Arap dünyasında geçen hafta: Soçi tarihi zaferin ilanı mı?

Suriye’de yayınlanan El Vatan gazetesinde Bessam Ebu Abdullah imzasıyla çıkan yazıda, Soçi’deki Esad-Putin zirvesinin Suriye’deki tarihi zaferi ilan etmek için gerçekleştiği ifade edildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Arap dünyasının bu haftaki gündeminde Suriye krizinin çözümü için yapılan görüşmeler ve bu bağlamda Rusya’nın Soçi kentindeki Rusya-Türkiye-İran zirvesi ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın krizin başlamasından sonraki ikinci Rusya ziyareti ön plana çıktı.

Suriye basını özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye lideri Esad arasındaki görüşmeye odaklandı ve bu zirve “tarihi” olarak nitelendirildi. Soçi’deki üçlü zirve ile ilgili ise Arap medyasındaki genel yorumlarda yepyeni bir dönemin başladığı belirtildi.

Uzun dönemden beri terör eylemleriyle sarsılan Mısır’da bu kez bir caminin hedef alınması ve 300’den fazla kişinin hayatını kaybetmesi hafta sonuna doğru gündeme bomba gibi düştü. Basında özellikle saldırı için Sina Yarımadası’nın seçilmesi ve bu katliam için camideki cemaatin hedef seçilmesi medyada ön plana çıktı.

Bu hafta Mısır’dan gelen bir başka haber de oldukça dikkat çekti. Mısır savcılığı, Türkiye adına casusluk faaliyeti yürüttüğü gerekçesiyle 29 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Mısır basınındaki iddialara göre Türkiye,  Müslüman Kardeşler’i iktidara getirmek için Mısır devleti aleyhinde bazı planları devre soktu.

MISIR BASININDAN ÇARPICI İDDİALAR: “TÜRKİYE’DEN MISIR ALEYHİNDE ÜÇ AŞAMALI PLAN”

Mısır medyasında, Türkiye adına casusluk yapan bir çetenin çökertildiği ve 29 kişinin gözaltına alındığı yönündeki haberler, haftanın en dikkat çeken gelişmeleri arasındaydı. Mısır savcılığı, gözaltına alınan kişilerin, telefon dinlemeleri yaptığını, kara para akladıklarını ve yasadışı bir şekilde döviz ticareti yaptıklarını açıkladı. Savcılığın bu kişilere yönelik asıl suçlaması ise, “Türk istihbaratıyla beraber devlet aleyhinde çalışmak ve Müslüman Kardeşler teşkilatını iktidara getirmeye çalışmak” şeklinde oldu.

El Ahram gazetesi konuyla ilgili bir haberinde ise çok çarpıcı bir iddiayı daha gündeme getirdi. Gazetenin iddiasına göre; Türkiye Mısır devletinin aleyhinde üç aşamalı bir planı devreye sokmaya çalıştı. Türkiye’nin bu planını gerçekleştirmek üzere Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı vekil olarak tayin ettiği de iddialar arasında.

Bu plana göre, birinci aşamada Mısır devlet kurumlarının işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığı ve vatandaşlara hizmet veremez şeklinde gösterilmek istendiği ancak bunun için görevlendirilen İhvan üyelerinin başarısız olduğu kaydedildi.

İkinci aşamaya göre ise, Mısır’da farklı gruplar eliyle terör eylemleri gerçekleştirilmesi ve bu eylemler vasıtasıyla devletin çökmesinin hedeflendiği kaydedildi.  Gazete, üçüncü aşamanın, Müslüman Kardeşler’in yönetimi ele geçirmeleri ve hedeflerini gerçekleştirmeleri için Türkiye tarafından desteklenmesi şeklinde olduğunu yazdı.

“DAHA ÖNCE BENZER İDDİALAR GÜNDEME GELMİŞTİ”

Al Kuds Al Arabi gazetesi, konuya yer verdiği yazıda, böyle bir iddianın ilk defa gündeme geldiğini vurgulayarak, Mısır’da daha önce de bazı kişilere “Katar adına casusluk” ve “Hamas adına casusluk” suçlamalarının yöneltildiğini hatırlattı:

“Birkaç gün önce daha önce hiç duymadığımız bir suçlamayı duymuş olduk. Bu suçlama da ‘Türkiye adına casusluk’tur. Daha önce de Katar için veya Hamas adına casusluk suçlamalarını duymuştuk.  Bu garip suçlamalar da Mısırlılar ve Mısır rejimine ağır kanuni, siyasi ve ekonomik yük getirmektedir.  Aynı şekilde Mısırlıların yaşam koşullarını daha da zorlaştırmaktadır.”

ESAD-PUTİN ZİRVESİ

Ürdün El Destur gazetesinden Cemal El Alavi, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasındaki zirvenin zamanlamasına dikkat çekti:

“Putin ve Esad arasındaki zirve, çok önemli bir yol ayrımından geçildiği bir zamanda gerçekleşti.  Bu yol ayrımı da Suriye’de ‘terörle mücadelede’ kat edilen mesafe ile ilgili. Özellikle de Elbukemal bölgesinin IŞİD’den temizlenmesinden sonra. Bu zirve Esad’ın Rus askeri yetkilileriyle görüşmesine yönelik de bir hazırlıktı. Çünkü barışa giden yolun askeri kazanımlar tarafından belirleneceği de en önemli başlıklardan birini oluşturuyor.”

SURİYE BASINI: “TARİHİ ZAFER”

Suriye’de yayınlanan El Vatan gazetesinde Bessam Ebu Abdullah imzasıyla çıkan yazıda, Soçi’deki Esad-Putin zirvesinin Suriye’deki tarihi zaferi ilan etmek için gerçekleştiği ifade edildi:

“Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile Rusya lideri Vladimir Putin arasında Soçi kentinde gerçekleşen görüşme, Suriyelilerin, İranlıların ve Hizbullah’ın fedakârlıkları ve Rusya Federasyonu’nun desteğiyle gelen zaferin ilanı için yapıldı. Rusya’nın bu sonsuz desteği, insanlığı ve medeniyeti hedef alan vahşi teröre karşı verilen bu kutsal savaşta üst düzey generallerin hayatını kaybetmesi boyutuna kadar ulaştı.

Bu zirve bir yandan iki lider arasındaki ilişkinin derinliğine işaret etmektedir. Diğer yandan da Ortadoğu’da Rusya ve Suriye arasındaki sağlam ilişkileri de yansıtmaktadır. Nitekim Suriye Ortadoğu’nun kapıları için bir başlangıç noktasıdır.”

“İLAN EDİLENDEN DAHA FAZLASI”

Rai AL Youm gazetesi yazarlarından Kemal Halef, Soçi’de Rusya-Türkiye-İran üçlü zirvesinin sonuçlarını kaleme aldığı yazısında, bu zirvede bahsedilenden daha fazla konu konuşulduğunu ve zirvenin sonuçlarının ilan edilenden daha fazla ve önemli olduğunu kaydetti:

“Soçi’deki üçlü Suriye zirvesinde yaşananların ilan edilenden daha fazla olduğunu düşünüyorum.  Suriye ve bütün bölgeyle ilgili üzerinde durulan konular bize açıklanandan daha da derindi.  Hatta üzerinde durulan konular bölge için tarihsel nitelikte. Bu konuların arasında Suriye’nin geleceği ve devletin şeklinin ne olacağı gibi başlıklar vardı. Ayrıca Rusya’nın ortaya koyduğu harita çerçevesinde alınan kararların uygulamaya konması için bir takvim de konuşuldu. Türkiye ve İran ise kendi çıkarlarını buna göre şekillendirdi.”

“ESAD’IN NÜFUZ ALANI DARALIYOR”

Suudi El Hayat gazetesinden Raid Cabir ise, Putin-Esad zirvesine farklı bir açıdan yaklaştı. Yazara göre, bu ziyaret ve Esad’ın zaferden bahsetmesinin nüfuzunun ne kadar daraldığı gerçeğini örtmediğini yazdı:

“Esad, Rusya’ya ikinci ziyaretine, önündeki zor seçenekler ışığında başladı. Esad’ın kendi deyimiyle ‘Suriye’yi kurtaran Rus generallere’ yönelik kullandığı ifadeler ve ettiği teşekkürler de onun nüfuz alanının ne kadar daraldığı ve etkisinin ne kadar sınırlı olduğu gerçeğini örtmemektedir.  Zira Rus yorumcular ve Rusya medyası,  Suriye’de kazananlardan bahsettiği zaman Esad’ın adını nadiren zikrediyor.”

Al Kuds Al Arabi gazetesi yazarı Kilib El Aşkar, “Putin’in, Esad’ın dolaylı olarak Soçi’deki zirveye katılması için ısrar etmesi, Esad’ın devlet başkanı olarak kalmasındaki ısrarını da gösteriyor” yorumunu yaptı.

“KATLİAMIN ARDINDA ULUSLARARASI BİR KOMPLO VAR”

Rai Al Youm gazetesi Mısır’da Sina Yarımadası’ndaki Bir El Abd bölgesindeki Ravda camisinde gerçekleştirilen ve 300’den fazla kişinin ölümüne yol açan terör eylemine yer verdiği başyazısında, Mısır’a yönelik bu tarz eylemlerin ardında uluslararası birtakım kesimlerin olduğunu ve hedefin Suriye, Irak, Libya ve Yemen’deki senaryoların Mısır’a taşınması olduğunu savundu:

“Sina’nın kuzeyindeki Ravda camisini hedef alan ve 235 kişinin ölümüne neden olan katliam çok açık bir şekilde gösterdi ki, bu eylemin arkasında duran güçlerin asıl hedefi terör, sivillerin katledilmesi ve Mısır’ın istikrarını sarsmaktır.

Suriye ve Irak’ı bölmeye ve parçalamaya çalışanlar ve daha sonra Libya’da ve Yemen’de bunu gerçekleştirmek isteyenler, bu kanlı projelerini Mısır’a taşımaya çalışmaktadırlar. Hem de Arap dünyası ve İslam ümmetinin hayrını istemeyen yabancı kesimlerin desteğini alarak…

Allah’ın evlerinden birinde namaz kılan müminleri hedefe koyarak onların arasında bomba yerleştirmek hayattaki en barbarca eylemdir.  Daha bir kaç gün öncesine kadar birçok Mısır askerinin ölümüne yol açan ve Mısır’ın batısında gerçekleşen terör eyleminin ardından Ravda camisi katliamının yapılması, bu tarz eylemlerin arkasında uluslararası güçlerin durduğu yönündeki bakış açımızı desteklemektedir.”

“DAHA FAZLA DİKKAT ÇEKMEK İÇİN CAMİ SEÇİLDİ”

Mısır El Ahram gazetesi, terör saldırısının namaz esnasında gerçekleştirilmesi ve bunun için Sina Yarımadası’nın seçilme nedenleriyle ilgili bazı noktalara yer verdi

“Bu alçak terör saldırısıyla ilgili birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Bunlardan en önemlisi, bu terör saldırısı Sina’nın kuzeyindeki Bir El Abd bölgesinde uluslararası kara yolunun yakınındaki bir yerde gerçekleştirildi. Yani teröristler tarafından güvenlik önlemlerinin daha az olduğu uzak bir bölge seçildi.

Bu saldırının namaz sırasında gerçekleştirilmesi, bu saldırıyı gerçekleştirenlerin daha fazla korku yayma ve kaos oluşturma gibi hedeflerini ortaya koyuyor. Zira basında daha fazla yer bulmayı da hedeflediler.”