Hakan Atilla jürisinde görüş ayrılığı

Hakan Atilla davasında kararını 2018'de verecek jüride 'görüş ayrılığı' yaşandığı belirtiliyor. Oy birliği ile karar vermesi gereken jürinin verdiği uzun ara da 'sıradışı' olarak değerlendiriliyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İran'a yönelik yaptırımların yasa dışı yollarla delinmesiyle ilgili New York'ta görülen davada karar için istişarelere başlayan jürinin sanık eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın suçlu olup olmadığı konusunda görüş ayrılığı yaşadığına yönelik işaretler geldiği belirtiliyor.

Türkiye'de kamuoyu tarafından 'Reza Zarrab davası' olarak bilinen yargı sürecinde Atilla tek sanık olarak yargılanıyor. Üç hafta süren duruşmaların ardından jüri, Çarşamba günü karar için değerlendirmelere başladı. Ancak üç günlük değerlendirme sürecinin ardından bir karara varamadı.

Noel ve yılbaşı tatilleri nedeniyle değerlendirmelere 3 Ocak tarihine kadar ara verildi. Jürinin, Atilla'nın suçlu olup olmadığına oybirliği ile karar vermesi gerekiyor.

Reuters haber ajansına göre jüri, Cuma günkü değerlendirmelerinde davanın hakimi ABD Bölge Yargıcı Richard Berman'a bir not göndererek, Attila'ya yöneltilen kara para aklama suçlamasıyla ilgili jüri üyelerinin tamamının "değerlendirme yaparken aynı kriterlere göre hareket etmesinin zorunlu" olup olmadığı sorusunu yöneltti. Berman da bu soruya 'evet' yanıtını verdi.

Davada, Atilla'ya "ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı (International Emergency Economic Powers Act) delmek için kumpas kurma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma, kara para aklama ve kara para aklamak için kumpas kurma" olmak üzere altı suçlama yöneltiliyor. Atilla, kendisine yöneltilen suçlamaları reddediyor.

Davada ayrıca kanıt dosyasında yer alan telefon dinlemeleri ve bazı belgelerin nasıl elde edildiğine dair 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile ilgili yürütülen soruşturmada görev alan eski polis memuru Hüseyin Korkmaz da ifade verdi. Korkmaz, bu belgeleri ABD'ye kendisinin getirip, ilgili makamlara teslim ettiğini öne sürdü.

Jüri, Perşembe de günü de Korkmaz'ın ifadesinin bir bölümünü gözden geçirme talebini bildirdi. Ayrıca, Berman'ın duruşmaların son gününde verdiği hukuki talimatlarla ilgili de netlik talep edildi. Davanın bir diğer tutuklu ismi Zarrab ise yargı süreci başlamadan önce iddia makamı ile anlaşma yoluna giderek, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etti ve mahkemede savcılık lehine tanık olarak ifade verdi.

'BU KADAR UZUN ARA SIRADIŞI'

Sanıklar, İran'ın Türkiye'ye sattığı doğalgaz ve petrol gelirlerini ABD'nin uyguladığı yaptırımların etrafından dolaşarak, İran'a dolaylı yollarla aktarmakla suçlanıyor. Bunun için altın ticareti ve 'hayali buğday ihracatı' yaptıkları öne sürülüyor.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın ise bu yöntemlerin işlemesi için yüklü miktarlarda rüşvet aldığı iddia ediliyor.

Davayı yakından izleyen gazetecilerinden New York Times muhabiri Benjamin Weiser, jürinin istişare görüşmelerinin günlerce, hatta haftalarca sürmesinin ender rastlanan bir durum olmadığını belirtti. Ancak Weiser, Twitter üzerinden attığı mesajlarda, jüri değerlendirmeleri sırasında bu kadar uzun bir ara verilmesini ise "sıra dışı" olarak nitelendirdi.

Weiser, "İran yaptırımlarıyla ilgili davada istişarelere 3 Ocak'ta devam edilecek olmasından dolayı yargıcın jüriye her gün verdiği olağan talimatları bu kez daha da bir önem kazanıyor. Yargıç, jüri üyelerine davayla ilgili hiçbir haberi okumamalarını, izlememelerini, konuyla ilgili araştırma yapmamalarını ya da konuyu bir başkasıyla konuşmamalarını söylüyor" diye yazdı. Davayı izleyen bir başka gazeteci Pete Brush da Berman'ın jüriyi tatil sırasında da gelip istişarelerinİ sürdürmeye ikna etmeye çalıştığını ancak bunun reddedildiğini belirtti. (BBC Türkçe)