İspanyolca Konuşan Dünyada Geçen Hafta: Venezuela'ya baskılar, Maduro'ya küskünleri birleştirdi
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun partisi PSUV'un seçim zaferinden sonra geçtiğimiz hafta İspanyolca konuşan dünyada Chavezcilerin analizleri dikkat çekti. Maduro'nun zaferinde, ülkeye yönelik dış baskıların partiye küskünleri birleştirdiği üzerinde duruldu.
Latin Amerika'da, hatta yoğun Katalan gündemine rağmen İspanya'da da geçtiğimiz hafta Venezuela bölgesel seçimleri çok fazla konuşuldu. Sağ basın geçtiğimiz bahar aylarında başlayan ve yaza kadar devam eden sokak gösterilerini düzenleyen muhafazakar-liberal muhalefetin seçimlere itirazını öne çıkarırken, sol basında Chavezci sosyalist lider Nicolas Maduro'nun Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi'nin (PSUV) bu beklenmeyen zaferi nasıl kazandığı üzerinde durdu.
Geçtiğimiz pazar günü Venezuela'da eyalet valilerini seçmek için düzenlenen seçimlerde PSUV yaklaşık yüzde 54 oy alarak, 23 eyaletten 18'inde birinci parti olarak çıktı. Ülkede tırmanan ekonomik krizi fırsat bilen sağ muhalefet geçtiğimiz yıl şiddetli sokak gösterileri düzenlemiş, onlarca insan hayatını kaybetmişti. Mision Verdad'dan Bruno Sgarzini, 'Maduro'nun darbeyi yenmek için yol haritası' başlığıyla yazdığı yazıda Venezuela seçimlerini geçtiğimiz yıllarda yaşanan olaylara değinerek yorumladı.
Chavezciler seçimi nasıl kazandı?
2015 başlarında Maduro, hakkında sürekli atılan negatif başlıkların, onu bölgesel bir lider olarak gösterdiğini hatırlatan Sgarzini, 2017'de medyanın Maduro'ya karşı tutumuna dikkat çekti. Gerçekten de Brezilya'nın eski lideri Dilma Roussef ve Arjantin'nin eski lideri Cristina Kirchner'e karşı sağ medyadan yükselen sesler, bu iki ülkede iktidarın daha sağ partilere geçişini yumuşatmıştı. Venezuela'ya uygulanan uluslararası baskıların Maduro yönetimine ve PSUV'a küskün olanları birleştirdiğini vurgulayan Sgarzini, "2017 yılında yapılan tüm medya kampanyası, Maduro'nun her türlü haktan vazgeçip, onun halk nezdinde 'siyasi ölümüne yer açmak' üzerine kuruluydu. Bunların bazıları Maduro'yu narkotik bir devletin diktatörü olmakla suçluyordu..." sözleriyle geçmişteki yorumları hatırlattı.
CHAVEZCİLERİN SAĞ BASINLA MÜCADELESİ
Sgarzini aynı zamanda Kolombiya'nın El Espectador gazetesinin Maduro hakkında yaptığı olumsuz yorumlara dikkat çekti. Venezuela'da seçim sonuçlarından sonra sol kanattan yapılan analizlerin pek çoğunda Latin Amerika sağ basınının tutumu tekrardan hatırlatıldı. Latin Amerika'da yapılan yorumlara karşı, diğer gruplara kıyasla daha hassas olan Chavezciler, önemsedikleri 'Latin Amerikalılık' kimliği dolayısıyla kıtada kendileri hakkında yapılan yorumlara cevap verme ihtiyacı duyuyor. Ancak tek neden bu değil. Geçtiğimiz yıllarda Brezilya ve Arjantin'de sol tandanslı yönetimlerin yerini sağa bırakması, Latin Amerika'da Chavezcilerin etkisinin de sona ereceği yorumlarının yapılmasına neden olmuştu. Latin Amerika ve Batı'nın liberal-sağ basını da Arjantin ve Brezilya'yı, Venezuela'nın izleyeceğini öne sürüyordu. Dolayısıyla zafer kazanan Chavezciler eyalet seçimleriyle birlikte bu tezlerin çöpe atıldığı görüşünde.
İspanyolca Konuşan Dünyada Geçen Hafta: Beğenmeyen Venezuela'ya gitsin
Amerikan basını Venezuela'daki seçimler sonrasında ülkeye dair olumsuz haberler dizilerini kaleme almakta geç kalmadı. The New York Times gazetesinin, 'Venezuela'da halkın yüzde sekseni yoksulluk içinde olduğu ve yiyecek dağılımında eşitsizlik olduğu' iddiaları sosyal medyada tepki topladı. Haberin altında yapılan 'Peki bunların ne kadarı ABD propagandası ve ne kadarı ABD müdahalesi nedeniyle' yorumları dikkat çekti.
SEÇİM ZAFERİ 'YENİ BİR DALGA' MI?
Özellikle başkanlık koltuğuna Donald Trump'ın oturmasıyla birlikte ABD'nin Venezuela'ya yönelik politikası daha da sertleşti. Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünden Latin Amerika ülkesine dair tehdit dolu sözler savurması ve askeri müdahale sözlerini gündeme taşıması, Venezuela solunun ABD karşıtlığı üzerinden birleşmesine neden oldu. Ciudad CCS'de 'Maduro: Halk Trump'ın emperyalist hükümetine mesaj vermiştir' başlığıyla yer alan haberde Maduro'nun 15 Ekim seçimde 'devrimin, valiliklerin çoğunu kazanarak ABD hükümetinin müdahaleci politikalarına güçlü bir mesaj verdiği' yer aldı: "Miraflores Sarayı'nda uluslararası basın temsilcilerine seslenen Maduro, 'Halk bilgedir. Onlar Donald Trump'ın emperyalist hükümetine ve onun bölgesel müttefiklerine şiddetli bir mesaj vermiştir.' Cumhurbaşkanı aynı zamanda 'Bu zafer, Latin Amerika ve Karayiplerin tamamını saracak olan yeni bir ilerici, devrimci, milliyetçi ve halkçı zafer dalgasının parçasıdır' dedi."
Chavezciler Venezuela zaferiyle birlikte kıtada son yıllarda güç kaybeden sol tandanslı siyasi hareketlerin tekrar güç kazanacağı görüşünde. Bu zaferin Hugo Chavez'in seçimle iktidara geldiği 1999 yılında yarattığı sol rüzgar kadar etkili olamayacağı kuşkusuz. Ancak kıtada solun olası kayıplarına bir nebze de olsa engel olabileceği görüşü pek çok kişi tarafından dillendiriliyor.
Seçimlerde beklediğinden ağır bir yenilgi alan sağ-muhafazakar-liberal partilerin oluşturduğu MUD'dan, 'Seçim sonuçlarının gerçeği yansıtmadığını' söylese de 'revizyon' sesleri geliyor. Sağcı El Universal gazetesinde yer alan habere göre MUD'un bileşeni partiler, seçimlerde yapılan hataları kabul edip sağ muhalefet çatısını genişletmeyi öngörüyor. Aynı gazete ABD'nin Venezuela'daki seçim sonuçlarını denetleme isteğini de ön sıralarda yer verdi, 'Donald Trump yönetimi, ulusal yönetimin muhalif adayları yemin etmeye zorlaması nedeniyle kınadı.'
Eyalet seçimlerinde Chavezciler 'sildi süpürdü'
İspanyolca konuşan dünyada geçen hafta: Latin Amerika'da 'Che' fırtınası