularının tutuklanmasını sert bir dille eleştirdi. "Erdoğan kendisine tapanlarla ona uymayan diğerleri arasında tercih yapıyor. Ancak onları terörist ve darbecilerle bir görüyor." diyen gazete bunun siyasi bir paranoya olduğu tespitini yapıyor. Gazetede yer alan satırlar şöyle:
"Ankara'nın elçisi, biri Alman altı insan hakları aktivistinin tutuklanması nedeniyle dışişlerine çağırıldı. Dışişleri Bakanı'nın tatilini yarıda kesip geri dönmesi ilk etapta dramatik görünüyor. Ancak durum ciddi ve şiddetlenmeye devam ediyor. Türk hükümeti söylem ve davranışlarında artık ölçü tanımıyor. Ülkeye seyahat eden Alman gazetecileri riske atmak, tutuklamak ve rehin almak... Alman şirketleri teröre destek vermekle suçlanıyor. Erdoğan kendisine tapanlarla ona uymayan diğerleri arasında tercih yapıyor. Ancak onları terörist ve darbecilerle bir görüyor. Bu siyasi bir paranoyadır."
'TÜRKİYE YÖNETİMİ TOTALİTERLEŞİYOR'
Die Welt gazetesi, 'soğuk bir iç savaş hâkim olan' Türkiye, Macaristan ve Polonya'daki yönetimlerin giderek totaliterleştiği yorumunu yaptı. Gazetenin yorumunda şu ifadeler kullanıldı:
"Türkiye, Macaristan ve Polonya'da soğuk bir iç savaş hakim. Her üç ülkede de seçim zaferi kazanan hükümetler totaliterliğe kayıyor. Toplumlarını kendi hakimiyetleri altına almak, kendi anlayışları doğrultusunda kültürel değişim yaratmak ve güçlerini pekiştirmek istiyorlar, yöntemleriyle hukuk devleti, güçler ayrılığı ve demokratik değerlere zarar veriyor olsalar da. Soğuk savaş gibi soğuk iç savaş da sadece bir siyasi güç mücadelesi değil ama aynı zamanda insanların zihniyetleri için yürütülen ideolojik bir savaş. Bu yüzden bu üç ülkede çok sert bir şekilde devam ettiriliyor ve sivil toplumun taşıyıcıları da bundan kurtulamıyor."
'ERDOĞAN SADECE GÜÇ VE SERTLİĞİN DİLİNDEN ANLIYOR'
General Anzeiger gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yalnızca güç ve sertliğin dilinden anladığını yazdı. Gazete yönetimin tutumunu şöyle tanımlıyor:
"Maalesef Erdoğan'ın iyileşeceğine yönelik bir belirti yok. Belki de Erdoğan, Türkiye'de tutuklu bulunan Almanları, Almanya'nın başarısız olan darbe sonrası buraya gelen Türk subayları iade edeceği zamana kadar tutmayı hesaplıyor. Ancak iş hiçbir zaman o noktaya gelmeyecek. Erdoğan sadece güç ve sertliğin dilinden anlıyor. Buradaki problem şu ki; Avrupa Birliği, Türkiye ile katılım müzakerelerini ertelerse, Erdoğan'ın hedef alarak hitap ettiği milliyetçilik daha da destek kazanacak."
'ERDOĞAN TARAFINDAN TIRMANDIRILAN İLİŞKİLER'
Stuttgarter Zeitung gazetesi ise, Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tırmandırıldığını belirterek Almanya'nın geldiği eşikte sözlerini ve eylemlerini takip etmesi gerektiğini söyledi. Gazetede yer alan yorum şöyle:
"Seneler içerisinde inşa edilen, hızlı bir şekilde yıkılıyor: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tırmandırılan Almanya ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkiler darmadağın bir hale gelmiş durumda. Boğaziçi'ndeki ülkenin terörle mücadele ve göç konularında statejik öneminin farkında olan Alman hükümeti, geçtiğimiz aylarda işbirliği yapan bir tavırdan sözlü olarak cepheleşen bir tavıra doğru sürüklendi. Yeniden bir Alman vatandaşının şüpheli koşullarda tutuklanmasının ardından, Almanya kendisini öyle bir eşikte buldu ki sözleri eylemlerini takip etmesi gerekiyor." (Kaynak: DW Türkçe)