Katalan vekil Botran: İspanya solu devrimci görevi üstlenemedi
Bağımsızlıkçı hükümet koalisyonunun içinde bulunmasa da bağımsızlıkçı ve sosyalist bir çizgi izleyen CUP'un milletvekili Albert Botran ile bağımsızlık sürecini konuştuk. Botran, Katalan bağımsızlığının aynı zamanda İspanya için bir fırsat olduğunu söyledi.
DUVAR - İspanya'da Katalan gündemi, bağımsızlık ilanıyla birlikte yeni bir aşamaya geldi. Barcelona'da 'sivil seferberlik' çağrıları yapılırken Madrid, Katalonya'nın özerkliğini askıya alacak 155'inci maddeyi uygulamaya koyuyor. Kendini feminist, sosyalist ve antikapitalist olarak tanımlayan Halk Adaylığı Birliği'nin (CUP) ismi, son süreçte özellikle sokaktaki ve meclisteki bağımsızlık konusundaki ısrarı nedeniyle İspanya basınının gündemindeydi.
Katalonya'nın bağımsızlık sürecinde en büyük rollerden birini oynayan CUP'un Katalan parlamentosundaki milletvekili ve tarihçi Albert Botran ile son süreci, geleceğe dair öngörüleri konuştuk. CUP ile Izquierda Unida ve Podemos gibi İspanya'nın her bölgesinde siyaset yapan diğer sosyalist partiler arasında, bağımsızlığa dair yapılan farklı yaklaşımlardan bahsettik.
Katalanları bundan sonra ne bekliyor?
Bağımsızlık ilanında CUP'un rolü ne oldu?
CUP, cumhuriyet ilanının hep savunucusu oldu. 1 Ekim seçimlerinin bir ödeviydi bu. Anayasadaki 155'inci madde çok konuşuldu, yani özerkliğin kaldırılması. Buna karşı cumhuriyetin, 155'in uygulanmasına karşı bir reaksiyon göstermesi gerekiyordu. Ana motivasyonumuz 1 Ekim'de varılan noktaydı, biz de halkın kendi bedeniyle polise karşı koruduğunu savunduk, savunmaktayız.
Bağımsızlık ilanından sonra Madrid'in yapabileceklerine dair öngörüleriniz var mı?
Ben Madrid'in tehditlerinin çok sert olduğunu düşünüyorum. Bugünkü süreç ilk bakışta önceki kadar sert gibi görünmüyor. Ancak yarın [bugün] yargı gücü, bu tehditleri daha da sertleştirecek. Tutuklamalarla, cezaevleriyle tehdit ediyorlar. Bizim için bunun kabul edilebilecek bir yanı yok. Yarından itibaren yargı gücü, yürütme gücüne göre daha agresif, daha sert bir çizgiyi takip edecek ve görünen o ki seçim çağrısı da yapılacak. Ancak bunlar 'en sert' tehditler değil, örneğin devlet aynı zamanda kendi güçlerini seferber etti. Biliyorsunuz ki burada bir direniş var.
Geçtiğimiz hafta CUP, Puigdemont yönetimiyle birlikte bağımsızlık formülü üzerine görüştü, ardından da bağımsızlık ilan edildi. Bugüne geldiğimizde çoğu insan bu bağımsızlığın nasıl işleyeceğini merak ediyor. Sizin bağımsızlık yolunuz nedir?
Evet, cumhuriyeti inşa etmemiz gerekiyor ve bu görevi gerçekleştirmenin çok zor olduğunu da biliyoruz. Çünkü sayabileceğimiz tek şey halk seferberliğinin gücü. Kurumsal gücü sayamıyorum çünkü merkezi hükümetin tavrından dolayı biraz zedelendi. Yerel yönetimler ve belediyeler varlığına devam ediyor ama Generalitat'ın gücü (Katalan hükümeti) yer değiştirdi. Bu yüzden cumhuriyeti kurma görevi, bu gücün haricinde gerçekleşecek. Halk gücünün, aldığı inisiyatifi direnişle birleştirmesiyle beraber gerçekleşecek. Şöyle düşündürmeli, öncelikli olarak yapacağımız kaybettiğimiz 'güçlerimizi' kazanmak olacak. İkinci olarak yapılması gerekense cumhuriyetin 'enternasyonalize' edilmesi. Meşru bir cumhuriyet uluslararası çalışmayla devam edecek. Dünyada cumhuriyetin diğer Avrupa veya dünya ülkeleri tarafından tanınması sağlanacak.
Katalan sol parti CUP: Bu saldırıları Franco'culardan biliyoruz
Son olarak, kimi zaman Katalan sol hareketlerle İspanya solu fikir ayrılığına düşebiliyor. Örneğin Izquierda Unida (Birleşik Sol) ve Podemos, bağımsızlığa 'hayır' dedi. Siz de bir Katalan sosyalisti olarak bu fikir ayrılığını nasıl yorumluyorsunuz?
Öncelikle burada farklı saflaşmalar var. Podemos'taki insanlar son süreçte bağımsızlıktan 'yana' bir tavır almadılar. Ancak Podemos ve Izquerda Unida'nın buradaki kanadı, İspanya'nın genelindeki tavırlarından daha farklı davrandı. Biz şöyle düşünüyoruz, bazı solcular var ki cumhuriyeti kurma fırsatını reddedip, rejimin içinde yer alarak onu yeniden inşa etmeyi tercih ediyor. Oysa biz bu 'fırsatı' sadece Katalanlar için düşünmüyoruz, bunu onların da İspanya cumhuriyetini inşa etmesi için bir fırsat olarak görüyoruz. Hükümetin, öncelikli güçlerin yeniden kurulması için sola fayda sağlayabilecek bir şey bu. Ama bence onlar bu devrimci rolü üstlenmediler, rejimin içinde kalmayı tercih ettiler. Sadece rejimin onlara izin verdiği ölçüde hareket ettiler. Bu yüzden yeterince olgun bir sol yok. Ancak bizim için bu, onların da karşı olduğu 1978 Anayasası'yla yürütülen bir rejimi geride bırakmak için müthiş bir fırsat.